''Bu Son Olsun''dan alternatif gala
Yönetmenliğini Orçun Benli'nin yaptığı 12 Eylül dönemini mizahi tarzda anlatan ''Bu son Olsun'' adlı filmin galası, 3 Ocak Salı günü, üzerinde yıkımı veya kapatılması gibi çeşitli tartışmalar yapılan tarihi Emek Sineması'nın önünde gerçekleştirilecek. Filmin gösterimi aynı sokakta bulunan Sinepop Sineması'nda yapılacak.
cumhuriyet.com.trEmek Sineması'nın korunması için ''Bu Son Olsun' filminin yapımcıları, ilginç bir galaya imzaya atacak.
Vizyona 6 Ocak Cuma günü girecek filmin galası, 3 Ocak'ta Yeşilçam Sokağı'nda Emek Sineması'nın önünde, açık havada çadırlar ve ısıtıcılar eşliğinde düzenlenen kokteyl ile başlayacak.
Sokaktaki kokteylin ardından filmin gösterimi aynı sokakta bulunan Sinepop Sineması'nda yapılacak.
Gala için Yeşilçam Sokağı kapatılacak. Yaklaşık bin kişinin ağırlanması planlanan galaya filmin yapımcısı ve oyuncuları da katılacak.
Yönetmenliğini Orçun Benli'nin yaptığı filmin müzikleri Cahit Berkay imzasını taşıyor.
Filmin oyuncuları arasında Engin Altan Düzyatan, Hazal Kaya, Mustafa Uzunyılmaz, Ufuk Bayraktar, Ferit Kaya, Orhan Eşkin, Volga Sorgu, Engin Alkan, Serdar Orçin, Deniz Uğur, Bülent Çolak, Eray Özbal ve Tuğrul Tülek bulunuyor.
Filmin konusu ise şöyle:
''Yaşar, Apo, Kovboy Ali, Cevat ve Ertuğrul kendilerine Balat semtini mesken tutmuş beş evsizdir. Hayattaki tek gayeleri, karınlarını doyurmak ve en büyük tutkuları olan şaraptan bir gün bile olsun ayrı kalmamaktır. Günübirlik yaşayan bu beş kişi, gayelerine ulaşabilmek için zamanın fırtınalı politik atmosferinden dahi faydalanmasını bilir. Sokaklarda yaşayan bu beş kişi 12 Eylül 1980 sabahı geldiğinde sokağa çıkma yasağı ile karşı karşıya kalırlar. Ancak onların gidebilecekleri yer yine sokaklardır. Yaşanan bir dizi yanlışlıklar komedisi sonucu kendilerini siyasi mahkumlarla birlikte aynı cezaevinde bulurlar. Cezaevi yönetimi arasında ise bir güç savaşı mevcuttur. Uzun yıllardır dilediği gibi yöneten cezaevi müdürü Hızır, askeri müdahale ile cezaevine atanan Yüzbaşı Kenan'ın üstü olmasından memnun değildir. Bu esnada diğer cezaevi personeli de yaşanan yeni durum içinde kendilerine iyi bir yer edinme peşindedir. Bu keşmekeş Yaşar ve arkadaşları için iyi bir fırsattır ve bu fırsatı değerlendirip kendilerini rahata erdirmeyi bilirler. Koğuşlardan bilgi taşıma konusunda cezaevi müdürü Hızır ile anlaşan Yaşar, bunun karşılığı mutfak, kütüphane, çamaşırhane gibi ortak kullanım alanlarının kendilerine bağlanmasını sağlar. Böylece artık evleri olduğu gibi artık bir işleri de vardır. Ancak kısa sürede bu yeni evlerinin hayallerindeki ev olmadığını anlarlar. Kendileri kayrılırsa da mahkumlara yapılan zulüm karşısında sessiz kalamazlar. Zamanla içeride yaşananlara gönlü elvermeyen Yaşar, dışarıdan da tanıdığı mahkumları kurtarmak ve duvarların birbirlerinden ayırdığı Sinan ile Lale çiftini kavuşturmak için bir plan yapar. Bu plandaki en büyük kozu ise kendilerini küçük gören cezaevi yönetiminin aşırı öz güvenidir.''