Bu samimiyet Pekin, Tokyo’yu gerer

Kore’lerin liderlerinin tarihi buluşmasından ‘Bundan sonra savaş olmayacak’ taahhüdü çıktı. Kuzey Kore lideri ile Güney Kore Devlet Başkanı Moon birlik mesajı verdi.

MİNE ESEN

Kore’ler buluşması savaş söylemlerinin iyice arttığı “küresel köyde” biraz olsun içleri rahatlattı... Ne de olsa daha üç dört ay öncesine kadar Trump’lı ABD ile Kim’li Kuzey Kore arasında eyvah şimdi nükleer savaş tamtamları dedirten, hakaretlere varan karşılıklı söylemler düşünülürse... Baş döndürücü diplomasi manevralarında kuşkusuz Güney Kore’de yaklaşık bir yıldır devlet başkanlığı koltuğunda oturan, Pyongyang’la yakınlaşma savunucusu Moon’un payı büyük... Diyalog kapısını aralarken Trump’ın içeriye pattatanak girmesi ise “işte Trump...Sabah başka, akşam başka” görüşünü doğrulasa da bununla sınırlı değil...

Asya-Pasifik mücadelesi kızışıyor

Bir yanda ABD liderliğinde Güney Kore, Japonya cephesi diğer yanda Pyongyang’ın en yakın müttefiki Çin’in hamlelerine bakıldığında Asya Pasifik mücadelesi alevlenecek görünüyor. Onlarca yıl dış dünyaya kapalı bir ülkenin, bilinmezlerle dolu genç lideri Kim’in masaya nükleer güç olma sopasını göstererek geldiği ortada... Şimdilerde füze denemelerinden vazgeçtiğini açıklasa da nükleer programı sona erdirme gibi bir söylemi de henüz somut değil... Peki bölgede ABD ile yakın müttefiki G. Kore’nin, Pyongyang adımı herkesi memnun eder mi.. Gelişmeler özellikle Pekin ile tarihsel husumetleri bilinen Tokyo’da kulaklar kabartılmış halde izleniyor. Çin, Batı ve müttefikleriyle yıllara uzanan savaş, yaptırım çizgisindeki Kuzey Kore’nin en yakın destekçisi... Kuzey Kore bugün bölgede soluk alabiliyorsa oksijenin kaynağı Çin... Gerek ekonomik, gerek siyaseten Pyongyang’ı küresel izolasyona karşı ayakta tutan güç Pekin. ABD’nin Ortadoğu’dan Asya Pasifik mücadelesine ağırlığını kaydırma siyasetinin sinyalleri Obama döneminde iyice belirirken Trump’ın da benzer yol izleyebileceği yorumları vardı ama bu yöndeki hamleleri son dönemde Suriye’ye “takılmış” halde!..

ABD Başkanı, “nefret-aşk” benzeri bir ilişki seyrindeki Kim’le, Koreler zirvesi buluşma planları yapadursun göreve gelir gelmez Pekin’le de inişli çıkışlı muhabbetinin akibeti sorularla dolu... Asya Pasifik’te güç mücadesi her bölgede olduğu gibi vekalet savaşları eşliğinde de sürerken ABD’nin Çin’in önüne uluslararası ticaret çerçevesinde ek vergiler getirerek bir anlamda ekonomik savaş açmasının, diğer yandan da “arka bahçesi” gördüğü Kuzey Kore’yle doğrudan diyaloğa girme adımının, Pekin’i alarma geçirmemesi mümkün değil. Ülkede iktidarını daha da pekiştiren, hırslı Şi yönetiminin, her ne kadar barış ve diyalog çağrıları yapıp görüşmelere destek verdiğini açıklasa da bir sonraki hamleyle masada kendi olmaksızın, rüştünü ispat eden bir Pyongyang’ın var olmasına yeşil ışık yakacağı tartışmalı... Böyle bir adım Pekin tarafında bölgedeki etkinlik alanında derin bir kırılmaya yol açabileceği kaygısı doğurabilir ve Kuzey Kore’yi tümüyle ABD’ye kaptırmama yönünde siyasi manevralara girişebilir...

Halihazırda Güney Çin Denizi’nde yapay adalar, üs inşasıyla tartışma yaratan Çin, bir kaç gün önce de Tayvan üzerinde jetlerini uçurarak bir anlamda ABD cephesine gözdağı verdi. Çin, Tayvan’ın bağımsızlığını kabul etmeyip kendi parçası görürken Trump’ın yakında Tayvan’ı ziyaret edeceğini söyleyip Pekin’den buna nota geldiğini hatırlamakta fayda var. ABD’nin dün Güney Çin Denizi üzerinde B52 bombardıman uçaklarını havalandırdığını da...

Tokyo aceleden yana değil

Japonya’ya gelirsek, uzun süredir Kuzey Kore ile ilgili iyimserlikte peşin hükümlü olmamalı ikazlarını yüksek sesle dile getiriyor. Son dönemde siyasi krizlerle boğuşan Abe yönetiminin, baştan bu yana Trump’a yönelik destekleyici tonu bu kez sıkıntılı. Tokyo’nun kafasında Kore’lerin güçlenip uluslararası arenada daha görünür olması halinde bunun kendilerinin dış siyasette özellikle Washington nezdinde önem derecelerini düşürebileceği kaygısı var. Görünen o ki dengesiz siyasiler, politikalarla, savaş söylemlerinin havada uçuştuğu günümüzde Kore’lerin tarihi el sıkışması özlenen barış umutlarını azıcık okşadı ama sahnenin gerisinde hava pus...