'Bu ödül, bir karşı duruş'

21. İstanbul Sanat Fuarı'nda 'Sanatçı Onur Ödülü'ne değer görülen Prof. Yurdaer Altıntaş: Bu ödülün en önemsediğim tarafı bir grafik tasarımcıya verilmiş olması. Hâlâ var olan 'şu sanattır bu değildir' gibi modası geçmiş düşüncelere bir karşı duruş.

cumhuriyet.com.tr

21. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı’nda “Sanatçı Onur Ödülü”ne değer görülen Prof. Yurdaer Altıntaş, 50 yılı aşkın bir süredir grafik tasarım alanında Türkiye’de önemli işlere imza atmış bir isim.

Türkiye’deki ilk grafik tasarım sergisinde, Türkiye grafik tasarımının yurtdışında tanınmasında, Grafik Sanatçılar Derneği’nin kurulmasında onun imzası var. Bir derginin kapağında, film festivallerinde, Neruda kitabında, tiyatro önünde onun afişlerine, illüstrasyonları ya da desenlerine mutlaka rastlamışsınızdır.

Çalışmaları dünyanın çeşitli müze ve arşivlerinde yer alan Altıntaş’la ödül, grafik sanatı ve fuardaki sergileri üzerine konuştuk.

- 21. kez kapılarını sanatçı ve sanatseverlere açan ARTİST 2011 hakkındaki görüşlerinizi paylaşır mısınız?

Tüyap’ta açılan bu “Sanat Fuarı” sadece koleksiyonerlere ve satışa yönelik bir fuar değil en sevdiğim tarafı da burnu havada olmaması, gençlerin çalışmalarının sergilenmesine olanak tanıması. Ayrıca bilinçli izleyicilerin yanısıra okul çağındaki çocukların da ilgisini çekerek beslenmelerini sağlaması.

-Sanat Fuarı kapsamında aldığınız bu ödül size ne ifade ediyor?

Bu ödülün en önemsediğim tarafı bir grafik tasarımcıya verilmiş olması. Bu yaklaşım yıllardır tüm disiplinlerin iç içe geçmiş olmasının da ülkemizde bir yansıması. Hâlâ var olan “şu sanattır bu değildir” gibi modası geçmiş düşüncelere bir karşı duruş. Bu sergide yer almayan bir anlamda grafik tasarımın dışında diyebileceğimiz başka çalışmalarımın da bu ödülde payı olduğunu sanıyorum.

-Fuar alanında size ayrılan iki büyük galeriden birinde ustalığınızın çeşitli örnekleri , ikincisinde de “Siyah Beyaz ve Sessiz” isimli serginiz yer alıyor...

“Grafik Tasarım” sergimdeki çalışmalar bir çeşitlilik ya da ustalık örneklerini göstermek amacı gütmüyor. Sergide, basılmış bazı afişlerin taslakları da var, taslaklar istenen konu ile ilgili fikri yansıtacak biçimlemeyi saptadıktan sonra en doğru ve etkin biçimde sunabilmek için yapılan araştırmaları kapsıyor. Bu sunuş, afişi küçümseyen kişilere bu işin sanıldığı gibi kolay olmadığını göstermenin yanı sıra grafik tasarım öğrencilerine yol göstermeyi amaçlıyor. Bir diğer önemli nokta da grafik tasarım eğitimi anlayışının nereden nereye geldiğinin vurgulanması dolayısıyla eğitimin sorgulanması.

- Bu sergiler aynı zamanda bir dönemin de özeti gibi...

Özellikle ilk sergi sadece benim üretme sürecimi değil, 1952 yılından bu yana tasarım anlayışının gelişimini de gösteriyor. Sergide bir tarih yatıyor diyebiliriz, gençler özellikle 1960’lı yıllardaki bilgisayarın olmadığı, her şeyin elle yapıldığı dönemlerdeki çalışmalara dikkat etmeliler.

İkinci sergi ise önceki yıllarda yaptığım araştırmaların bir uzantısı olarak fuar için hazırlandı. Biçim araştırmalarını en yalın haliyle sunmayı ve bazı duyguları yansıtmayı amaçlıyor.