''Bu kaygı statüko kaygısının ta kendisidir"

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun çözüm sürecine ilişkin tutumunu eleştirerek, "Sayın Kılıçdaroğlu 'kaygılarımız var' diyor. Bu kaygı demokratik bir kaygı değildir, otoriter zihniyetin, statüko kaygısının ta kendisidir" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Gültan Kışanak, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Ankara'da düzenlenen Barış ve Demokrasi Konferansı'na değindi.

Konferans için çağrı yapanlara ve konferansa katılanlara teşekkür eden Kışanak, çözüm sürecinin nasıl daha ileriye götürülebileceğinin tartışıldığını ve önemli kararlar alındığını ifade etti.

Türkiye'nin kendisini yeniden düzenlemesine ihtiyaç olduğunu dile getiren Kışanak, "Hem devlet değişecek hem siyaset değişecek hem toplum örgütlenecek hem demokratik siyasetin önü açılacak hem de tekçi zihniyetin tüm mağdurları kendilerine özgürlük alanı bulacaklar" diye konuştu.

Kışanak, çözüm sürecinde herkesin sorumluluk alması, doğruları söylemesi ve yapması gerektiğini belirterek, tüm Türkiye'nin barışı arzuladığını kaydetti. Müzakere sürecinin 3 aşamadan oluştuğunu anımsatan Kışanak, terör örgütü üyelerinin çekilmesi, Meclis'te çözüm sürecine ilişkin komisyon kurulması ve hükümetin operasyonların olmayacağına dair güvencelerini içeren birinci aşamanın eksiklerine rağmen sorunsuz ilerlediğini ifade etti.

İkinci aşamanın demokratikleşme, reformlar ve özgürlükçü anayasadan oluştuğunu anlatan Kışanak, "Kamuoyunda bariyerler büyük ölçüde aşıldı. Hak ve özgürlüklerin daha ileriye götürülmesi gerekiyor. Hükümetin bahanesi kalmadı. Atılması gereken adımlar atılmazsa bunun tek sorumlusu iktidar partisi olacak" şeklinde konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun çözüm sürecine ilişkin tavrını da eleştiren Kışanak, şunları söyledi: "Muhalefet partilerinin katkı vermemesi, Türkiye'ye hizmet etmeyen bir tutumdur, kendilerini de siyaseten devre dışı bırakan yaklaşımdır. CHP lideri Sayın Kılıçdaroğlu, 'Barışa karşı değiliz' diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, barış kendi kendine olmuyor. Barış olmasını istiyorsanız, arzuluyorsanız çaba göstereceksiniz, tatkı sunacaksınız, çözüm önereceksiniz. Bu, barışın yanındaymışsınız gibi göstermenize yetecek ifade değildir. Halkımız bunu yakından takip ediyor. Sayın Kılıçdaroğlu, 'kaygılarımız var' diyor. Defalarca ilan ettik. Anlamak istiyorsanız, biz size anlatmaya hazırız. Zaten süreci şeffaf yürütüyoruz. Kaygılarınız iktidar partisinin otoriter yaklaşımları ve eğilimleri konusundaysa, bunu önlemenin tek yolu demokrasiye sahip çıkmaktır, hak ve özgürlüklerin yanında açıkça tutum almaktır. Aslında satır aralarındaki demeçlerinden, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'ndaki tutumlarından, parlamentodaki söylemlerinden anlıyoruz ki Kürtler'in haklarını kazanmasıyla ilgili kaygıları var. Bu kaygı da demokratik bir kaygı değildir, otoriter zihniyetin, statükonun kaygısının ta kendisidir. Kamuoyuna açık taahhütte bulunsunlar, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda tutumlarını ortaya koysunlar, desinler ki 'Biz başta Kürtler olmak üzere kimsenin dil, kimlik, kültür haklarına dair kaygı taşımıyoruz' desinler. Biz de o zaman anlayalım ki CHP'nin kaygısı iktidara karşı. Okları iktidara yöneltiyormuş gibi gözüküyorlar ama en nihayetinde bu kaygıların statükoyu koruma kaygısı olduğunu, hak ve özgürlüklerden korkma yaklaşımı olduğunu görüyoruz. Bu da çare değildir. Bu, olsa olsa demokratikleşme konusunda ayak diremek isterse, işi sürüncemede bırakmak isterse AKP'ye hizmet eden yaklaşım olur. Kimse bize bunu AKP karşıtlığı olarak sunmasın. Biz anamuhalefet partisinden temel hak ve özgürlükler, anadilde eğitim, inanç özgürlüğü konusunda ne düşündüğünü açıkça duymak istiyoruz."
Kışanak, Cumhuriyet tarihinde ilk kez Meclis'te Kürt sorununa ilişkin komisyon kurulduğunu ifade ederek, komisyonun kuruluş amacına uygun çalışması gerektiğini belirtti. Kışanak, "İktidar partisi, bu komisyonu usul yerini bulsun diye kurulmuş komisyon olmaktan çıkarmalı" dedi. Komisyonda önemli isimlerin dinlendiğini anlatan Kışanak, bundan sonra çözüm önerilerinin tartışılması gerektiğini savundu.
Reformların hayata geçirilmemesi halinde kimsenin barışa inanmayacağını dile getiren Kışanak, "Kimse bize barışı, çatışmaların durması olarak anlatmasın. Bir an önce devleti ceberutlaştıran, herkesi terörist olarak gören yasalardan vazgeçilmeli" diye konuştu.


"Herkes mezhep temelli savaşa karşı çıkmalı"


Suriye'deki iç savaşa da değinen Kışanak, Hizbullah'ın iç savaşa dahil olmasının kaygıları daha da artırdığını ve mezhep temelli bölgesel savaş riskinin arttığını söyledi. Savaşın Suriye sınırlarını aşma riski bulunduğuna dikkati çeken Kışanak, herkesin mezhep temelli savaşa karşı çıkması gerektiğini vurguladı.

Kışanak, Suriye sorununa daha fazla kan akmadan bir an önce çözüm bulunması gerektiğini belirterek, "Kimse çatışmayı, siyasi manevralarla mezhep temelli rotaya oturtan tavır içinde olamaz. Siyasi çözüm çabalarının desteklenmesi gerekiyor. Tüm kesimlerin özgürlüklerini teminat altına alan çözüm bulunmalı. Kimse, uluslararası güç merkezlerinin politikalarına hizmet edecek tutum içinde bulunmamalı. AKP hükümeti giderek yaklaşan felaketin farkına vararak, rotasını siyasi çözüme çevirmeli" dedi.
Grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kışanak, kamuoyu yoklamalarına göre partisinin yüzde 10 seçim barajı sorunu olmadığını ancak hala seçim barajını meşru görmediklerini söyledi. Kışanak, İmralı'ya gidecek 6. heyet ile ilgili Adalet Bakanlığı'ndan yanıt gelip gelmediği sorusuna, "Yeni bir gelişme yok" yanıtını verdi.