Bu kadar umursamazlık sadece Türkiye'de olur (24.08.2014)

İzmir Gaziemir'deki nükleer çöplüğün geçmişi 4 yıl öncesine dayanıyor. Yaşananlar film senaryosu gibi...

Ozan Yayman /Cumhuriyet

Yıl 2007: TAEK'in, beyaz kıyafetler giymiş üç bilim insanı, ellerindeki dedektörlerle arazi üzerinde bir oraya, bir buraya yürüdüler ve 30 dakika sonunda bölgeden ayrıldılar. Ayrılmazdan önce de, “Radyasyona bulaşmış malzeme var” demeyi de ihmal etmediler.

Yıl 2012: TAEK, hemen İzmir'e bir ekip gönderdi. 3 bilim insanı özel kıyafetlerini giydi, atıl durumdaki fabrika arazisini ellerindeki dedektörlerle şöyle baştan aşağı bir dolaştılar ve alandan ayrıldılar.

İzmir'in merkezinde, “nükleer çöplük yer alıyor” yönündeki haberler üzerine, ülkede konuyla ilgili yetkili tek kurum olan “Türkiye Atom Enerjisi Kurumu” (TAEK) hızlı biçimde geldiği İzmir'den yine hızlı biçimde ayrıldı. TAEK yetkilileri nükleer atık bulunduğu belirtilen alanda, 30 dakika kalarak, kapsamlı bir inceleme yaptılar! TAEK'in, beyaz kıyafetler giymiş üç bilim insanı, ellerindeki dedektörlerle arazi üzerinde bir oraya, bir buraya yürüdüler ve 30 dakika sonunda bölgeden ayrıldılar. Ayrılmazdan önce de, “Radyasyona bulaşmış malzeme var” demeyi de ihmal etmediler. İzmir'in güney yönünden giriş kapısı konumunda yer alan Gaziemir'de, atıl durumda bulunan bir kurşun fabrikasının arazisi üzerinde ve altında radyoaktif madde bulaşmış atık olduğu TAEK'in, 2008 tarihli raporuna yansıdı. Raporda, “Fabrika bünyesindeki kapalı istif alanının hiçbir şekilde kullanılmaması, bu alanla ilgili kurumumuz bilgisi dışında hiçbir tasarrufta bulunulmaması hususu çevre ve insan sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır” vurgusu yapıldı. TAEK'in, 2007 yılında yaptığı incelemenın ve 2008 tarihli raporunun üzerinden 4 yıl geçti. Sene oldu 2012 ve bir gün bir gazetede, “Türkiye'nin ilk nükleer çöplüğü” başlıklı bir haber yer aldı. Haberin ardından, 4 yıldan bu yana konuyla ilgili hiçbir girişimde bulunmayan ne kadar ilgili kurum ve kuruluş varsa İzmir Gaziemir'deki atıl kurşun fabrikasına odaklandı. 4 yıl süresince alınması gereken hiçbir önlemin alınmadığı, fabrika alanının kaderine terk edildiği, arazinin hemen yanı başındaki yaşam alanlarının sahipsiz bırakıldığı gerçeği gün yüzüne çıktı. Gelişmeler üzerine TAEK, hemen İzmir'e bir ekip gönderdi. Ekip, İzmir'e geldi ancak gerçekleştirilen inceleme hiçbir İzmirli'yi tatmin etmedi. Tamamen kamuoyunda oluşan tepkiyi dindirmek ve konu unutulmazdan önce basına poz vermek üzere gerçekleştirildiği her halinden belli olan araştırma toplam 30 dakika sürdü. TAEK'in üç bilim insanı özel kıyafetlerini giydi, atıl durumdaki fabrika arazisini ellerindeki dedektörlerle şöyle baştan aşağı bir dolaştılar ve alandan ayrıldılar. TAEK'in uzmanları fabrika sahasından Gaziemir Kaymakamlığı'na geçtiler. Burada kaymakama sunumda bulundular ve hızlı biçimde ilçeden ayrıldılar. Ekip, kaymakamlıktan çıkışta gazetecilerin ısrarlı sorularını yanıtsız bıraktı. Sadece içlerinden birisi, “Ayrıltılı açıklamayı TAEK merkezi yapacak ancak şunu söyleyebilirim alanda sadece radyasyona bulaşmış malzeme var”. Ertesi gün TAEK merkezinin beklenen kapsamlı açıklaması geldi ve orada da, “Kimyasal kirlilik” denildi. Bu da kamuoyu tarafından yeterli bulunmadı, eleştiriler geldi. Bunun üzerine TAEK merkezinin ikinci kapsamlı açıklaması yayınlandı ve orada da, “Gaziemir'de daha ayrıltılı araştırma yapılması gerekiyor. Gömülü atıkların türüyle ilgili araştırma yapılmalı. Fabrika alanından, dışarıya kirlilik veren unsur kimyasal atıklardır” denildi. Tüm bu açıklamalara ek olarak, 70 dönüm olan fabrika arazisinin giriş kapısına, radyasyon ölçüm aleti konuldu. Ama tüm bu gelişmeler artık kapalı olan Gaziemir'deki kurşun üreten bir fabrikanın, atıklarının halen fabrika sahasında olduğu ve arazinin hemen bitişiğinde binlerce kişinin yaşadığı gerçeğini gözardı edemedi. Fabrika üzerindeki toprakların yandığı gerçeği de değişmedi. Ve en önemlisi TAEK'in, 2008 yılındaki raporu ardından hiçbir ilgili kurumun, konuyla ilgili hiçbir somut adım atmadığı gerçeği de, olumlu yöne evrilemedi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Gaziemir Kaymakamlığı ve Gaziemir Belediyesi'nin 4 yıl önceki rapordan haberdar olduğu ancak sorunun çözümü konusunda somut adım atılmadığı belleklerdeki yerini aldı. Ancak tüm bu olumsuzluklara karşın İzmir Valisi Cahit Kıraç, konuyla ilgili sürdürdüğü sessizliğini dün bozdu. Vali Kıraç konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

''Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı devrede. Şimdi orada mobil radyasyon ölçüm yapan alet var, sonuçlar internete de veriliyor. Verinin ne olduğuna bakabilirsiniz. İzmir ortalamasının da altında. Toprak altındaki atıklarla ilgili ekipler çalışmalarını yürütüyor. Atom Enerjisi Kurumu, ne yapılması gerektiğiyle ilgili bir rapor verdi. O rapor çerçevesinde gereğini yapıyoruz. 1940'tan beri faaliyet gösteren bir binaya ilk defa 2007 yılında ceza kesilmiş. 2010 yılından beri de faaliyeti yok'' dedi. Yönetmelikler tesis içinde en fazla 6 ton atık bulunabileceğine işaret ediyor. Ancak Gaziemir'deki fabrika alanında, sadece yüzeydeki atıkların miktarının binlerce ton olduğu belirtiliyor. Yeraltında kaç ton atık olduğunu ise bilen yok. Fabrikada atıkların bulunduğu yerlerde radyasyon aletleri sinyal veriyor. Akü ve kurşun kalıntıları rüzgarla etrafa savruluyor. Toprağa gömülü atıkların bulunduğu bazı noktalardan da radyasyon sinyalleri alınıyor. Fabrika içinde görünen atıkların toplam miktarının 100 bin tonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Fabrika arazisi, yer yer yarıklardan oluşan tel örgüyle çevrilmiş durumda. Çevredeki evlerde yaşayan çocuklar tehlike saçan fabrika arazisine kolaylıkla giriş çıkış yapabiliyorlar. Mahalleli gelişmelere tepkili. Uzun yıllardan bu yana zehir soluduklarını vurguluyorlar ve yetkililerin harekete geçmek için neyi beklediğini sorguluyorlar. Mahalle Sakinlerinden Ayşen Nemutlu, keskin bir koku ile yaşamaya mecbur bırakıldıklarını söyleyerek, “Bu fabrikanın burada bu şekilde durmasına izin verenler gelsin de burada yaşasınlar bakalım. Ya bizleri buradan taşısınlar ya da bu fabrika alanını temizlesinler” diyor.

Uzun yıllardan bu yana Aydın Mahallesi'nde oturduğunu beliren Hadi Gezer, fabrikanın 1940'lı yıllardan bu yana açık olduğunu son iki yıldır üretim yapılmadığını söyleyerek, “30-40 yıl önce buradaki fabrikada mahkumları çalıştırıyorlardı. O zaman da, ortalığa dumanlar yükseliyor, pis kokular yayılıyordu. Fabrika şimdi kapatıldı ama çöpü miras kaldı. Arazideki toprak yanıyor, üzerinden dumanlar çıkıyor. Dayanılmaz bir koku var.” diyor. Aslan Avcı Döküm Sanayi ve Tic. A.Ş. adlı fabrika, 30 yıl Gaziemir Aydın Mahallesi'nde kurşun üretimi yaptı. Külçe kurşun elde etmek için ömrünü tamamlamış akü ve hurda kurşun kullanıldı. Fabrikada iki yıldır üretim yok.

Gaziemir Belediye Başkanı Halil İbrahim Şenol, “Beş yıldır haberdarız ancak sorunun çözümü yerel bir yönetimin insiyatifini fersaf fersah aşıyor” diyerek merkezi hükümetin söz konusu soruna odaklanması gerektiğini belirtiyor.