"Bu isimler mezara tahliye edilmek isteniyor"

CHP Milletvekili Şahin Mengü, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan'ın ayrı hücrelere konularak tecrit edilmesinin bir itibarsızlaştırma ve yıpratma hareketi olduğunu belirterek, "Bu isimler ya tımarhaneye ya da mezara tahliye edilmek isteniyor" dedi.

cumhuriyet.com.tr

CHP Milletvekili Şahin Mengü, Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci ve aydınların yaşam koşullarının kötü durumda olduğunu belirterek “Orada Türkiye’nin yazarlarına, Türk Silahlı kuvvetlerine karşı bilinçli, hedef tespiti yapılarak bir yıpratma ve itibarsızlaştırma hareketi yapılmaktadır” dedi. Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay ve gazeteci Tuncay Özkan’ın gece yarısı koğuşlarından alınarak başka koğuşlara nakledilmesinede değinen Mengü,“Bu gazeteciler ya tımarhaneye ya da mezara tahliye edilmek isteniyor” diye konuştu. Balbay’ın kaldığı koğuşa tamirat için 3 gün içinde 19 kez işçilerin girdiğini anlatan Mengü, “Bu şartlarda yaşayan gazetecilerin can güvenliği tehlike altındadır” değerlendirmesi yaptı.

CHP milletvekilleri Şahin Mengü, Halil Ünlütepe, Sacid Yıldız ve Tansel Barış Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay, gazeteci Tuncay Özkan ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ile gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. Heyet adına konuşan Manisa Milletvekili Şahin Mengü, Özkan ve Balbay’ın tecrithane olarak nitelendirilebilecek şartlarda tutukluluk hallerinin devam ettiğini kayderek, “Bu iki gazeteci, cezaevinde suç işleyenlerin ya da AİDS gibi hastalıkları olan insanların tutulduğu tecrit edildiği bir mekana konmuşlardır” dedi. Cezaevinde iki gazetecinin yaşamlarının insani şartlar altında olmadığını ifade eden Mengü, “Odanın havalandırması avlu gibi boşluğa bakan bir yerde ve 4 parmak açıklığındadır. Cezaevi idaresi iki adet battaniye vermiştir. Balbay bir battaniyeyi bu açıklığı kapatmak için kullanmaktadır. Özkan ise aynı şartlar yüzünden gece 4’e kadar soğuktan titrediğini ifade etmektedir” diye konuştu. Balbay’ın kaldığı koğuşa tamirat için 3 gün içinde 19 defa çalışanlarını girdiğini anlatan Mengü, “Bu şartlarda yaşayan gazetecilerin can güvenliği tehlike altındadır” dedi. Mengü, 28 Şubatta iki gazetecinin koğuşuna cezaevi yöneticilerinin girerek nakillerinin yapılacağını söylediğini belirterek, “Bu gazeteciler neden nakil olacaklarını sorduklarında, ‘Bu karar Ankara’dan geldi. Ne bakanlar ne cezaevi yönetimi bir şey yapabilir’ cevabını almışlardır. Asıl yapılmak istenen, bu iki gazeteciyi birbirinden ayırıp tecrit etmeye çalışmaktır!” görüşünü savundu. Balbay’ın Türk basının olaylara daha geniş bir perspektiften bakmaları gerektiğini kendisine aktardığını söyleyen Mengü, “Balbay, bu olaya gazetecilerin global olarak mesleklerinin icrasından dolayı bir saldırı olduğunu söylemektedir. Bizde artık siyasetçi olarak yaşananlara Ergenekon 1-2 olarak değil Silivri Davaları olarak bakmaya mecburuz. Çünkü orada Türkiye’nin yazarlarına, Türk Silahlı kuvvetlerine karşı bilinçli, hedef tespiti yapılarak bir yıpratma ve itibarsızlaştırma hareketi yapılmaktadır” dedi.

Mengü sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de vahim bir şeyler oluyor. 28 Şubat günü o cezaevinde gardiyan ya da idarecilerden bir tanesi sağduyulu davranmasalardı bugün o iki ismi görebilir miydik bilemiyorum. İsmini bile bilemedikleri sadece alt dişleri olmadığını gördükleri bir müdür muavini orada bulunan gardiyanlara ‘Girişin’ talimatını iki defa vermiştir. Devletin himayesine bırakılan bir insana 50 kişi saldıracaktır. Neden nakledildiklerini sorduklarında aldıkları cevap bu olmuştur.”


‘Günlerdir gazete okumuyorlar’

Balbay ve Özkan’ın cezaevindeki sağlıksız koşulların yanı sıra bazı isteklerinin de reddedildiğini kaydeden Mengü, “Balbay’ın yanında 2 bin civarı kitap var ancak o kitapları ‘Bunlar sana çok’ diyerek kendisine vermiyorlar. Son günlerde ilk gazeteyi bizim sayemizde okudular” dedi. Cezaevindeki koşulları TBMM İnsan Hakları Komisyonunda bildirdiklerini kaydeden Mengü, “İki tane tutuklu tecrit edildik diye bağırıyor. Ancak Sayın Üsküp ilgilenmeyeceğini söyledi. Kaldı ki bu insanlar cezaevindeki bir kitaptan bile rahatsız durumdalar” ifadelerini kullandı.