‘Bu iddianame boş’

78’liler Girişimi Sözcüsü ve HDP PM üyesi Celalettin Can’ın da aralarında bulunduğu 18 tutuklu ilk kez hâkim karşısına çıktı.

Seyhan Avşar

‘Terör örgütü üyeliği’ ve ‘terör örgütü propagandası’ suçlamasıyla 20 Şubat’ta tutuklanan 78’liler Girişimi Sözcüsü ve HDP PM Üyesi Celalettin Can’ın da aralarında bulunduğu 18 tutuklu HDP, HDK yönetici ve üyesi dün ilk kez hâkim karşısına çıktı. İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen davanın ilk duruşmasında ilk olarak tutuklu yargılanan Can Memiş savunma yaptı. Memiş, siyasi parti faaliyetleri kapsamında yapmış olduğu çalışmaların iddianamede suçlama konusu yapıldığını belirtti. Memiş, “HDP Parti Meclisi üyesi olarak diğer muhalif parti temsilcileriyle yapmış olduğum görüşmeler dahi suç sayılmış” dedi.

Cezaevinde tanıştım

Tutuklu sanık HDP Kurucu MYK üyesi Mehmet Şamil Altan hazırlanan iddianamede failden yola çıkılarak filin yargılandığını söyledi. HDK üyesi olduğu için yargılandığını aktaran Altan, “HDK hiçbir illegal örgütün üyesi değildir. İddianamede HDK İstanbul sorumlusu olmakla suçlanıyorum. HDK’nin böyle bir birimi yoktur. Şu an burada yargılanan arkadaşların birçoğu ile cezaevinde ve nezarette tanıştım” dedi. Altan, Türkiye’de yaşanan katliamlarda hayatını kaybeden yurttaşları andığı için suçlandığını da belirtti.

‘Güçle şekilleniyor’

Altan’ın ardından savunma yapan 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, 12 Eylül darbesinin ardından tutuklandığını ve 19 yıl 9 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildiğini anımsattı. Can, “Türkiye toplumu güce göre şekillenen bir toplum. Gücü olmayanı sevmiyor, yok ediyor ve ötekileştiriyor. İşte bu güçle mücadele edilmesi gerektiğini düşündüm. Türkiye’de demokrasinin önündeki tek engel güçtür” dedi. Can, cezaevinden çıktıktan sonra 78’liler Girişimi’ni bir araya getirdiğini aktardı.

‘Görüş açıkladık’

Yargıtay’ın darbe şefleri Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın müebbet hapis cezalarının kaldırılmasını eleştirdiği makalenin Cumhuriyet gazetesinde yayımlanmasının da ardından bu konuyla ilgili basın açıklaması yapmak için arkadaşıyla yaptığı telefon görüşmelerinin iddianamede suçlama konusu yapılmasına değinen Can, “Konuşulan basın açıklaması 78 Vakfı adına, 78’liler Vakfı sözcüsü olarak yapılmış basın açıklamasıdır. Onca verilen mücadele sonrası kamuoyuna görüşlerimizi açıklamak veya basın toplantısı yapmak ve arkadaşlarımla bu konu hakkında telefonda konuşmak suç değildir. İddia makamı bu kadar yasal, meşru ve herkesin ve kamuoyunun gözleri önünde şeffaf yürütülen bir etkinlik çabasından KCK/PKK iddiası sonucu çıkarmıştır” diye konuştu.

Darbecileri suçladığımız için...

78’liler Girişimi’nin 12 Eylül darbecilerinin yargılanması önündeki engeli kaldırmak için yürüttüğü mücadelenin suçlama konusu yapılamayacağını belirten Can, “Bu ülkede demokrasiyi savunmak suç değildir darbecileri savunmak suçtur. Savcının mantığına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu suçlama ile yargılanmalıdır. Çünkü darbecilerin yargılanması önündeki engelin kalkması için ortak çalışma yaptık. Darbecileri suçluyoruz diye devleti karalamakla suçlanıyoruz” dedi.

‘Delil, belge, kanıt yok’

Hakkında 39 telefon tapesinin olduğunu aktaran Can, bu telefon konuşmalarının dost sohbetleri olduğunu aktardı. İddianamede yer alan PKK ve KCK’ye battaniye ve beyaz eşya toplandığı yönündeki iddialara ilişkin olarak ise Can şunları söyledi: “İddianamede yer alan telefon görüşmem doğrudan evlerinin barklarının olduğu yaşam alanlarından ayrılmak zorunda kalan yoksul halkla ilgilidir. HDP’nin başlattığı kampanyayı 78’liler Vakfı olarak yerinde bulmuşuz, battaniyenin yanı sıra buzdolabı, çamaşır makinesi, set üstü ocak, semaver gibi beyaz eşyaların toplanıp gönderilmesini istemişiz. Kimden? Denizli 78’liler Girişimi sözcüsü ve Denizli HDP il eşbaşkanı Nebi Ebci’den. Bu yardımların PKK ve KCK’ye verilmek için toplandığı iddia ediliyor. Delil, belge, herhangi bir kanıt yok.”

'HDK üyesi bile değilim’

İddianamede yer alan Can’ın HDK 3. Bölge Koordinasyonu içinde yer aldığı konusunu da değerlendiren Can, “Ben HDK üyesi dahi değilim. Bu nedenle alındığı iddia edilen istihbari bilgi de yanlıştır. Telefon görüşmelerine bakılarak bile, benim HDK üyesi olmadığım çok açık ortadadır” diye konuştu. Katıldığı basın açıklamalarının da suçlama konusu yapıldığına değinen Can, basın açıklaması yapmanın anayasal bir hak olduğunu vurgulayarak, hazırlanan iddianamenin içerisinin boş olduğunu aktardı