'Bu diziyi okuyun' dedi, ceza aldı

İsmail Küçükkaya, karardan dolayı şaşkın ve üzgün olduğunu belirterek, “Ben bir gazeteci ve haberci olarak, gazete okunmasını teşvik ediyorum” dedi.

Fox TV’de, hafta içi her gün 06.45’te başlayan ve yaklaşık 3 saat 15 dakika süren “İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat” adlı programın 7 Kasım tarihli bölümünde her bölümde olduğu gibi gazetelerin ilk sayfaları ekrana yansıtıldı. Saat 08.25’te Cumhuriyet Gazetesi’ni okuyan Küçükkaya, Cumhuriyet Yazarı Can Dündar tarafından hazırlanan “Deniz Mektupları” dizisine değindi. Küçükkaya, bu sırada şöyle konuştu:

“Cumhuryet dün Can Dündar’ın kaleminden önemli bir yazı dizisine başlamıştı. Satın aldınız mı? Bugünlerde birer tane Cumhuriyet Gazetesi satın almanızı öneririm size. Çünkü tarihi nitelikteki vesikalar bunlar. Deniz’in 50 yıl sonra ortaya çıkan mektup arkadaşı diye başlıyor. Onu ben okumayacağım, siz muhakkak satın alarak okuyun, ya da en kötü paranız yoksa cumhuriyet.com.tr’ye girin.”

İzleyiciyi ‘teşvik’ etmiş

Yayınla ilgili hemen harekete geçen RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı, hazırladığı raporda Küçükkaya’nın bu ifadeleriyle Cumhuriyet Gazetesi’nin alınmasını “teşvik ettiğini” belirterek, kanalın “gizli reklam” yapmaktan cezalandırılmasını istedi. Rapor, Üst Kurul’da önce geçen hafta gündeme geldi. AKP’li Başkan Davut Dursun ile üye Hasan Tahsin Fendoğlu ceza yönünde oy kullanırken CHP kontenjanından seçilen 2 üye ile HDP ve MHP’li üyeler itiraz etti. AKP’nin kalan 3 üyesi toplantıya katılmadığı için karar yeter sayısı olan 5 oya ulaşılamadı.

Skandal rapor Üst Kurul’da dün bir kez daha gündeme geldi. Bu kez AKP’nin ilk toplantıya katılmayan 3 üyesinin de hazır bulunduğu toplantıda, 5 AKP’li üyenin oylarıyla ve oy çokluğuyla kanala uyarı ceza verilmesi kararı çıktı.

“Cezalandırılan Deniz...”

MHP kontenjanından seçilen üye Esat Çıplak, Küçükkaya’nın programda “paranız yoksa internetten okuyun” dediğini anımsatırken, “O zaman gazetenin isminin görünmesi bile reklama girer. Küçükkaya, gayet iyi niyetli bir tavsiyede bulunuyor. Bunu art niyet olarak yorumlamak gizli reklam demek, Türkiye’de yayıncılığı öldürmek, medyanın elini kolunu bağlamak demektir. Türkiye gibi okuma oranının düşük kaldığı bir ülkede ‘mutlaka okuyun’ sözünü reklama sokmak anlaşılır bir şey değil” ifadelerini kullandı.

CHP kontenjanından seçilen RTÜK Üyesi Ali Öztunç, “Burada cezalandırılan aslında yayıncı kuruluş değil, Deniz Gezmiş’in kendisidir. Bir yandan açılım üzerine açılım yapılacak, diğer taraftan AKP kontenjanından seçilen üyeler, Aleviler’i, Deniz Gezmiş’i, Cumhuriyet’i cezalandıracak. Bu çifte standarttır” görüşünü dile getirdi. CHP kontenjanından seçilen diğer üye Süleyman Demirkan da karara tepki göstererek, Küçükkaya’nın “‘paranız yoksa internetten okuyun” sözlerinin reklam amacı gütmediğini net olarak ortaya koyduğunu söyledi. Demirkan, Bunlarınki tamamiyle Cumhuriyet gazetesi ve Deniz Gezmiş’e karşı bir kin, bir düşmanlık. Aynı Atatürk’e düşmanlık ettikleri gibi Cumhuriyet gazetesine, Deniz Gezmiş’e ve arkadaşlarına da haksızlık ediyorlar. Buna artık pes diyorum. Bu kadar ötekileştirme olur mu?” diye konuştu.

HDP kontenjanından seçilen üye Ahmet Yıldırım ise, “Ben normalde ihlal olduğu yönünde görüş bildirecektim. Ancak son cümlesindeki ‘paranız yoksa internetten okuyun’ ifadesi ile buradaki amacın gizli ticari iletişim değil, tamamen haber değeri yüksek olan bir dosyanın ve yazı dizisinin takibini önemsemeye tekabül ettiğini gördüm” dedi. Yıldırım, “Bir diğer husus, Deniz Gezmiş yakın tarih geçmişin hayatıyla, mücadelesiyle idam edilişiyle önemli figürlerinden biri, 94 yaşındaki annesinin ölümünün bile bütün ana akım medyada yer bulması, Küçükkaya’nın işaret ettiği hususta haber değerinin yüksekliğini gösterir” diye ekledi.

Küçükkaya: Son derece şaşkın ve üzgünüm

Gazeteci İsmail Küçükkaya ise karardan ötürü şaşkın ve üzgün olduğunu belirtirken, şunları söyledi:

“Ben bir gazeteci ve haberci olarak, gazete okunmasını teşvik ediyorum. Sadece gazete değil, kitap okunmasını da teşvik ediyorum. Her sabah kitaplardan alıntılar yapıyorum. Çünkü Türkiye maalesef okumayan bir toplum. Gazeteleri seçerken de her gün toplam 18 gazetenin birinci sayfasını kısa kısa özetleyerek aktarıyorum. Burada da gazetelerin bütün malzemesinin televizyonda tüketilmesini istemiyorum. Sadece haberdar edip, gazeteyi almaya teşvik ediyorum. Burada da iktidara yakın ya da muhalif gazete ayrımı hiçbir şekilde gözetmiyorum. Genellikle de bir muhalif bir de hükümeti destekleyen gazeteyi peş peşe okumayı tercih ediyorum. O gün de Cumhuriyet gazetesi son derece önemsediğim bir yazı dizisine başlamıştı. İzleyicimizi bundan haberdar ettim. Ben sadece ulusal medyayı değil aynı zamanda yerel medya ve uluslararası medya örneklerini de her sabah yayınlıyorum. Dolayısıyla bu cezayı hiçbir şekilde haklı ve makul karşılamıyorum.”