Bu cezaevinde renkler bile yasak (04.07.2015)

Renklerin dahi yasaklandığı İzmir F Tipi Cezaevi'nde mahkûmlara getirilen kitap sınırlaması üzerine Cumhuriyet'e yazan hükümlü Ozan Oğuz, sadece kitapların değil, renkler ve kırtasiye ile enstrümanların da sınırlandığını vurguluyor

Ceren Çıplak/Cumhuriyet

F Tipi Cezaevlerinde mahkumlar getirilen kitap sınırlamasına isyan ediyor.
İzmir 2 Nolu F Tipi Hapishane’den konuyla ilgili mektup yollayan Ozan Oğuz adlı mahkum sadece kitapların değil kırtasiye ürünleri ile enstürmanların da sınırlandırıldığını hatta renklerin bile yasaklandığını söylüyor.
‘Direnerek üretiyoruz’
Oğuz, F Tipi hapishanesini kuranların tecrit aracılığıyla yeni Robinson’lar yaratmak istediklerini bu nedenle hapishanedeki fiziki koşullara, yeni yasakların eklediklerini söylüyor. Tecritin içinde soluk borularının kitaplar olduğunu belirten Oğuz, mektubunda şu ifadelere yer veriyor: “Onlar daima yasaklarlar ve daima özgür tutsakların direnişiyle karşılaşırlar. Yine bir saldırıyla karşı karşıyayız. Bu saldırının yeni adı kitap sınırlaması. Hücrelere aldığımız kitap sayısı kişi başı 15’i geçemiyor. Bunun nedenini sorduğumuzda ‘kurum güvenliği’ cevabını alıyoruz. Ve soruyuroz ‘Kitap neye zarar verir?’, ‘Bu kitaplarla bomba mı yapılır? Ateş mi edilir?’ Bizim Robinson olmamamızın, düşüncelerimizi korumamızın, insan olarak kalmamızın nedenlerinin başında ‘Direnerek üretmemiz, üreterek direnmemiz geliyor’. Yaşamımızın temelini yazı ve okuma faaliyeti oluşturuyor.
Kitap yasağıyla üretimin fiilen yasaklandığını belirten mahkum, kitap yasağının nedenini sorduklarında “Biz kitapları yasaklamıyoruz sadece sınırlıyoruz” cevabını aldıklarını söylüyor.
“Kitapları yasaklayarak bizi tecritin karanlığında boğmak istiyorlar” diyen Ozan Oğuz “Çizgisiz defter de yasak. Sanırım gerekli düzen ve tertibi sağlayamadığı gerekçesiyle alınmıyor. Renkler de yasak, sadece mavi, siyah ve kırmızı serbest...” bilgisini de veriyor. Gazetemiz yazarı, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Metin Celal ise kitap yasağının insan haklarına aykırı olduğunu, ancak Anayasa Mahkemesi’nin bu uygulamaya onay verdiğini belirtiyor.