B'Tselem: Ciddi endişeler var

B'Tselem, öldürülen 3 kişiden ikisinde, askerlerin bir tutuklamadan çok infaza yönelik hareket ettiklerini belirtti. Akrabalarının ve görgü tanıklarının, B'Tselem'e anlattığına göre, her iki kişi silahsız durumdaydı ve kaçmaya da çalışmamışlardı. Askerlerin de onları durdurmaya çalışmaktan daha çok, kim olduklarını öğrendiklerinde yakın mesafeden ateş açtığı belirtildi.

Üçüncü militanın öldürülmesiyle ilgili olayda ise görgü tanıdığı bulunmadığı ifade edildi.
İsrailli insan hakları örgütü, akrabaların ve görgü tanıklarının bu suçlamalarıyla ilgili olarak İsrail ordusunun bir soruşturma açmasını, tanık ifadelerini ve evlerde bulunan diğer malzemeleri vermeye hazır olduğunu bildirdi.

Öte yandan, İsrail ordusundan bir yetkili ise Kanal 10 televizyonuna açıklamasında, militanların infaz edildiği yolundaki suçlamaları kabul etmedi. "Askerler teröristi kuşatıp teslim olmaya çağırdılar. Ama o kabul etmedi, odasına saklandı, eşini bize doğru gönderdi. Askerlerimize karşı bir tehdidin söz konusu olduğu durumlarda aranan bir militan teslim olmayı reddediyorsa, askerlerin tehdidi ortadan kaldırmak amacıyla ateş açma yetkileri vardır" diyen ordu yetkilisi, riskin çok yüksek olduğu bu operasyonda hiçbir askerin yaralanmamasının kendisini memnun ettiğini kaydetti.

Bir başka ordu yetkilisi de, İsrail radyosuna 3 militanın da İsrail askerlerine ateş açmadıklarını, ikisinin silahsız olduğunu dile getirdi. Ancak askerlerin bu "terör timinin" Perşembe günkü yerleşimcinin öldürüldüğü saldırıyı gerçekleştirenler olduğunu, hayli yetenekli ve ateşli silahlara erişmelerinin mümkün olması nedeniyle bir tehdit oluşturduklarını bildiklerini öne sürdü. Askeri yetkili, operasyonun İsrail ordusunun kurallarına uygun olarak yapıldığını da savundu. Bu arada, İsrail Ordu Radyosu, dördüncü bir "aranan" militanınsa Filistin güvenlik güçlerine teslim olduğunu duyurdu.

İsrail ordusu, Batı Şeria'da bir Yahudi yerleşimcinin öldürülmesinin ardından yaptığı operasyonda El Fetih'in El Aksa Şehitleri Tugayı üyesi 3 kişiyi öldürmüştü.

Ordu sözcülüğü, yaptığı açıklamada Raed Şekerci (38), Gassan Ebu Şarkh (40) ve Annan Subih (33)adlı militanların önceki gün Nablus yakınlarında, Yahudi yerleşimcilerden Meir Hay'ın öldürülmesinden sorumlu olduklarını öne sürmüş ve Annan Subih'in de silah ve mühimmatlarla donanımlı olduğunu iddia etmişti. İsrail ordusu, operasyon sırasında ele geçirilen silahların resimlerini de basına dağıtmıştı.

Açıklamada 3 Filistinlinin evlerinin kuşatıldığı, teslim olmaları çağrısında bulunulduğu, ancak bunu reddettikleri kaydedilmişti.

Cenaze törenine 20 bin dolayında kişi katıldı

Nablus'un eski kent içindeki evlerinde İsrail özel timleri tarafından öldürülen 3 El Aksa Tugayı mensubunun kentteki cenaze törenine 20 bin dolayında kişi katıldı.

Filistin Yönetimi Başbakanı Selam Feyyad, İçişleri Bakanıyla birlikte Nablus'a gelerek ölenlerin ailelerini ziyaret etti, başsağlığı diledi. Cenazeye katılanlar intikam yemini ederken, Filistin Yönetimi'ne de İsrail'e karşı politikasını değiştirme çağrısı yaptılar.

Cenazeye katılan El Fetih Merkez Komite üyesi Mahmud El-Alul, hem Nablus'ta öldürülenlere hem Gazze Şeridi'nde bu sabah öldürülen diğer 3 Filistinli'ye atıfta bulunarak, "Bu, İsrail'in işlediği cürümlere karşı cevabın Filistin ulusal birliği olduğu konusunda net bir mesajdır" diye konuştu. Nablus'ta 3 günlük yas ilan edilirken, bütün dükkanlar kapandı.