Brüksel’de ödünç komşu projesi

Brüksel’de ödünç komşu projesi

Erdinç Utku

Tek başına yaşadığı evinde öldüğü aylar sonra komşusu tarafından keşfedilenler artık sıradan haberlerden sayılıyor. “Komşu komşunun külüne muhtaçtır” atasözü tarih oldu. Komşuda pişenin, bize de düşmediği gibi artık komşuda pişeni bilmiyor ve merak da etmiyoruz. Komşumuzun aç yatıp yatmaması da bizi ilgilendirmiyor... Komşuluk ilişkilerinin yerlerde süründüğü modern toplumlarda çanlar da çalmaya başladı. Tek kişilik dünyalarımızda toplu yalnızlığa mahkûm edilip tüketim sisteminin sadece bir numaradan ibaret “tüketici”si olarak kibrit kutusu büyüklüğündeki apartman dairesi adı verilen hapishanelerimizde tüketerek sonumuzu beklerken bazen umut verici gelişmeler de oluyor.

Komşuluk ilişkilerini geliştirmek için düzenlenen mahalle partilerinde sokaklar kapatılıp mangal yapılıyor, mahalleliler hem eğleniyor, hem de birbirlerini tanıyor. Yıllardır yapılan bu “mahalle eğlenceleri” özellikle devlet tarafından da lojistik destek sağlanarak ya da bazen ödenek verilerek özendiriliyor. Avrupa düzeyinde de girişimler var.

Sandalyeler sokağa

Bu sene 29 Mayıs’ta Belçika ve Türkiye’de de kutlanan Avrupa Komşular Günü, komşuları birbirlerini tanımaya ve iletişim kurmaya teşvik ediyor. İlk olarak 1999’da Paris’te kutlanmaya başlanan komşuluk günü, 2004’ten itibaren Avrupa’nın geri kalanına da yayıldı. Sandalyenizi sokakta kapının önüne atıyor ve komşularınızla konuşup tanışıyorsunuz. Tabii yanınıza da ıvır zıvır bir miktar yiyecek, içecek almanız hoş oluyor.

Sokakta tek başına mısınız? O zaman hemen yan komşunun ziline basıp onu da sokağa sandalye atmaya çağırıyorsunuz. Herkes aynısını yaparsa bir bakmışsınız sokak komşularınızla dolmuş, şenlenmiş.

Ancak iş o kadar vahim ki artık daha yeni birçok sivil girişim çıkıyor ortaya. Geçenlerde “Her gün kullanmadığınız bir sürü araç gereci niçin evinizde bulunduruyorsunuz? Komşunuzun ziline basıp ödünç almak varken herkesin matkap satın alması tuhaf değil mi?” girişiyle başlayan bir davetiye aldım.

Komşular arasında yardımlaşmayı arttırmak için Curieus adlı dernek posta kutunuza, pencerenize ya da kapınıza yapıştırmak için çıkartmalar dağıtıyor. Böylece komşularınız sizin evinizde ne olduğunu öğrenecek ve gerektiğinde sizden ödünç alacak, komşularınızı da daha iyi tanımış olacaksınız. Çünkü derneğe göre paylaşmak; vermek ve almak demektir ve sokak kadar eskilere varan bir hayır işidir, erdemdir. Sizin artık ihtiyacınız olmadığını düşündüğünüz alet ve eşyaları (elbise, ev aletleri, kitaplar) ise düzenli aralıklarla organize edilen pazarlarda ücretsiz ihtiyacı olanlara veriyorsunuz. Hâlâ gereksiniminiz olduğunu düşündüğünüz aletler için ise çıkartma alıp evinizin dışına komşularınızın göreceği şekilde yapıştırıyorsunuz. Etkinlikte bir taraftan ailece piknik yaparken diğer taraftan hayır yapma erdemine ulaşıyorsunuz. Organizatörlerin etkinliği ramazana denk getirmesi ise ayrı bir incelik.

Yeteneklerinizi paylaşın

İş sadece üzerinde “matkap”, “çim biçme makinesi” ya da “merdiven” resmi bulunan çıkartma dağıtmakla bitmiyor tabii. Komşularınızın faydalanabileceği bir yeteneğiniz (resim yapmak, saç kesmek, dikiş) olduğunu düşünüyorsanız bunu belirli zamanlarda düzenlenen etkinlikte birkaç saatliğine komşularının hizmetine sunabiliyorsunuz. Ya da sesiniz güzel, iyi şarkı söylüyorsunuz, dans ya da şiir okuma yeteneğinizi komşularla paylaşmak istiyorsunuz. Serbest sahne hünerlerinizi bekliyor. Kitap takası, bedava bisiklet tamiri de yararlanacağınız hizmetlerden. Etkinlikte akşamüstü pazarcıların gün sonunda elinde kalanlardan bedava verdikleri sebze meyve ile yemek yapılıyor, paylaşılarak birlikte yeniliyor.

Komşularınızın faydalanabileceği bir yeteneği olanlar bunu belirli zamanlarda düzenlenen etkinlikte sunmakla yetinmesin derim ben. Aynı ev aletleri için dışarıya yapıştırılan çıkartmalar gibi üzerinde “musluk tamirinden anlarım”, “elektrik işleri yaparım”, “bilgisayar konusunda yardımcı olabilirim” yazan çıkartmalar yapıştırsa mahalle sakinleri olarak biz de komşumuzdan birkaç saatliğine yararlansak? Ne dersiniz organizatörlere önereyim mi?

erdincutku@binfikir.be