Bozdağ, Baykal'ın kasetini anlattı!

Baykal'ın kaseti bir kez daha siyaset gündeminde. Baykal'ın avukatı yalanladı; ancak Bozdağ talimatın Erdoğan'dan geldiğinde iddialı.

cumhuriyet.com.tr

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kaseti bir kez daha siyaset gündeminde. Baykal'ın o dönem avukatlığını üstlenen Şahin Mengü, kasetin sabaha kadar yayınlandığını ve kendi başvuruları sonunda savcılığın, kaldırılma kararını verdiğini söyledi. Adalet Bakanı Bozdağ ise talimatın bizzat Erdoğan tarafından verildiğinde iddialı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, internette yer alan ses kayıtları ile ilgili tepkisini dile getirirken, Baykal'ın kasetiyle ilgili tartışmaları da değerlendirdi. Erdoğan'ın talimatı ben verdim sözlerine karşılık olarak o dönemde Baykal'ın avukatlığını yapan eski CHP milletvekili Şahin Mengü, bu ifadeyi yalanlamış ve kararın savcılık tarafından alındığını söylemişti.

ERDOĞAN'IN ŞAHİDİ BOZDAĞ

Bozdağ, kasetle ilgili Erdoğan'ın bilgilendirildiğini ve talimatın da hemen orada verildiğini söyledi. Bakan yaşananları şu sözlerle anlattı:

“2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği sırasında parlamentoda son oylama yapılıyordu. O zaman ben Grup Başkanvekiliydim. Sayın Başbakanımız bizim oturduğumuz yerde oturuyordu. Yanında Grup Başkanvekilleri ve milletvekilleri vardı. O sırada bir milletvekili geldi sayın başbakanımızın kulağına Sayın Baykal ile ilgili bir kasetin internette dolaştığını söyledi. Sayın Başbakanımız ‘hemen, derhal Binali Yıldırım beyi bana çağırın’ dedi. Arkadaşlar koştular ve Binali Yıldırım beyi buldular. Yanımızda talimat verdi, ben o talimatın birinci elden tanığıyım. ‘Bunun hemen gereğini yapın’ dedi. O zaman gereği yapıldı" dedi.

"ÇOK ÜZÜLDÜM"

Adalet Bakanı Bozdağ, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında dinlettiği ses kayıtların ise soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiğini savundu. Bozdağ şunları söyledi:
“Türkiye TBMM tarihinde ilk defa bir grup toplantısında Sayın Genel Başkan tapelerin kayıtlarını orada canlı yayında verdi. Ben buna çok üzüldüm. İnsanların hakkını hukukunu koruma adına, haberleşme hürriyeti adına, özel hayatın gizliliği adına, kişi hak ve hukukunun güveni adına, soruşturmanın gizliliğinin ihlali adına üzüldüm. Gizli olan soruşturmanın birileri tarafından hem de bir siyasi partinin Genel Başkanı tarafından böyle yapılması bana göre hem bizim toplumumuz genel ahlak kabullerine hem de yasanın pek çok hükmüne uymaz."