Bozcaada belgeselcileri bekliyor

Bozcaada birçok sebeple medyaya yansımıştı. Türkiyenin bakir kalmış sayılı yerlerinden olan bu güzel ilçede halk adayı sonuna kadar korumaya kararlı.

cumhuriyet.com.tr

Bozcaadalılar üç yıldır aslında herkesi ilgilendiren bir festival hazırlıyor. Temasıyla, ödül seçimiyle topyekün bir ada emeği. Yerel halkın, işletmelerin bu festivalin gerçekleşmesinde büyük emeği var. Festivalin en önemli yanıysa ekolojik temada yürütülmesi….

Bozcaada’nın bir süre daha yaşanır kalması için verilen çabadan doğan etkinlik; BIFED - Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali. Etkinliğin yönetmeni Petra Holzer yolculuğunu ve hedeflerini anlattı…

BİFED'İN SİTESİNİ ZİYARET ETMEK İÇİN TIKLAYINIZ

BIFED ülkemizin festival anlamında ne gibi bir eksiğini tamamlıyor, festivali biraz anlatır mısınız?

BIFED tamamen Bozcaada Belediyesi ve yerel destekçilerce finanse edilen, ödüllü, uluslararası, yarışmalı, yalnızca ekolojik temalı belgesellerin uzunluk sınırlaması olmaksızın (yalnızca son 5 yılda üretilen) katılabildiği bir belgesel film festivalidir.

Festivalimizde film gösterimleri dışında sergiler, paneller, atölyeler yer alıyor. Festivalin büyük ödülü Fethi Kayaalp’e ithaf edilmiştir ve yedi bin lira değerindedir. Festivalin ikincilik ödülü 5000 ve üçüncülük ödülü 3000 lira değerindedir.



Ödül heykelciği seçerken neyi dikkate aiıyorsunuz?

Festivalin ödül heykelcikleri her yıl bir başka heykeltraş tarafından farklı ağaçlardan özgün olarak üretilmektedir. İlk yıl zeytin, ikinci yıl bağ kütüğü kullanıldı. Festival tanıtım amacıyla çok sınırlı malzeme ve ortam kullanmakta, hemen hemen hiçbir atık malzeme üretmemektedir. Afişleri ve diğer görsel malzemeleri festival tanıtımı yapmakla yetinmemekte yerel ekolojik temaları ve sorunları da işlemektedir.

BIFED Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali neleri amaçlıyor?

BIFED Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali ülkemizin ve yaşadığımız dünyanın çevresel ve insani sorunları ve zenginlikleriyle ilgili yapılmış en üst düzey filmlerin yarıştığı bir festival. Festival yalnızca filmlerin değil her türlü sanat eserinin öncelikle üretimine ve sunumuna yeni bir kaynak oluşturmayı, sunum ve izlenim anlamında ciddi ve bağımsız bir platform yaratılmasına öncülük etmeyi ve bu çalışmaları ödüllendirmeyi amaçlıyor.

BIFED Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali nasıl bir coğrafyaya, kimlere ulaşmayı hedefliyor?

İlk yılında 33, ikinci yılında 45 ülkenin evrensel anlamda ödüller kazanmış birçok eserle katıldığı festivalin ana amacı tüm dünyaya ulaşmak. Bunu yaparken ilk iki yılında ulaştığı dört günde ortalama 3500 izleyicisiyle tamamen yerel dinamikleri ve tüm Türkiye’yi önceleyen bir perspektifle ulusal ilgiyi de aynı anda harekete geçirmek. Üçüncü yılımızda 60 ülkeden 300 civarında film festivalimize başvurdu. Katılımdaki bu nitelik ve nicelik artışının önemli olduğunu düşünüyorum. BIFED Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali’nin ilk hedefi “halk”. Bu cümleyi açarsak hedef kitleyi Bozcaada halkı, çevreyle, ekolojiyle, sanatla ilgili tüm Türkiye halkı ve dünyadaki bütün halklar olarak değerlendirmek mümkün.

Festivalimiz iki yıldır Bozcaada’da zaten var olan çevreci bilincin yükselmesi anlamında önemli bir görev üstlenmekte. Buna ek olarak tüm dünyadan gelen filmler evrensel ölçütlerde oluşmuş bir jüri tarafından değerlendirilmekte ve ödüllendirilmekte. Böylece ekoloji temelli belgesellere hem ülke hem de dünya çerçevesinde anlamlı bir destek verilmekte.)

BIFED Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali’nden beklediğiniz sonuçlar nelerdir?

Çok kısa ve somut bir açıklamayla TC Kültür Bakanlığı’ndan destek almadan tamamen Bozcaada Belediyesi ve yerel hemşehrilerimizin, öğrencilerimizin, sinema emekçilerinin destekleriyle gerçekleşen festivalimiz ülkemizdeki sansürsüz, uluslararası koyulan evrensel kriterlerin tümünü karşılayan, hem yarışmalı ve ödüllü, sınırlanmış ekoloji temasıyla tek uluslararası belgesel festivalidir.

Amacımız birkaç yıl içinde Avrupa ve dünyanın en önemli çevre film festivallerinden bir olmaktır. Dahil olduğumuz (en az iki yıl ve daha fazla yıl yapılan festivallerin ancak çok sınırlı bir kısmının kabul edildiği GFN/ Green Film Network bizi ilk yılımızda üyeliğe kabul etti) uluslararası yapılar, katılım sayıları, jürilerimizin niteliği, altyazı ve gösterim kalitemizle bunu görebiliyoruz. Festivalin yapılış tarihi de çok bilinçli olarak seçtik. Ekim ayı sonu ve kasım ayı başı civarı bir tarih. Yani adadan klasik turistlerin ayrıldığı son tarihlerden de sonrası. Festival çok kısa bir sürede kışın adaya yepyeni ve bambaşka bir kitleyi yönlendirmek ve yaz baskısına azaltmak amacındadır.

Dolayısıyla dünyanın önemli bağımsız çevre festivallerinden biri olmak ve kış mevsimini anlamlı ve sanatla iç içe bir mevsim haline getirerek yaz erozyonunu azaltmak BIFED’in beklediği önemli sonuçlar.

Jüri mesleki çeşitlilik/uzmanlık anlamında nasıl bir yelpazeden oluşuyor?

Uluslararası festival olmak için kurallar ve standartlar var. Ev sahibi ülkeden jüriye katılım toplam sayının yarısı olabilir. Öbür üyelerin başka ülkelerden olması gerekir. Bizim jürimizde kadın sayısı yarıdan da fazla. Yönetmen, sinema yazarı, yapımcı gibi alanında önemli isimlerden oluşuyor. Geçen yılki ve bu yılki jüri, dünyada bu konuda gerekli standart kabuller ölçüsünde planlandı.

Jüri ekibine yeni isimler alırken neleri önemsiyorsunuz?

Her seçim politiktir. Bir önceki yanıtlara ilave olarak diyebilirim ki bizim dünya ve estetik görüşümüze yakın insanları seçiyoruz. İlk yıl jüride Mark Achbar, Nathalie Borgers, Yeşim Ustaoğlu, Seray Genç, Tül Akbal, Konstantin Bojanov ve Cüneyt Cebenoyan vardı. İkinci yılın jürisinde yönetmen Özcan Alper, gazeteci Banu Güven, yapımcı ve senarist Funda Alp, yapımcı Gaye Günay, yönetmen Liz Miller, sinema yazarı Maria Chalkou ve Cinemambiente festival yönetmeni Gaetano Capizzi vardı. Her yıl farklı jüri üyelerinin gelişiyle, hem sektörden çeşitli insanlar ve sanatçılarla karşılaşma şansımız oluyor hem de uluslararası profesyoneller ve sanatçılara yerli üretimi ve yönetmenleri tanıştırma fırsatı doğuyor.

Yerellik bu festivalin neresinde aranmalı, yerel diyerek ne demek istiyorsunuz?

Yerellik derken bu festivalin ilk iki yılında salonları dolduranların yüzde doksanı ada halkıydı. Bize dükkânlarını, salonlarını, otel ve pansiyonlarını ama daha da önemlisi kalplerini açtılar. Festivalin ödüllerini, çantaların tasarımını, afişlerini, fotoğraflarını neredeyse her şeyini öğrencilerimiz, adalılar ve biz yapıyoruz. Festival bittikten sonra da adalılara gösterimler yapıyoruz. Yazın açık havada, kışın salonlarda ve belki bu sene okullarda da yapacağız. Zeytin toplantısı, üzüm toplantısı, tohum takası bütün bunlar tamamen yerel düşünceler, konular. Bu festival Bozcadalıların festivali.

BIFED sponsorlar desteğiyle yürüyen bir oluşum. Ne kadar bağımsız hareket edebiliyor?

BIFED yüzde yüz bağımsız bir festival. Birçok sponsorluk önerisini festivale uygun olmadığı için geri çevirdik. Belediye Başkanı festivalin kültürel bölümüne filmlerin neredeyse hepsini seyretmek dışında hiç karışmaz. En büyük destekçimiz de rüzgâr enerjisi üreten bir enerji şirketi. Bizim başka türlü çalışmamız da mümkün değil zaten.

Son söz?

Çok büyük bir çevresel yok oluş içinde dünya ve ülkemiz. Ben buradan, Türkiye’den ülkemiz diye bahsediyorum. Burası benim ülkem, burayı o kadar seviyorum. Çocuğumu burada büyütüyorum, hayatımı burada kazanıyorum ve filmlerimi burada yapıyorum. Her geçen yıl azalan bir alanı şiddetle hissediyorum; apartmanlar, çimento fabrikaları, kabalık ve açgözlülük artıyor, nezaket, yerel ve temiz üretim, kalite ve belki de en önemlisi estetik azalıyor dersem bu sözlerime üzülerek de olsa bir çoğunuz katılacaktır. Bu ülkeyi son çeyrek asırda ne kadar büyük bir erozyona tabi tuttuk ve hala dayanmaya çalışıyor. Bu dayanma mevzilerinden biri de bu ada, hala estetik ve etik çok ciddi bir birikim var. Bu festival bu değerleri görünür kılmak ve korumayı denemek için var. Belki başarısız olacağız ama hiçbir zaman denemedik demeyeceğiz.