Borusan Contemporary’nin çevrimiçi sergisinde karekodlu sürprizler var
Borusan Contemporary’nin yeni çevrim içi sergisi “Düş Suda” ziyarete açıldı. Edip Cansever’in aynı adlı şiirinden ilhamla hazırlanan yeni medya odaklı koleksiyon sergisinin bir ayağı da Boğaz kıyısı boyunca oluşturulan rotada saklı.
Emrah KolukısaKüratörlüğünü DR. Necmi Sönmez’in üstlendiği yeni Borusan Contemporary sergisi “Düş Suda” çevrim içi olarak ziyarete açıldı. Bir yılı aşkın bir süredir devam eden pandemi yüzünden fiziksel ziyarete kapanan Perili Köşk kapılarını bir daha ne zaman açacak şimdilik bilinmiyor ama ilhamını Edip Cansever’in aynı adlı şiirinden alan serginin bir ayağı da Boğaz kıyısındaki sergi rotasında. Yani isteyenler internetteki sergiyi inceledikten sonra Boğaz kıyısına inip oluşturulan rota boyunca yürüyerek buradaki ‘gizli’ eserleri de görebilecekler. Sergiyi Borusan Contemporary Müdürü Dr. Kumru Eren ile konuştuk.
Borusan Contemporary Mu¨du¨ru¨ Dr. Kumru Eren
SİHİRLİ BÖLGE
- Pandemi ile birlikte ‘yeni normal’e en çok uyum sağlayan kurum Borusan Contemporary oldu sanki. Özellikle “Düş Suda” ile birlikte Boğaz kıyısında izleyiciye sunduğunuz ilginç deneyim bunun en somut örneklerinden. İşin sanatsal yanı bir yana, izleyiciye ulaşma anlamında çok yaratıcı bir fikir. Nasıl gelişti bu düşünce biraz anlatır mısınız?
Pandemi, yalnızca kültür sanat alanındaki pratikleri değil, tüm yaşam kültürümüzü derinden sarstı. Bir süredir kültür kurumlarında yaşanmaya başlayan kimlik değişimine de bu bağlamda ivme kazandırdı. Pandemiyle başlayan küresel şaşkınlığın zirveye tırmandığı 2020 baharında, hepimiz dev ölçekli fuar, etkinlik ve sergi organizasyonlarının bir bir iptal olduğuna şahit olduk. Bu esnada, Foundation Beyeler’in açılışı ertelenen Edward Hopper sergisi kapsamında sunduğu bir çalışma çok ilgimi çekti. Yönetmen Wim Wenders, Hopper üzerine Two or Three Things I Know about Edward Hopper başlıklı 3D bir kısa film çekmişti ve kendi ifadesiyle bu çalışma “pentür, sinema ve hikaye anlatıcılığını sihirli bir bölgede birleştirmekte” idi. Çevrim içi izlenebilen film, Hopper resminde donup kalan o an’ın hemen öncesi veya sonrasındaki bir kareyle açılıyordu. Beyeler’ın sergiye dahil ettiği bu sunum bana, çevrim içini bilfiil işlevlendirerek sanat eserleri etrafındaki anlatıyı güçlü bir biçimde izleyiciyle buluşturabilme noktasında ilham verdi. Evet, belki Düş Suda için tasarlayacağımız o “sihirli bölge” reel bir deneyim olmayacaktı ama sanat izleyicisinin ‘yeni bir toprağa ayak basmaya’ ihtiyacı vardı. İşte tüm fikir bu şekilde doğdu.
Frank Thiel, Perito Moreno
-Boğaz kıyısındaki Artırılmış Gerçeklik tabelalarının yanı sıra bir de Sanal Gerçeklik uygulamasıyla izlenen bir video var, değil mi?
Evet, sergi kapsamında kullandığımız iki ayrı uygulama söz konusu. Birincisi, Boğaz kıyısında belirlediğimiz rota üzerinde belli noktalara, sergide yer alan bazı sanat eserlerinin karekodlarının bulunduğu tabelalar yerleştirildi. Söz konusu karekodlar, o koordinata AR (Artırılmış Gerçeklik) teknolojisi desteğiyle yerleştirdiğimiz sanat eserinin, “Düş Suda Sergi Rotası” adlı mobil uygulama aracılığıyla görüntülenebilmesi için hem tetikleyici bir rol üstleniyor hem de o noktada gizli bir sanat eseri bulunduğunu izleyiciye anımsatıyor. İkinci teknoloji ise sanatçıların da son yıllarda kullanmaya başladığı VR (Sanal Gerçeklik) teknolojisi. Bu aşamada, sergi seçkisinde yer alan bir eseri, biçim ve bağlamından aldığımız ilhamla bir yeniden üretime soktuk. Bu çalışma, yeni bir teknolojiyi aslında 80’lerden bu yana süregelen ve özellikle post modernist dönem ile birlikte anılan bir üretim pratiğine de eklemledi: çağdaş sanatta sıkça gündeme gelen post-prodüksiyon yöntemini kullanarak, Boomoon’un İstanbul Boğazı’nı konu alan Boğaz’da Balık Oyunu No.8 eserinden türettiğimiz video, orijinali iki boyutlu olan bu eserin adeta “içine girerek” Boğaz’ın derinliklerine bakabilmemizi sağlıyor. Borusan Contemporary’nin internet sayfası üzerinden sanat izleyicisine sunulan bu deneyimi, VR özellikli bir gözlüğünüz olmasa bile ekranı hareket ettirerek deneyimlemeniz mümkün. Elbette VR gözlüğü, teknolojisi gereği deneyimi derinleştiren bir etki yaratıyor.
- Bu tabelalar sürekli burada duracak ve yeni eserler mi sergilenecek, yoksa bir süre sonra kaldırılacak mı?
Eser imlerini gösteren tabelalarımız, sergi süresince Kuruçeşme–Emirgan arasındaki Düş Suda Sergi Rotası üzerinde belirlenen noktalarda, yürüyüş yapanlara eşlik ederken, tam da o noktalarda “bir sanat eseri gizli olduğunu” anımsatacak. Süreç içerisinde, belirlenen koordinatlara tanımlanan eserleri yeniliyor olacağız.
- Kamusal alanda buna benzer başka fikirler de geliştirecek misiniz?
Kamusal alan için farklı sunumlar üzerinde düşünmeyi sürdürüyoruz; sanat izleyicisi ve tüm paydaşlarımız için yeni karşılaşma alanları açmaya ihtiyaç var.
ÜRETMEK PANZEHİR
- :mentalKLINIK ile yaptığınız sergi bir hayli ilgi görmüştü. Yakında yeni bir sergi geliyor mu?
:mentalKLINIK sergisi, içeriği, sunumu ve bağlamı gereği, pandemi dolayısıyla yaşadığımız sıkışmayı en iyi özetleyen sanatsal içerikti bana göre. Bu nedenlerle de haklı bir ilgi gördü. Sergi üzerine gerçekleştirdiğimiz çevrim içi konuşmalar da düşünce sahamızı genişletti; zira yüzyıl sonra karşı karşıya kalınan pandeminin yarattığı travmayı bir nebze de olsa aşabilmenin yollarından biri yeni düşünceler üretmek, ürettirmek.
Yeni sergi planlamamız var elbette, ancak önümüzdeki süreçte gelişecek sağlık koşullarını gözeterek adım atmak durumundayız.
ESNEKLİK ÖNEMLİ
- Pandeminin akıbeti, ne zaman biteceği çok belli değil. Bu anlamda Borusan Contemporary olarak yakın vadedeki planlarınızı nasıl yapıyorsunuz? Pandemiye uyumlu mu, yoksa eski normale göre mi hazırlıklarınız?
Pandeminin öğrettiği en büyük derslerden biri esnek olmak. Sosyal, teknik ve hukuki normların her alanda bu kavrama bağlı olarak şekilleneceğini düşünüyorum. Borusan Contemporary olarak biz de kısa ve orta vade planlamalarımızda bu esnekliği yakalamaya çalışıyor, farklı mekân ve teknoloji kullanımları ile hibrit olarak kurgulanacak özgün sunum senaryoları geliştiriyoruz, diyebilirim.