Bonzai bağımlılarının önünde ortalama 5 yıllık bir ömür var

Türkiye'de son yıllarda en fazla kullanılan uyuşturucu maddeler arasında yer alan bonzai bağımlılarının önünde ortalama 5 yıllık bir ömür olduğunun tespit edildiği bildirildi.

AA


Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı İhsan Karaman, yaptığı açıklamada, bonzainin son zamanlarda ismi itibarıyla çok meşhur bir uyuşturucu madde olduğunu belirterek, bu konuda gençleri ve aileleri sürekli bilinçlendirmeye çalıştıklarını söyledi.

Bonzainin ismini, bilinen süs bitkisi bonzaiden aldığını vurgulayan Karaman, şunları kaydetti:

"Bonzai, ilk defa o bitkinin yapraklarına birtakım sentetik, uyuşturucu maddelerin püskürtülüp emdirilmesiyle kullanılmaya başlanmıştır. Şu an itibariyle aklınıza gelen her türlü ota, bitkiye sentetik kanabiloid dediğimiz madde püskürtülüyor. Bonzai otlara sıkılarak pazarlanıyor. Böylece gençler nazarında 'ha bu da bir ottur, zararlı değildir' imajı oluşturuluyor. Zaten tehlike de burada başlıyor."

- "İkinci büyük tehlike ucuz olması"

Karaman, ucuz olmasının bonzaiyle ilgili ikinci büyük tehlike olduğunu ifade etti.

Bonzainin ham maddesinin özellikle Uzakdoğu ülkelerinden geldiğini anlatan Karaman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir kilogram ham maddeden bir ton satışa hazır uyuşturucu mamul madde hazırlanıyor. Bu ne getiriyor? Ucuzluk getiriyor. Yani 3-5 liraya tabiri caizse kafa yapacak bonzai temin edilebiliyor. Bu 3-5 lirayı birçok genç bulup verebiliyor. Kolay ulaşılması, ucuzluğu tehlike oluşturuyor. Ayrıca çok hızlı bir şekilde bağımlılık yapabilmesi, dozajı kontrol edilemediği için ilk dozda bile ölüm getirebilmesi, uzun vadede de sürekli kullanım halinde vücudun tüm organ ve sistemlerini bozan, tahrip eden çok ciddi bir tehdit olması, bonzainin tehlikeleri arasında sayılabilir."

- Ölüm tribi

Karaman, genel olarak bakıldığında bonzai kullanan gençlerin şuurlarını kaybettiğinin gözlendiğini ve ardından "ölüm tribi" olarak da adlandırılan ölüm korkusuna kapıldığını söyledi.

Bu duyguya paralel olarak o an çoğu bonzai bağımlısının kalp krizi geçirmek suretiyle hayatını kaybettiklerinin bilindiğine dikkati çeken Karaman, şöyle devam etti:

"Gençler eğer daha düşük dozda alır da ölüm gerçekleşmezse bile her seferinde biraz daha fazlasına ihtiyaç duymak suretiyle bunun bağımlısı haline geliyor. Kolay ulaştıkları, temin ettikleri için kullanmaya devam ediyorlar ve sürekli bonzai kullananların ortalama 5 yıl kadar bir ömür yaşayabildikleri tespit edilmiş. Düşünün ki ergen bir genç eğer sürekli kullanırsa, buna bulaştığı zaman önünde ortalama 5 yıllık bir ömür var. Aynı zamanda bunun bağımlılık yapıcı etkisinin de diğer maddelere, esrar ve eroine göre onlarca kat daha fazla olduğu biliniyor."

Karaman, tehlikeleri ve özellikle ölümler sebebiyle son yıllarda bonzainin gündemlerine girdiğini belirterek, "Bonzai örneği üzerinden uyuşturucu madde bağımlılığını nasıl tanımlamalıyız? Ne gibi tedbirler almalıyız? Ailelere, gençlerimize neler önermeliyize geliyoruz" diye konuştu.

Bir genci bağımlılığa iten toplumsal ve çevresel dinamiklerin neler olduğunun tespit edilmesinin önemine vurgu yapan Karaman, bu noktada aile ve okul faktörlerinin büyük önem kazandığını dile getirdi.

Karaman, gence ailede sevgi ve kendini ifade etme imkanı verilmesinin, çocuğun, ergenin sözünün dinlenilmesi ve aile içerisinde bir değeri olduğunun hissettirilmesinin bağımlılıktan uzak durulmasında çok önemli olduğunu anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Özellikle fiziki olarak değil manevi olarak evde bir baba figürü hissedilmiyorsa, o çocuğun sokağa, bağımlılığa düşme ihtimali çok yükseliyor. Aile ocağı birinci planda önemli. İkincisi ise okul. Okuluna bir dönemde tek bir gün devamsızlık yapan öğrencilerle her gün okula giden öğrenciler arasında bağımlılık oranına bakılmış. Bir gün devamsızlık yapanda madde bağımlılığı daha fazla çıkmış. 5 gün, 20 gün olanı varın siz hesap edin. Dolayısıyla okul devamsızlığının önemi ortaya çıkıyor."

Karaman son olarak, çocuğa ailede, okulda "hayır deme" becerisini kazandırmanın da önemini vurgulayarak, çocuğun yanlış tekliflere "hayır" deme becerisini kazanamaması durumunda, "O zaman bir deneyeyim ne olur ki" diyebileceğini ifade etti.