"Bölücübaşı Erdoğan'dır"

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kendisinin Alevi olmasına vurgu yapan Başbakan Erdoğan için 'bölücübaşı' dedi.

cumhuriyet.com.tr

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk'te Türkiye'nin Nabzı programında Didem Arslan Yılmaz'ın sorularını yanıtladı.
 
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, kendisinin Alevi olmasına vurgu yapan Başbakan Erdoğan için 'bölücübaşı' dedi. "Dersimli olmak günah mı?" diye soran Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın Dersim belgelerini açıklamasını istedi ve "Yakın tarihimizle yüzleşmeliyiz. Hatalarımızdan ders çıkarmalıyız" dedi. Hayati Yazıcı ve Ali Demir ile ilgili yeni iddiaları dile getiren CHP lideri, eğitimle ilgili projelerini anlattı. Erdoğan'ın Hakkari mitingi ile ilgili eleştirilere de yanıt veren Kılıçdaroğlu televizyonda düeollo çağrısını yineledi.

İşte Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları:

27 Mayıs

Bir darbenin olmaması gerekirdi. Darbelerin tarihine baktığınızda CHP'nin iktidara en yakın olduğu dönemlerde darbeler olmuştur. Faturası CHP'ye çıkmıştır. Darbenin sonucunda 3 siyasetçinin idam edilmeleri hala kanayan bir yaradır. Siyasi mahkemelerin Türk demokrasisine ciddi zararlar verdiğini biliyoruz. Darbelerin olmadığı bir siyaset anlayışının egemen olduğu bir Türkiye istiyoruz.

Darbeleri CHP yapmıştır gibi bir algı kamuoyunun belleğine kazınmak istenmiştir. Darbelerden en çok mağdur olan parti CHP'dir. Bizim genel başkanlarımız hapse girdi. Ecevit, genel sekreter olduğu dönemde Nihat Erim hükümetine bakan vermesin diye diretmiştir. Bakan verilince İnönü'nün karşısında duran Ecevit istifa etmiştir. Ecevit'in o çıkışı aslında unutulmaması gereken bir olgudur.

Her durumda darbelere karşı olduğumuzu söylüyoruz. Erdoğan bizi suçluyor. Darbe olursa tankın karşısında dururuz dedik.

Erdoğan'ın tarih bilinci yok. Bütün olaylara CHP'yi nasıl kötülerim diye bakıyor.

Siyasetçinin görevi halka doğruları söyletmektir. Acaba Sayın Erdoğan 'İlk hedefler beyannamesi'ni biliyor mu?

Sanki Mem U Zin Sayın Erdoğan hükümet kurdu o zaman yayınlandı. Doğruyu söylemiyor. Kendi açısından milat olarak başlatıyor. Kürt tarihi yayınlandı yine o da çok öncedendi. Daha sonraki hükümetler döneminde de yasak yayınlar vardı onlara niye bir şey söylemiyor?

Sayın Erdoğan'la yan yana gelirsek ben onun maskesini indireceğim. Habertürk'e çıkmaya cesaret edemezse kendi yandaş kanalları var. Ben oraya da çıkarım.

Darbeler dönemi bitti

Darbeler dönemi bitmiştir. Demokrasi bilinci gelişmiştir. Artık toplum bunu görmüştür. Darbeler toplumu geriye götürmüştür. İşkencelerden kim geçti? Erdoğan ve arkadaşları mı? AKP hükümeti, AKP'nin kadroları 12 Eylül'ün yetiştirmeleridir.

Asker bu süre içinde yasaların öngördüğü biçimde davranıyorsa bizim açımızdan bir sorun yok.

Daha önceki dönemlerde darbeye özendiren kesimler de vardı. Bugün geldiğimiz noktada demokratik olgunluğa ulaştığımız kanısındayım. 17 yaşında bir çocuğun yaşını büyüterek idam ediyorsunuz...

Katı kurallarla bir toplum idare edilemez. Sivil yönetimler diktaya dönüşürse orada faşizm vardır. Biz ona da karşıyız. Bizim gibi düşünmeyen insanların da düşünce özgürlüğünü savunmalıyız. AKP düşünce özgürlüğüne tahammül edemiyor.

İfadeye çağırılan generaller

Darbe yapmak isteyenler olabilir. Gerekirse cezasını verirsiniz. Hiç kimse onları korumak gibi bir düşünce içinde değil. Ama özel yetkili mahkemelerle bu işi soruşturursanız bu siyasallaşır. Erdoğan, beni görünce ayağa kalkmadı o general dedi, şimdi cezasını çekiyor dedi. O senin özel mahkemen mi?

Tarafsız olduğu tartışılan yargıçların orada görev yapmamaları gerekirdi. Siyasi otorite karar verecek yargı da onaylayacak. Bu doğru değil. Demek ki önceden bazı görüşmeler yapılıyor. 'Beni görünce ayağa kalkmadı' deniliyor. Ona göre suç delilleri üretiliyor ve o kişi hapse atılıyor.

Tek partili yönetimler demokratik yönetimler değildir. O dönemdeki tek partide bile çok farklı kanatların olduğu görülecektir. O günkü koşullarda önemli bir açılımdır. Daha sonra görüş ayrılıkları derinleşiyor, Adnan Menderes ve arkadaşları Demokrat Parti'yi kuruyorlar. 1950'de İsmet İnönü seçimleri kaybettiği zaman 'Evet ben yenildim, ama bu benim en büyük zaferimdir' der.

İptal edilen tatbikatlar

Başbakan Genelkurmaya sorun der mi? Demek ki ülkeyi yönetemiyor. Çıksın söylesin. Genelkurmay Başkanı'na sorar, bunun gerekçelerini öğrenir ve kamuoyuna açıklar. Genelkurmaya sorun dediğiniz andan itibaren ben bu sorunu bilmiyorum, demek istiyorsunuz. Ya konuyu biliyor, açıklamaktan kaçınıyor ya da 'genelkurmay nasıl olsa açıklamaz, bu konu burada biter' diyor. Herkes içeride olduğuna göre kim tatbikat yapacak? Bir kere gelenekselleşen tatbikatların yapılması lazım. Yapılmamasının çok önemli nedenlerinin olması lazım. O zaman bunun açıklanması lazım. Genelkurmay da açıklarsa o zaman 'Genelkurmay niye konuştu?' diyecekler.

Bizim bütün adaylarımız geziyorlar. Ama AKP adayları esnafa dahi gidemiyor. Darbeyi destekleyecek biri varsa o bize oy vermesin, AKP'ye versin. Memur, işçi, genç, kadın, yaşlı... bize gelebilirler. Darbe isteyenler AKP ile kol kola girebilirler.

Gizli tanıkları biz iyi biliriz. Ona birileri bir kağıt veriyor, ona göre konuşuyor. O gizli tanıklardan birini daha önce teşhir etmiştik. Gizli tanığın varlık nedeni şu: Mafya türü bir örgütlenme varsa gizli tanığı oradan seçersiniz. Ama burada öyle bir durum yok. Cihaner'in elbette arkasındayız. Kimin kiminle telefonla konuştuğunu zaten bulursunuz. Bunun için gizli tanığa gerek mi var?

Telefonlarım zaten dinleniyor. Bunun ayıbı bana değil; Başbakana, ulaştırma bakanına ait. Benim konuştuğumu zaten herkes biliyor.

Kaset skandalı

Oylar kime gider, o sonuçta yurttaşın bir tercihir. Ama benim anlayamadığım nokta şu:Yasadışı yolla elde edilen görüntüleri siyasette kullanmak ahlaka aykırıdır. Bu mahkemede bile delil olmaz. Siz insanın görüntülerini alıyorsunuz. Sonra bir başbakan olarak o görüntüleri izliyorsunuz, meydanlarda konuşuyorsunuz. Bir başbakana bu yakışır mı?

Bulması gereken hükümet. Kim olursa olsun ortaya çıkarmak hükümetin görevi. Daha başbakanın kafasında özel hayat kavramı oluşmamış. İnsan bir kitap okur...

Sayın Başbakan özel hayatım yok diyorsa çıksın söylesin. Niye yaz tatili yaparken perdeleri kapatıyorlar? Çünkü özel hayat... Kabahat başbakanda değil danışmanlarında. Bir şekilde uyarmaları lazım. Etrafı bile başbakanı uyaracak cesarette değil.

Bakın Mehmet Ali Ağca tahliye olduktan sonra özel görüntüleri yayınlanmadı. Aynı kampanya başlatılabilir. O görüntülere itibar etmemek için.

İnan Kıraç ile ilgili iddialar

Sayın İnan Kıraç saygın bir işadamı. Uzun bir dostluğumuz söz konusu değil. Bunu söyleyenlerden biri de Sayın Erdoğan, komployu ortaya çıkarırsan sana teşekkür ederim. Çıkaramazsan sen de komplonun bir parçasısın. İstihbarat, savcılar polis hepsi onun emrinde. Çıkarmıyorlarsa bu işin için de onlar da var demek. Yılmaz Ateş'in aklı yeni mi başına geldi? Daha önce niye söylemedi? Sayın Baykal ile ilgili iddia gündeme geldiğinde bir iki gün sonraki Hürriyet'in manşeti: MİT' talimat verdim, bu işi ortaya çıkarın. Ya MİT beceriksiz ya da MİT'e o talimat gitmedi. MİT'e o talimatın gitmemiştir.

Bu ülkede yürekli savcılar var. İyi niyetli emniyet görevlileri var. Hükümet bunların önün açsa ortaya çıkar. İnternete düşen bir şey parmak izi gibidir.


Başbakan'ın Aleviliğine vurgu yapması

Bölücülük yapıyor. Erdoğan bölücüdür. Hatta bölücübaşıdır. Siyasetçiler toplumu ayrıştırmazlar. Buradan oy toplamaya çalışıyor. Temiz insan istiyor bizim insanımız. Bir ara Hz Ömer'in adaletinden bahsetti. Hz Ömer sadece İslam dünyasının değil bütün dünyanın kabul ettiği en adil insanlardan biridir. Devletin işini yaparken devletin mumunu yakar. Sen devletin uçağıyla davetiye götürüyorsun. Bir daha Hz. Ömer'in adını ağzına aldırmayacağım. Söylersen başka şeyler söyleyeceğim.

Vatandaşın derdini dert etmiyor. Kübra diyorum, bunu niye söylüyorsun diyor. Aile sigortası diyorum, Merkez Bankası'nın paralarına göz diktin, diyor.

Geçmiş yaralar kaşınmaz. Ağır bedeller ödedik. Hele hele taze yaraları... Toplum olarak bir araya gelmeliyiz. Hepimizin yüzü gülmeli.

Öyle bir kadro kurduk ki, bir değil üç bakanlar kurulu çıkarabiliriz. Bu kadroların tamamı cebini değil halkını düşünecek.


Doğu ve Güneydoğu ziyaretleri

Bir dönem 'siz Sivas'ın ötesine geçemiyorsunuz' diyordu. Şimdi 'Vay efendim niye gittiniz?' Bu bir başbakana yakışır mı? Kendisi gidince kepenkler niye kapanıyor? Bunu kendisine sorması lazım. Benim kimseyle sorunum yok.


Anadilde eğitime karşıyız

Anadilde eğitimi doğru bulmuyoruz. Ana dilini herkes öğrenmeli gerekirse devlet desteği olmalı. Bunda sorun yok. Eğitim konusu toplumu böler. Siyasetçinin görevi toplumu kaynaştırmak. Biz asimilasyona karşıyız, entegrasyondan yanayız. Toplum birbirini karşı kutup olarak görmemeli.

Biz AKP gibi geçmişine ihanet eden bir parti değiliz. İhanet Eden Erdoğan'dır. Rahmetli Erbakan Erdoğan'la görüşmeden vefat etti. Yanlışımız elbette olabilir. Ama biz kendi felsefemize ihanet eden bir parti değiliz.


Yüzde 30'u aştık

Yüzde 30 barajını aşmış durumdayız. Bizim oyumuzda yükseliş, AKP'nin oyunda düşüş var.

Sandıklarda CHP'liler gerekirse aç kalacak, oyuna sahip çıkacak. Ayrıca parti içinde özel bir eğitim yaptık. Geçmişe oranla bu kez daha dikkatli olacağız.

Sibel Üresin'in çokeşlilik önerisi

Biz kadın erkek eşitliğine inanan bir partiyiz. Biz okuyoruz kadın da çalışacak. Kadın ve erkeğin dayanışma yapması en güzel olaylardan biridir. Kendisi isteyebilir. Ona bir şey diyemem. Belki eşinin ikinci, üçüncü eşi vardır. Ama biz sağlıklı düşünen hiçbir kadının bunu istemeyeceğini düşünüyorum.