Boğaziçili öğrencilere ilk duruşmada tahliye
Örgüt propagandası yapmakla suçlanan Boğaziçi Üniversitesi'li 14’ü tutuklu 22 öğrencinin yargılanmasına başlandı. Duruşmada savunmalarını yapan tutuklu sanıklar haklarındaki suçlamaları reddederek tahliyelerini istedi. Öğrencilerin tamamı çıkarıldıkları mahkemece tahliye edildi.
Zehra Özdilek
<haber-dikey:983442>
Geleceğimle tehdit edildim
Öğrencilerden Yusuf Noyan Öztürk, savunmasında şiddetin her türlüsüne karşı olduğunu belirterek, “14 gün gözaltında tutuldum. Eğitim hayatımın, geleceğimin karartılması ve ailemle tehdit edildim. Olay günü gerginlik vardı. İzledim. Bir suç işlediğimi düşünmüyorum. Neden tutuklandım anlamış değilim. Adli kontrolle bırakılan arkadaşlarla aramda bir fark olduğunu düşünmüyorum. Okuluma devam etmek istiyorum. Psikolojik olarak çökmüş durumdayım. İlk verdiğim ifadeleri avukat yönlendirmesi ile verdim. Gerçeklikle alakası yoktur” dedi.
Kardeşimi yere yatırdılar
Yaren Tuncer, “Olay günü İngilizce dersinden çıktım. Bir süre sonra kalabalık grubu gördüm. ‘Savaşa hayır barış hemen şimdi’ gibi bilindik sloganlar atılıyordu. Bende arkadan yürüdüm. ‘Faşizme karşı omuz omuza’ gibi evrensel sloganları attım. Evden darp edilerek gözaltına alındım. 9 yaşındaki kardeşimi yere yatırdılar” diye konuştu.
‘Siyasi eleştiridir’
Agah Suat Atay, “Kalabalığı gördüm. Bir süre izledim. Sıkıldım gittim” dedi. Zülküf İbrahim Erkol, “Suç teşkil eden birşey yapmadım. ‘Faşizme karşı omuz omuza’ sloganını hatırlıyorum. Bu da siyasi bir eleştiridir” ifadelerini kullandı. Esen Deniz Üstündağ, “Hedef gösterilerek cezaevine konulduk. Fişlendik. Eğitimimiz aksadı. Okulum iki yıl uzuyor. Okuluma devam etmek istiyorum” dedi. Berke Aydoğan, “Şiddet içeren slogan atmadım. Örgüt propagandası yapmadım” dedi. Sevde Öztürk, “Olay günü kütüphanede ders çalışıyordum. Sesler geldi. Dışarı çıktım. İzinsiz masa açanların karşı tarafı kışkırttığı gördüm. Arada güvenlik vardı. 22 öğrenci okul hayatından koparıldı. Terörist olarak yaftalandık. Attığım sloganlar eleştiri niteliğindedir” dedi.
‘Anadilim Kürtçe’
Kübra Sağır, “Attığım sloganlar barış yanlısı sloganlardır. 3 aya yakındır tutukluyum. Kamuoyunda yaftalandık. Okulum aksadı. Hiç bir suçlamayı kabul etmiyorum” dedi. Mahkeme Başkanı, “Ülke sorunlarına duyarsız kalmayın ama bu adliye koridorlarına taşınmasın” dedi. Ardından Sağır’a Kürtçe slogan atıp atmadığını sordu. Sağır, anadilinin Kürtçe olduğunu fakat sloganı hatırlamadığını söyledi. Mahkeme başkanı da kendi anadilinin de Kürtçe olduğunu söyledi. Tevger Uzay Tulay, “Fiziksel bir müdahaleye şahit olmadım” dedi.
‘Çıplak halde darp ettiler’
İsmail Gürler, “Eylemden sonra okula gidip geldim. Polisler beni gözaltına alıp ekip otosunda iki buçuk saat darp ettiler. Muhammet Bilgin de vardı. Bizi soydular. Çıplak halde de darp etmeye devam ettiler” dedi. İbrahim Musab Curabaz, “Şiddetin propagandasını yapmak kabul edilemez bir suçlamadır. Adli kontrol hayatımı etkiliyor. Tehdit mesajları alıyorum” dedi.
‘Lokumlara üzüldüm’
Enes Karakaş, lokumların yere dökülmesinin medyada infial yarattığını söyleyek, “Açıkçası lokumlara ben de üzüldüm” dedi.