Boğaziçili akademisyenler nöbetlerine devam ediyor: “Üniversiteler, baskıcı iktidarların güvenlikçi politikalarla sindirebileceği yerler değil”
Bugün Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük binası önünde bir araya gelen akademisyenler, atanmış rektör Melih Bulu’ya yönelik protestolarına 55’inci gününde devam ettiler. Basın açıklamasını okuyan akademisyenler, ‘Melih Bulu, Rektör Yardımcıları Gürkan Kumbaroğlu, Naci İnci, Fazıl Önder Sönmez ve bir gecede kurulan Hukuk Fakültesi’nin atanmış Dekanı Selami Kuran’ın istifasını bir kez daha talep ettiler.’
cumhuriyet.com.trBoğaziçi Üniversitesi akademisyenleri AKP’li Cumhurbaşkanı tarafından atanan kayyım rektör Bulu’yu bir kez daha arkalarını rektörlük binasına dönerek protesto etti. 55’inci nöbetlerini gerçekleştiren akademisyenler basın açıklamasında, “Barışçıl protesto ve eleştiri haklarını kullandıkları için yargılanan yedi öğrencimize yönelik, demokratik hukuk devletinde hiçbir yeri olmayan bu yargılamanın derhal sona erdirilmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Boğaziçili akademisyenler yaptıkları açıklamanın devamında, “Üniversiteler; baskıcı iktidarların güvenlikçi politikalarla sindirebileceği yerler değil, bilimsel üretimin ve özgür düşüncenin teminatı olan kamusal alanlardır. Üniversitemizde gayrimeşru rektör atamasından beri devam eden kuşatma derhal kaldırılmalıdır” vurgusunda bulundu.
“Sizlere hâlâ basının alınmadığı kampüsümüzden sesleniyoruz” denilerek başlanılan akademisyenlerin açıklamasının tamamı şu şekilde:
“Bu hafta, 29 Ocak’tan beri hukuksuz bir şekilde tutuklu olan ve ev hapsinde tutulan öğrencilerimiz tahliye edildi. Olmaları gereken yere, kampüslerine ve derslerine geri döndüler. Barışçıl protesto ve eleştiri haklarını kullandıkları için yargılanan yedi öğrencimize yönelik, demokratik hukuk devletinde hiçbir yeri olmayan bu yargılamanın derhal sona erdirilmesini bekliyoruz. Boğaziçi protestolarına katılan tüm öğrencilerin maruz bırakıldığı tutuklama ve soruşturma gibi baskıcı uygulamalara son verilmesini talep ediyoruz.
2020-2021 Bahar dönemine özerk ve demokratik üniversite değerleriyle asla bağdaşmayacak bir biçimde, polis ablukası altında başladık. Hisarüstü Mahallesini çevreleyen polis barikatları kaldırılmış olsa da kampüs içi ve çevresindeki yoğun polis varlığı devam ediyor. Polis, sivil polis ve özel güvenlik güçleri aracılığıyla hâlâ öğrencilerimizin hakları ihlal ediliyor. Üniversiteler; baskıcı iktidarların güvenlikçi politikalarla sindirebileceği yerler değil, bilimsel üretimin ve özgür düşüncenin teminatı olan kamusal alanlardır. Üniversitemizde gayrimeşru rektör atamasından beri devam eden kuşatma derhal kaldırılmalıdır.
Özerk ve demokratik bir üniversite için verdiğimiz mücadeleye 11. haftasında da çeşitli eylemlerle devam ettik. 16 Mart Salı günü Üniversite Dernekleri Platformuyla birlikte “Üniversite ve Toplum” başlıklı çevrimiçi etkinliği gerçekleştirdik. Dün bahar dönemini SÖZ 101 adıyla gerçekleştirdiğimiz ve öğrencilerimize seslendiğimiz açık dersle açtık. Düzenlediğimiz açık derste, öğrencilerimize ve camiamıza, ilkelerimizden taviz vermeyeceğimizi bir kez daha taahhüt ettik. Üniversitemizi tehdit eden girişimlere karşı verdiğimiz hukuk mücadelesine dair adımlar attık. Öğretim üyelerimiz yurt içinde ve yurt dışında düzenlenen toplantılarda ve çeşitli medya organlarında taleplerimizi dile getirdi. Yurt içi ve yurt dışındaki birçok kurum ve kuruluştan destek ve dayanışma mesajları gelmeye devam ediyor. Öğrencilerimiz de kurdukları bağımsız kolektiflerle direnişlerini sürdürüyorlar.
Tüm saldırılara rağmen Boğaziçi Üniversitesi hocaları ve öğrencileri olarak birlikte düşünüyor, tartışıyor ve üretiyoruz; üniversitemizin barışçıl, kapsayıcı ve eşitlikçi dilini korumaya devam ediyoruz. Mücadelemizin ilk gününden beri savunduğumuz demokratik ve özerk üniversite ideali, katılımcı, çoğulcu ve demokratik bir toplumun da teminatıdır.
Atanmış Rektör Melih Bulu, Rektör Yardımcıları Gürkan Kumbaroğlu, Naci İnci, Fazıl Önder Sönmez ve bir gecede kurulan Hukuk Fakültesi’nin atanmış Dekanı Selami Kuran’ın istifasını bir kez daha talep ediyoruz.
Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz.”