Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinden mükerrer oy davası

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, atanmış yönetiminin üniversite senatosunda yeterli oy çokluğuna ulaşmak amacıyla mükerrer oy kullanarak aldıkları kararlara ilişkin yürütmenin durdurulması talebiyle, yeni bir dava açtı.

cumhuriyet.com.tr

Sözü edilen Senato toplantısında, Üniversite Yönetim Kuruluna usulsüz ve hukuksuz bir şekilde üye seçimi yapıldığını, Üniversite Teknoloji Transfer Ofisi Yönetim Kuruluna üye seçimi yapıldığını ve üniversitenin bütününü ilgilendiren konularda kararlar alındığını belirten akademisyenler, tüm bu işlemlerin  hukuka aykırı olduğunu, üniversiteye telafisi güç zararlar vereceğini söyleyerek, hukuka aykırı Senato kararlarının iptalini talep ediyorlar. 

HUKUKÎ GEREKÇELER

Akademisyenlerin, 13 Temmuz 2021 tarihinde gerçekleştirdiği İdare Mahkemesi başvurularının hukukî gerekçeleri ve avukatlarının hukukî görüşü:

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri olarak demokratik, özgür ve özerk üniversite talebimizi farklı yollarla dile getirmeye ve hukuk mücadelemize devam ediyoruz.

Bu kapsamda daha önce Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasına dair Cumhurbaşkanlığı kararı ve üniversitemiz bünyesinde iki yeni fakültenin kurulma kararlarının iptali için Danıştay’a; ayrıca kurulmuş olan Hukuk Fakültesine YÖK tarafından yapılan dekan atamasının iptali için de İdare Mahkemesi’ne başvurularımızı yapmıştık. Sonrasında YÖK ve üniversitenin yeni yönetimince alınan hukuksuz kararların yürütmelerinin durdurulmalarını talep etmek amacıyla 21 Mayıs 2021 tarihinde üç başvuru daha gerçekleştirdik. Bunlardan birincisi kuruluş kararının yasal olmadığı gerekçesiyle Danıştay’a başvuruda bulunduğumuz İletişim Fakültesi’ne rektörün vekaleten dekan olarak atanması kararının iptali içindi. İkinci başvuruda Kocaeli Üniversitesi Hukuk Faku¨ltesi öğretim u¨yesi Dr. Muzaffer Eroğlu’nun Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Faku¨ltesi’ne hukuken tartışmalı olan görevlendirilmesinin iptalini talep ettik. Üçüncü başvuruysa Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Dr. Muzaffer Eroğlu’nun Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin senatörü olarak atanmasının iptali içindi. Yapılan tüm bu idari işlemler, bir idari işlemin hukuka uygunluğunu ifade eden tu¨m unsurlar bakımından sorunludur ve u¨niversiteyi telafisi gu¨ç, hatta imkânsız zararlar vermek pahasına idari açıdan tamamen kontrol etmeyi amaçlamaktadır. 

Son olarak, üniversitenin yeni yönetimince senatoda yeterli oy çokluğuna ulaşarak, bir anlamda yasadışılıklarını yasallaştırma çabası olarak nitelenebilecek olan mükerrer oy kullanma hukuksuzluğunu gerçekleştirdikleri, 23 Haziran 2021 tarihli senato toplantısında alınan kararların yürütmelerinin durdurulmalarını talep etmek amacıyla 13 Temmuz 2021 tarihinde yeni bir başvuru daha gerçekleştirdik.

Sözü edilen Senato toplantısında, Üniversite Yönetim Kuruluna usulsüz ve hukuksuz bir şekilde üye seçimi yapılmış, Üniversite Teknoloji Transfer Ofisi Yönetim Kuruluna üye seçimi yapılmış ve Üniversitenin bütününü ilgilendiren konularda çeşitli kararlar alınmıştır. Yapılan işlemler ağır hukuka aykırılıklarla malul işlemler olmakla öncelikli olarak telafisi güç veya imkânsız zararların önüne geçilmesi için ivedilikle, dosya üzerinden yapılacak inceleme ile YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI, netice itibariyle de hukuka aykırı Senato kararlarının İPTALİNE karar verilmesini istenmekteyiz.

13 Temmuz 2021 tarihinde gerçekleştirdiğimiz İdare Mahkemesi başvurularının hukukî gerekçeleri ve avukatımızın hukukî görüşü ektedir.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİSYENLERİ

Avukat Fırat Kuyurtar’ın görüşü: 

2 Ocak 2021 tarihinden bu yana, Cumhurbaşkanı Kararı ile Prof.Dr. Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne atanmasıyla başlayan hukuksuzluklara 23 Haziran 2021 tarihli Senato toplantısında alınan kararlar da eklendi. Bu toplantıda Üniversite Yönetim Kurulu’na üye seçimi gibi oldukça önemli kararlar, hukuka aykırı şekilde kullandırılan, geçerli sayılan oylarla alındı. 

2547 Sayılı Kanun m.61’e göre toplantı ve karar yeter sayıları açıkça tanımlanmış durumda. Buna göre kararların toplantıya katılanlar tarafından oylanması ve karar altına alınması gerekiyor. Oysa Melih Bulu görevde kaldığı süre içinde usulüne uygun yapılmış bir toplantıdan söz etmek mümkün değil. Nedir bu usulsüzlükler? 

Hukuk ve İletişim Fakülteleri’nin kurulması, Prof.Dr. Selami Kuran’ın dekan olarak atanması, Kocaeli Üniversitesi’nde kadrosu olan Dr.Muzaffer Eroğlu’nun Senato temsilciliği, rektör yardımcılarının Üniversitenin birçok kadro ve posziyonuna vekaleten atanması işlemleri, üst üste yapılan Senato toplantılarının, toplantı çağrı, toplantı ve karar alma usulleri son derece şaibeli. 

Muzaffer Eroğlu’nun toplantıya katılmasına bile müsaade edilmemesi gerekirken, bu kişinin kullandığı oylarla kararlar alındı. Vekaleten atama konusu 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda sadece hastalık, başkaca olağan dışı haller ile atamaya yeterli aday personel bulunamaması gibi belirli durumlarda ve 6 ay gibi belirli sürelerde mümkün olabilecek bir görevlendirme şekli. Oysa Boğaziçi Üniversitesi’nde son 7 aydır yaşananlara, yapılan atama ve görevlendirmelere bakıldığında, bu atama yahut görevlendirme usullerinin kötüye kullanıldığı da ortada. Diğer taraftan usule uygun olsun yahut olmasın, bir üyenin asaleten kullandığı oy haricinde, bir de vekaleten temsil ettiği makam veya makamlar adına da ayrıca oy kullanabileceğine dair Kanun’da bir ifade yok. Bunun aksinin başka mevzuatla kıyas yaparak veya yorum yolu ile genişletilmesi de mümkün değil. Yargı içtihatlarına ve idari uygulamalara bakıldığında bu şekilde bir kişinin birden fazla kez oy kullanımı söz konusu değil. Hatta içtihatlara bakıldığında, Anayasa gereği teminat altına alınmış olan bilimsel ve idari özerkliğin gereği olarak Yükseköğretim Kanunu’nda tanımlanan organlar, kadro ve posizyonların, kurum içi hiyerarşiyi ve birimleri anlamsız kılacak şekilde birleştirilemeyeceğine dair bir vurgu var.  

Senato’da, Üniversite Yönetim Kurulu’nda görev alan hocalarımız, bu yapılan hukuksuzlukları defalarca dile getirdiler ve muhalefet şerhleri yazıp, yaptığınız yanlış dediler. Tahmin edileceği üzere, atanmış yönetim hatalardan dönmek yerine, hukuksuzlukları daha da artırmayı tercih etti. 

Tüm bu işlemlerin olağan dışı usullerle ve hukuksuz bir şekilde gerçekleştirilmesinin nedeni şu: Önce Senato sonrada Üniversite Yönetim Kurulu’nu ele geçirmek takip eden dönemlerde de Üniversite’nin diğer organlarını ve birimlerini kendi arzuları doğrultusunda yeniden dizayn etmek, idari ve bilimsel özerkliği yok etmek. Bu gayrimeşru amaçlara karşı hukuki yollara başvuru hakkımızı kullanmaya devam edeceğiz.