BM'nin raporu 'hayal kırıklığı' yarattı

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un, Kıbrıs hakkındaki son raporunda 'izolasyon duygusuna' yapılan atıflara tepki yağıyor. KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı, raporun ''KKTC halkının içinde bulunduğu adaletsiz durumu psikolojik bir vaka olarak yansıttığını, bu yaklaşımın, Kıbrıs Türkü'nde bir kez daha hayal kırıklığı yarattığını'' bildirdi.

cumhuriyet.com.tr

KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un son raporunun, ''KKTC halkının içinde bulunduğu adaletsiz durumu psikolojik bir vaka olarak yansıttığını, bu yaklaşımın, Kıbrıs Türkü'nde bir kez daha hayal kırıklığı yarattığını'' bildirdi.

Avcı, konuyla ilgili yazılı açıklamasında, Ban Ki-mun'un BM Güvenlik Konseyi'ne 28 Kasım'da sunduğu, 24 Mayıs-23 Kasım 2008 dönemini kapsayan BM Barış Gücü (UNFICYP) raporuna ilişkin detaylı değerlendirmelerinin devam ettiğini, ancak ön değerlendirmelerine ilişkin hususları dikkate getirmek istediğini belirtti.

Söz konusu raporun, Kıbrıs Türk'ünün tecridini ısrarla bir ''duygu'' olarak nitelediğini kaydeden Avcı, raporun, ''4 yıldır uluslararası toplumun izolasyonları kaldırma yönünde vermiş olduğu sözleri onore etmesini sabırla bekleyen KKTC halkının içerisinde bulunduğu adaletsiz durumu, esasta var olmayan psikolojik bir vaka olarak yansıttığını'' vurguladı.

Bakan Avcı, şöyle devam etti:
''Bu yaklaşım, Kıbrıs Türk halkını bir kez daha büyük hayal kırıklığına uğratmıştır. 2004 yılında adanın iki tarafında eş zamanlı olarak gerçekleştirilen referandumları müteakip yayımlanan BM Genel Sekreteri raporlarında Kıbrıs Türk tarafı üzerindeki izolasyonların kaldırılmasına ilişkin yer alan haklı söylemlerin çok gerisine düşerek, Kıbrıs Türk halkını Güney Kıbrıs Rum yönetiminin insafına terk etmesi adalete sığan bir durum değildir. Özellikle tam teşekküllü görüşmelerin devam etmekte olduğu şu dönemde, BM Genel Sekreteri'nin bahse konu söylemlerinin hali hazırda uzlaşı ruhundan uzak olan Rum tarafını daha da katılaştırarak iyi niyet misyonu çerçevesinde yürütülen görüşmeleri zedeleyeceği kuşkusuzdur.
Raporda, Güney Kıbrıs Rum yönetimi liderliğinin, sürecin başından itibaren görüşmeleri sekteye uğratacak şekildeki olumsuz açıklamalarına; Rusya Federasyonu'yla imzalamış olduğu ve BM parametreleri ile müktesebatını göz ardı eden ortak deklarasyona ve Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarını hiçe sayan sismik araştırmalara yer verilmeyerek, tam teşekküllü görüşmelerin gidişatından çok olumlu bir üslupla bahsedilmesi yapıcı olmaktan uzaktır. Bu durumda, Güney Kıbrıs Rum yönetiminin uzlaşmaz tavırlarından vazgeçerek görüşmelerde içtenlikle bir 'al-ver' sürecine girmesi beklenemez.''
 

Pile'de verilen zaman

Raporda, Ağustos 2008'de Pile köyünde ''mülkiyete zarar'' verildiği konusuna genel olarak değinilirken, esasen zarar verilen mülkün bir Türk okulu olduğundan bahsedilmediğini kaydeden Avcı, bu şekilde raporda olayın gerçekleri yansıtılmayarak, Rum tarafını suçlamaktan kaçınıldığını, ancak söz konusu Türk tarafı olunca bunun yapılmadığını ifade etti.

Avcı, ''Hatta, Kıbrıs Türk tarafı haksız suçlamalara maruz bırakılmaktadır. Keza, raporda Rumların Ay Mammas Kilisesi'nde ayin yapmak üzere sivil halkın geçişine açık olmayan Yeşilırmak kapısından kayıt yaptırmadan Kuzey'e geçmesiyle Kıbrıs Türklerinin bahse konu kapıdan BM konvoyu ile meskun mahal olmayan Erenköy'e geçmesini aynı kefeye koyan mantaliteyi anlamakta zorluk çekmekteyiz'' ifadesini kullandı.

İnsani bir konu olan ve Kıbrıs Türk tarafı açısından büyük önem taşıyan Limasol'da halen bir Türk okulu açılmamasına atıfta bulunulmasının memnuniyetle karşılandığını belirten Avcı, ancak raporda bu hususta sözde ''Kıbrıs Cumhuriyeti Yüksek Mahkemesi''nin olumsuz kararına değinilmekle yetinilmesinin üzüntü verici olduğunu bildirdi.

Avcı, beklentilerinin, raporda temel insan haklarından biri olan kendi dilinde eğitim görme hakkını açık şekilde ihlal eden Rum yönetimine bu yönde somut bir adım atması için çağrıda bulunulması olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
''Kıbrıs Türk tarafı olarak BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu çerçevesinde ve BM parametreleri ve müktesebatı esasında Kıbrıs sorununa bir an önce kapsamlı bir çözüm bulunması yönündeki çabalarımıza devam edeceğimizi duyurur, BM ve Barış Gücü ile işbirliğini ileriye götürme konusundaki kararlılığımızı bir kez daha teyit ederiz.''

 

Hasan Erçakıca

Ban Ki-mun'un "izolasyon" sözlerini dğerlendiren KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca, izolasyonların bir yanılsama değil, gerçek olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

''Kıbrıslı Tüklerin izolasyon duygusundan söz edilmesi ve bunun artık tekrarlanmaya başlamış olması bizi ciddi bir şekilde rencide ediyor. Çünkü, izolasyonlar bir yanılsama değildir, biz de bir yanılgı içinde değiliz. İzolasyonlar bir gerçektir ve kamuoyunda da yakından izlendiği gibi Kıbrıs Rum tarafı, Kıbrıslı Türklerin izolasyonunu katılaştırma çabalarını artırmaktadır. Bu çabalarında en önemli silah olarak Avrupa Birliği üyeliğini kullanmaktadır. Bütün dünyanın buna dikkat etmesi gerekirken, Kıbrıslı Türklerin sanki bir yanılsama içindeymişler gibi izolasyon duygusuna sahip olduklarından söz edilmesi olumlu bir davranış değildir ve bizim gibi bütün Kıbrıs Türk halkını rencide etmektedir."