'Bizim için müzik mücadele etmektir'

Tarkan’ın “Ölürüm Sana” isimli şarkısını yeniden yorumlamalarıyla bir dönem çok konuşulan rock müzik grubu, geçen sene 3 yıllık bir boşluktan sonra yeni şarkılarını yayımlamıştı.

ORHUN ATMIŞ

Ankaralı bir grup RockA... Tarkan’ın bir döneme damgasını vuran “Ölürüm Sana” şarkısını yeniden yorumlamalarıyla dikkatleri üzerlerine çektiler. Hatta, şarkının klibinde Tarkan bile yer aldı. Grup, 2012’de yayımlanan bu şarkıya kadar aktif bir şekilde şarkılar çıkarıyor, Barışarock ve Rock’n Coke gibi festivallerde yer alıyordu. Ancak sonrasında yaşananlar grubun istikrarlı bir şekilde devam etmesine engel oldu. RockA geçen yıl yayımladıkları “Sarılır Her Geceye” şarkısının ardından son olarak “Unutulur Her Şey” isimli şarkılarını dinleyiciyle buluşturdu. Grup, sonbaharda çıkarmayı planladıkları albümün hazırlıklarını sürdürüyor. Biz de grubun solisti Halil Özüpek’le bir araya gelerek hem geçmişlerini hem de gelecek planlarını konuştuk.

Grubun kariyerini nasıl özetlersin?
Biz 2005’te grubu kurduk, 2007’de de son halimizi aldık. Ondan sonra da 2014 yılına kadar grup istikrarlı bir şekilde devam etti. “Ölürüm Sana” sonrasındaki bir buçuk yıllık süreçte o kadar talihsiz ve fantastik olaylar yaşadık ki... Kaybettiğim insanlar oldu benim. Bu müziği yapmamdaki en büyük amaç olan en yakın arkadaşımı kaybettim, annemi kaybettim. Altı ay arayla. Bunların arasında da Gezi Direnişi oldu. Bütün bu süreç, “Ölürüm Sana” sonrasındaki albümü hep ertelemek zorunda bıraktı. En sonunda, “Ölürüm Sana” sonrasında o hızı kaybetmeyelim diye düşündüğümüz albümü bir yıl sonra çıkarmak zorunda kaldık. O albümü çıkarırken gruptaki kimsede bütün bu olaylar yüzünden müzik yapma hevesi kalmamıştı... 2014’te ben arkadaşlarıma alın grubu, ne yapmak istiyorsanız yapın diye onlara açık bir teklifte bulundum. Grubumuzun davulcusu Ömer, buna karşı çıktı o zaman. Ondan sonra da zaten Ömer’le ben kaldık grupta, herkes kendi yaşantısına devam etti... Üç, üç buçuk yıllık bir boşluk oldu, sadece stüdyoda ayda bir çalıyorduk. Sıfır üretim vardı. İnsanın canı yavaş yavaş müzik yapmak istiyor. Bu sırada bireysel yaptığım bazı demolar vardı. Sonrasında 2018’de “Sarılır Her Geceye” ile geri dönmüş olduk...

Peki, grup yeterince değer görüyor mu dinleyicilerden sizce?
Ben de zaman zaman sevdiğim bazı gruplar için “Bu adamların daha fazla dinlenmesi lazım” diyorum. Mesela, Kül grubu, Neyse grubu gibi... Ama bir yandan da ülkenin gerçeklerini biliyorum. Şu an alternatif müzikler de ön plana çıkmaya başladı ama bu son 2-3 yılda böyleydi. Bizim “Ölürüm Sana”yı çıkardığımız zaman dijital platformlar yoktu. Şimdi, o dönemlerde biz hiçbir zaman başımızda prodüktör olsun da şöyle bir müzik yapalım diye düşünmedik. Bizim özendiğimiz, dinlediğimiz grupların hiçbiri bunları yapmıyordu. Biz de her şeyi istediğimiz gibi yaptık. Öyle yapınca da kendi başınıza kalıyorsunuz. Kimse size yardım etmiyor, maddi imkân neredeyse hiç bulamıyorsunuz. Ben olaya biraz müzisyen olarak bakıyorum, dünyada ne müzisyenler var, ben onların yanında “Yeterince değer görmedik” diyemiyorum. Böyle şeyin bir değeri varsa zaten dinleyici seni kişisel olarak bir yere koyuyor. Ben sadece müzik yapıyorum.

‘Bağımsız değiller’
Dijital platformlar sizi nasıl etkiledi?
Dijital platformların da en büyük imkânı, dünyanın her yerinde potansiyel bir dinleyicin olmasına olanak sağlaması. Buradaki tek sıkıntı şu, dijital platformların çok büyük sorumluluğu var. Eskiden anaakım müzik kanalları neyse, şu anda bu dijital platformlar o. Indie gibi görünebilir, ama hiçbiri bağımsız müziğe çok fazla destek veren platformlar değil. Oluşturdukları playlistler, argoritmaları çok fazla tartışılabilir şeyler. Tabii ki işin daha başındayız. Bundan iki üç sene sonra her şey çok daha yerine oturabilir.

Belgesel geliyor...

Twitter profilinizde “Müzik mücadele etmektir” yazıyor. Anlamı ne?
Bizim sloganımız aslında. Kendimiz için de yıllar içinde oluşturduğumuz bir söz. Hayat bu, iyisiyle kötüsüyle. Yaşadığımız kötülükleri dışavurma veya üstesinden gelme aracımız hep müzik oldu. Müzikle mücadele ettik. Bizim kendimiz için ne yaptığımızı her zaman aklımızda tutabileceğimiz bir söz oldu. Bu sözle ilgili, yani “Müzik mücadele etmektir” ile ilgili hazırladığımız bir belgesel de var. Uzun bir şekilde neler yaşadığımızı, hangi yollardan geçtiğimiz anlatan bir belgesel olacak. Bu, “Bakın biz ne kadar çok acı çektik” şeklinde olmayacak. Acı da çektik tabii ama çok güzel şeyler de yaşadık, her insanın olduğu gibi. Neredeyse sıfırdan başlayıp Tarkan’la klip çekmeye kadar varan olaylar örgüsünden bahsediyoruz. Bunu da sansürsüz bir şekilde anlatmak istiyoruz.