Bizim iade-i itibarımızı konuşan yok

KCK davasından 3 yıl hapiste kalan Arif Yılmaz, yeniden yargılama yoluna başvuracak.

Seyhan Avşar
 
15 Temmuz kanlı darbe girişimi ardından başlatılan soruşturmalar kapsamında görevden alınan hakim ve savcılar arasında 14 Nisan 2009 tarihinde başlatılan KCK davalarının hakim ve savcıları da bulunuyor. 2011 Genel seçimlerinin ardından KCK İstanbul Ana Davası’nda kapsamında tutuklanarak, yaklaşık 3 yılını cezaevinde geçiren Tutuklu Aileler ile Dayanışma Derneği (TUAD) Eş Başkanı Arif Yılmaz, “2011 yılındaki çok sanıklı operasyonları Fetullah Gülen Cemaati mensubu hakim ve savcıların gerçekleştirdiği belirtilerek yargılananlar tahliye veya beraat ediyor. İade-i itibarları konuşuluyor. KCK Davası mağdurlarını kimse konuşmuyor” dedi.
 
KCK Davası’na bakan hakim ve savcılar tutuklu
 
Cemaate yönelik gerçekleştirilen operasyonlar kapsamında, 205 Kürt siyasetçinin yargılandığı KCK İstanbul Ana Davası iddianamesini hazırlayan savcı Adnan Çimen, Abdullah Öcalan’ın avukatlarının yargılandığı KCK Avukatlar Davası’nda soruşturmayı yürüten İsmail Tandoğan, 46 Kürt gazetecinin yargılandığı KCK Basın Davası’nda soruşturmayı yürüten Bilal Bayraktar ve yargılamanın yapıldığı Özel Yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimleri Alparslan Uz, Kazım Kahyaoğlu ve duruşma savcısı İsmail Işık, KCK Diyarbakır ana davasının ilk hakimlerinden olan ve daha sonra Yargıtay üyeliğine atanan hakim Menderes Yılmaz görevden alınan isimler arasında.

‘KCK operasyonları cadı avına dönüştü’

2011 yılında tutuklanmasının ardından önce Edirne Cezaevine daha sonra ise Silivri Cezaevine nakledilen Arif Yılmaz 2009 yılında yapılan yerel seçimlerden iki hafta sonra KCK operasyonlarının başlatıldığının altını çizerek, “Bizler demokratik siyaset yapma çalışmaları yürütmemize karşın, HEP’ten (Halkın Emek Partisi) günümüze Kürt siyasetini merkezine alan tüm partiler kapatıldı. 2011 yılında da partimiz antidemokratik seçim yasalarından kaynaklı olarak bağımsız adaylar ile seçime katılma kararı aldı. 36 milletvekili ile meclise girerek, büyük bir başarı elde ettik. 2009 yerel seçimlerinden iki hafta sonra başlatılan KCK operasyonları, 2011 yılında genel seçimlerin intikamını alırcasına daha büyük ve herkesi kapsayıcıydı. Demokratik siyaset yapmaya çalışan tüm dostlarımız tutuklandı. Tutuklamalar cadı avına dönüştü” diye konuştu. Farklı illerde bu davadan yargılanan insanların büyük cezalar aldığını belirten Yılmaz, “Şu anda bu cezayı veren hakim ve savcılar tutuklu ve onların verdikleri cezalar nedeniyle halen cezaevlerinde olan arkadaşlarımız var” dedi.
 
‘Ali Alçık AKP’nin ve cemaatin adamıydı’
 
Cezaevinde 68 günlük açlık grevi eylemi gerçekleştirdiklerini söyleyen Arif Yılmaz şu ifadeleri kullandı:
“Bizler davalarımızda Kürtçe savunma yapmayı talep ettik. Savunma yapmaya, başladığımız ilk anda mikrofonumuz kapatılıyordu. Taleplerimizin kabul edilmesi için açlık grevlerine başladık. Taleplerimizden biri anadilde savunma yapabilme hakkıydı. 68 günlük açlık grevinden sonra talebimiz kısmen de olsa kabul edildi. 2 yıl sonra savunma yapabildim. Bizlerin Kürtçe savunma yapmasına izin vermeyen mahkeme heyeti Başkanı Ali Alçık’tı. Bu hakim daha sonra yargıtaya terfi ettirildi. Ali Alçık cemaat ve AKP’nin adamıydı. Bir çok önemli davanın kilit hakimiydi. Şimdi bizleri yargılayan daha sonra ise yargıtaya terfi ettirilen bu hakim şu an cemaat operasyonunda tutuklu.”
 
‘KCK Davası mağdurlarını kimse konuşmuyor’
 
Ülkede hukukun Kürt’lere ayrı işlediğini kaydeden Yılmaz, “2011 yılındaki çok sanıklı operasyonları Fetullah Gülen Cemaati mensubu hakim ve savcıların gerçekleştirdiği belirtilerek, yargılananlar tahliye veya beraat ediyor. İade-i itibarları konuşuluyor. KCK Davası mağdurlarını kimse konuşmuyor. Kürt halkını mağdur eden cemaatçi hakimler olmasına rağmen hukuk KCK Davası’na uğramıyor. Böyle bir çifte standart ve ayrımcılık ile karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı. Yılmaz, AKP’nin Fetullah Gülen Cemaati’nden öğrendiklerini şimdi uygulamaya devam ettiğini keydetti.
 
‘KCK Davası’nı AKP ve Gülen beraber yürüttü‘
 
KCK Davası’nı AKP ve Fetullah Gülen Cemaati’nin beraber yürüttüklerini söyleyen Arif Yılmaz, “AKP Kürtlere yönelik hızını kaybetmiş değil. KCK Davası cemaatin tek başına yapmış olduğu bir şey olsaydı; AKP, diğer davalarda düzeltme yoluna giderdi. AKP söz konusu Kürtler olunca şeytanla bile ortaklaşır. Dün cemaat ile olan işbirliğini, bugün başka güçlerle devam ettiriyor” diye konuştu.
 
‘Yeniden yargılama yoluna başvuracağız’
 
Yeniden yargılanma yoluna başvuracaklarını ifade eden Yılmaz şunları söyledi; “ Ortada büyük bir haksızlık ve hukuksuzluk var. KCK Ana Davası’nın yaş ortalaması 50 yaş üstü. Bu davadan yargılanan 70 yaşında amcalar, 60 yaşında teyzeler var. 70 yaşında birini 3 yıl cezaevinde tutacaksın. Bunun hesabını kim nasıl verecek. Bu davada yargılanan bir çok insan evli ve çocukluydu. Bu ailelerin mağduriyeti nasıl giderilecek? Yeniden yargılamaları talep edeceğiz fakat yeniden yargılanmayı kim yapacak. Bu ayrı bir dert. Bugünün mahkemeleri, dünün mahkemelerinden daha demokrat değildir. Dün, Fetullah Gülen’den emir alan mahkeme heyeti bugün AKP iktidarının talimatıyla çalışıyor.”