'Bize Suriye konusunda gaz vermeyin'

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye'ye Suriye konusunda gaz verilmemesini isteyerek, ''Herkes kenarda maç seyreder gibi seyredip, 'Türkiye bu işi halletsin' diye şark kurnazlığı yapılmasın'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Suriye ile sınırı olmayanların kuru beyanat ile yetinmemesini istedi. Cemil Çiçek, G-20 Ülkeleri Parlamento Başkanları 3. İstişare Toplantısı için bulunduğu Suudi Arabistan'ın Başkenti Riyad'da, Riyad Gazetesi muhabirinin sorularını yanıtladı. Dünyadaki en önemli ihtilaflardan bir bölümünün Ortadoğu coğrafyasında yaşandığını belirten Çiçek, ''Geçmişten gelen Filistin-İsrail ihtilafı var. Maalesef Filistinli kardeşlerimizin hakları ellerinden alınmış, bağımsız bir devletleri yok'' dedi.

Çiçek, Filistinlilerin haklarının gasbedildiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Filistinlilerin yaşadığı yer açık cezaevine dönüşmüştür. Çok büyük insani dramlar yaşanmaktadır. Samimi bir kaç ülke dışında, davaya çok fazla destek veren yok, bunun ticaretini ve istismarını yapanlar var. Herkes toplantılarda yüksek perdeden konuşuyor, lafını ediyor ama o lafların arkasına somut destek programlarını koymuyor. Orantısız güç kullanımının getirdiği sıkıntılar var. Uluslararası kararlar hiçe sayılarak Filistinlilerin hakları gasbediliyor. Bu ihtilaf, arzu edilen gibi sonuçlanmadığı taktirde daha uzun süre Ortadoğu kaynamaya devam edecek. Türkiye olarak elimizden gelen gayreti, her platformda her vesileyle gösteriyoruz. Bunun da iyi anlaşılmış olması gerekir.''

'Coğrafya, adeta terör coğrafyası oldu'

TBMM Başkanı Çiçek, Irak ve Suriye'de her gün insanların hayatını kaybettiğini ifade ederek, ''Bu coğrafya adeta terör coğrafyası oldu. Her gün Irak'ta 40-50 kişi hayatını kaybediyor. Ayrıca Suriye'deki durum gerçekten yürek yakmaya devam ediyor. Ülkeyi yönetenler halkın taleplerini karşılamak yerine, ellerindeki tankları, topları kullanmak suretiyle kendi şehirlerini bombalıyor ve çok sayıda kendi vatandaşının hayatına son veriyor. Halen kan akmaya devam ediyor'' diye konuştu.

''Türkiye'nin sıfır sorun politikası var. Türkiye'nin komşularla ilişkisini nasıl değerlendirebiliriz ve Arap baharı bu ilişkileri nasıl etkiler?'' sorusu üzerine Çiçek, ''Komşularla sıfır sorun'' politikasının Türkiye'nin samimi arzusu olduğunu söyledi. Çiçek, bu politikanın, tüm ülkelere ve Müslümanlara barış, huzur, güven ve gelecek vadeden bir politika olduğunu kaydederek, geçmişte AB'yi oluşturan ülkelerin de yüzyıl ve mezhep savaşları gibi kanlı olayları yaşadıklarını ama sonunda AB çatısı altında imkanlarını birleştirip refah ekonomisi haline geldiklerini belirtti.

Dünyanın bazı bölgelerinde ılımlı ilişkilerin yaşandığı dönemlerin de olduğunu anlatan Çiçek, Türkiye ile Suriye arasında vizelerin kalktığını, Irak'la ilişkilerde normal gelişmeler yaşandığını bildirdi. Çiçek, ''Geçmişte kavgalar oldu, 'kim kazançlı çıktı' derseniz, herkes kaybetti. Biz gene de bu hedefin doğru olduğuna inanıyoruz'' diye konuştu.
 

'Motor görevi görüyor'

Türkiye'nin Suudi Arabistan'la olan ilişkilerinin iyi olduğuna işaret eden Çiçek, ''İki ülke arasındaki ilişkiyi daha ileriye götürmek, hem mümkün hem de bunda fayda var. Bunun için de yakın bir dayanışma ve danışma çabası içerisinde olmamız gerekir. Bir kısım politikaların belirlenmesinde ve uygulanmasında, birbirimizle konuşarak, danışarak işbirliğimizi bu yönde artırabiliriz'' dedi.

Bir gazetecinin, ''Türk yetkililer, Suriye'deki krizin başlangıcında, krizin bir an önce sonuçlanması için daha heyecanlıydı. Fakat son zamanlarda Türkiye'nin bu konudaki heyecanının azaldığını görüyoruz?'' sözleri üzerine Çiçek, şu yanıtı verdi: ''Bize o konuda gaz vermeyin. Herkes kenarda maç seyreder gibi seyredip, 'Türkiye bu işi halletsin' diye şark kurnazlığı yapmasın. Türkiye sorumluluğun gereğini yapıyor. Ortadoğu'daki her ihtilafta, başkaları kenara çekilsin, sanki bir futbol maçı seyreder gibi önlerde seyretsin, Türkiye tüm ihtilafları halletsin. Bu ihtilafların çözümünde herkes kadar Türkiye'nin de sorumluluğu var. Türkiye, gerçekçi bir politika takip etmeye çalışıyor. Çünkü gerçeklerden kopan politikanın kimseye faydası olmaz. Gelin Suriye ve Ortadoğu gerçeğine hep aynı gözle bakalım, gerçekleri birlikte görelim. Kime ne sorumluluk düşüyorsa, o görevini yapsın. Yani tüm sorunların çözümü noktasında sorumluluğu Türkiye'ye yükleyip, 'Türkiye ne yapacak, ne edecek?' Türkiye, sorumlu bir devlet olarak, eksiksiz bir şekilde üzerine düşen görevini yapıyor. Aynı şey Filistin için de geçerli ama başkaları da maç seyreder gibi kenardan maç seyretmesin, onlar da kendi sorumluluklarını yerine getirsin. En uzun sınırımız Suriye ile. Tank ve top ateşi altındaki insanlar kaçacak bir yer aradığında komşuya gelir. Şu an en güvenilir komşu da Türkiye'dir. Suriye ile sınırı olmayanlar, kuru beyanat ile yetinmemelidir. Ben inanıyorum ki Arap kökenli Müslüman ülkelerin, şu ana kadar yaptıklarından çok daha fazla yapacakları vardır, henüz yeteri kadar da yapmamışlardır. Artık şunu da görmemiz lazım: Tunus, Libya ve Mısır'dan bölgeye kadar uzanan bu coğrafyada, artık hak ve özgürlük talepleri insanların kanı ve canı pahasına ortaya konan taleplerdir. Ülkeleri yönetenler bu taleplere sırtlarını dönmemelidir.''
 

'Herkesin vücut ölçüleri farklıdır, herkese aynı tip elbise olmayabilir'

Cemil Çiçek, yapılacak olan reformlar ve halkın taleplerinin daha fazla geciktirilmemesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin ''Suriye'nin dostları'' toplantısında en açık bir şekilde rol oynandığını belirten Çiçek, ''Zaten bu toplantının öncülüğünü yapan, yabancı müdahalelere gerek olmadan sorunun çözümü noktasında politika üretmeye çalışan ülke de Türkiye'dir. Ama bazı ülkeler elini taşın altına koymadan akıl vermeye çalışıyor'' dedi.

Cemil Çiçek, ''Arap baharını yaşayan bu örnek oralarda uygulanabilir mi yoksa her ülkenin kendine göre ayrı mı olmalıdır?'' sorusuna şu yanıtı verdi: ''Bu, dışarıdan algılama meselesidir. Biz ülkemizi en iyi şekilde yönetmeye çalışıyoruz.'Demokrasimiz var, bundan memnunuz ve demokrasinin, Cumhuriyetin bize kazandırdığı çok önemli kazanımlar var. Biz tarih sahnesinde rol yapmıyoruz, tiyatro oynamıyoruz. Başkalarına da model benimsetme gibi çabamız yok. Ama günümüz dünyasında da her ülkenin, toplumun yaşadığı tecrübeler var. Bunlar da daha iyiyi, daha doğruyu yapma ve güzeli ortaya koyma noktasında yaşanmakta olan tecrübeler var. Bundan istifade etmekte bir mahsur yok. Nitekim biz de bu nokta itibariyle kararlarımızı alırken, reformlarımızı yaparken, başka ülkelerinin yaşadığı tecrübelerden istifade etmeye çalışıyoruz. Bu manada da biz yaşadığımız tecrübeleri hiç şüphesiz Müslüman kardeşler ve ülkelerle paylaşmaya devam ederiz. Fakat bu kendilerinin talep edebileceği bir husustur. Herkesin vücut ölçüleri farklıdır, herkese de aynı tip elbise olmayabilir.''

Çiçek, "Fransa gibi bazı ülkelerin, Ermeni katliamının yapıldığı konusunda ısrar etmesinin arkasında ne olabilir?'' sorusuna, ''Belki bunu doğrudan Fransızlara sormanız lazım. Türkiye ile ilişkilerinizde 'niye böyle karın ağrısı çekiyorsunuz, niye böyle bir bağırsak düğümlenmesi yaşıyorsunuz' diye onlara sormanız lazım. Bizim kimseyle özel bir hesabımız yok. Ama Fransa'nın yaptığı yanlıştır'' yanıtını verdi.

''Türk halkı, AB'ye girme konusunda bekletilmesini nasıl karşılıyor?'' sorusunu, ''AB'yi çok idealize etmeye, olduğundan fazla görmeye, göstermeye gerek yok. AB'de bazen önyargılar, ifade etmeye çalıştıkları çağdaş değerlerden daha öndedir. Biraz öyle bakmak lazım'' şeklinde yanıtladı.