'Bize işkence edenler bugünün darbecileri'
Fiziki ve psikolojik işkence nedeniyle Kara Harp Okulu'ndan atılan ya da ayrılmak zorunda bırakılan öğrenciler yaşadıklarını Cumhuriyet'e anlattı.
Seyhan Avşar
15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından cemaat yapılanmasının askeri okullarda nasıl hakimiyet kurduğuna, kendileri gibi düşünmeyen öğrencilere nasıl psikolojik baskı uyguladığına yönelik tanıklıklara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Kara Harp Okulu'ndan atılan Emrah Erverdi ve baskılar sonucu ayrılmak zorunda kalan H.A yaşadıklarını Cumhuriyet’e anlattı.
-Emrah Bey ne zaman karar verdiniz asker olmaya?
1986 Tarsus doğumluyum. Asker olmak çoğu arkadaşım gibi benimde çocukluk hayalimdi. İlk ve orta öğrenimimi Tarsus’ta tamamladıktan sonra hayallerimin peşinden giderek Kuleli Askeri Lisesi’ne girdim.
-Nasıl geçti Kuleli Askeri Lisesi’nde ki eğitim süreciniz?
4 yıllık eğitim ve öğretim hayatım boyunca; ders, disiplin, spor ve atış dallarında, çeşitli kademelerdeki komutanlıklardan takdir, para ödülü, bröve ve madalya aldım. Birçok sınavda dereceye girdim. İngilizceye ek olarak ikinci yabancı dil olarak Rusça öğrenmeye başladım. Kuleli Askeri Lisesinden 8,27/10 diploma notu ile mezun oldum. Hedefim birçok arkadaşımın da yakıştırdığı gibi “paşa” olmaktı.
-Hayal kırıklıklarınız ne zaman başladı?
2006 Kuleli Askeri Lisesi'nden mezun olduktan sonra, Kara Harp Okulunun İzmir Menteş’teki İntibak Kampı’na katıldım. Sadece ben değil 15-20 kişilik bir grup sağlıklı insanların tahayyül edemeyeceği fiziki ve psikolojik işkenceye maruz bırakıldı. Kamp bölgesinde bulunan atık arıtma tesisinin “atıklarının” içinde sürünürken ağzımıza, burnumuza dolan, posa haline gelmiş b..ları nasıl temizleneceğini düşünmekten bile vazgeçiyorduk.
-Kara Harp Okulu’nda ne yaşadınız?
Kampın bitmesine ve yemin törenine müteakip, Dumlupınar Taburunda (Komutanı, bugün tutuklu olan Tuğgeneral Murat Yetgin), 9. Bölükte (Komutanı, bugün tutuklu olan Kurmay Yarbay İsmet Çehreli), Harbiye eğitimine başladım. Kaderin cilvesine bakın ki, ilk gün İsmet Çehreli tarafından savunmam alındı. Bu savunma bundan sonraki sürecin bir habercisiydi. Öncelikle objektiflikten uzak, aksinin ispat edilemeyeceği birçok konuda defalarca ceza aldım. Yatağım bozuk, kılık kıyafetim uygun değil, sıram bozuk gibi nedenlerle ceza aldım. Bölük komutanım, ‘Senden asker olmaz, bırak git, ne diye bu kadar çile çekiyorsun? Eğer olur da subay olursan, inşallah askerlerinden önce sen geberirsin’ gibi cümleler kuruyordu.
-Okuldan atılma süreciniz nasıl işledi?
Birinci sınıf boyunca aldığım cezalar neticesinde, 120 puan ile başladığım yılı, -33 disiplin puanı ile 2 defa Alay Disiplin Kurulu’na, daha sonra ise Yüksek Disiplin Kurulu’na çıkarak tamamladım. Aldığımız cezaları hafta sonları çekerek tamamlıyorduk. O kadar çok ceza almıştım ki yaz tatilimi okulda geçirdim. İkinci ve üçüncü sınıfta bu durumda değişiklik olmadı. Sonunda atıldım.
-Okuldan ayrılırken neler hissettiniz?
Karmakarışık duygular. İlginçtir, atıldığımda arkadaşlarım aralarında para toplayıp, bavulumun ön gözüne koymuşlar. Okuldan ayrılırken prosedür gereği, üst ve eşya araması yapılır. O dönem ki takım komutanım ( ki kendisi gerçek bir subaydır) bavulu açtığında, parayı gördüm. Bu çatı altında iyi bir şey yaşama ihtimalini, o kadar unutmuşum ki kendi kendime ‘Attıkları yetmiyor, bir de hırsız damgası vuracaklar’diye düşünmüştüm.
-Sonra ne oldu?
Atıldıktan sonra Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ, YTÜ gibi önde gelen üniversiteler sınavsız giriş için yatay geçiş başvurusu yapmıştım ama Harp Okulu’ndan atıldığım için hiçbir üniversiteye yatay geçiş yapamadım. Daha sonra sınava tekrar hazırlanma kararı verdim. 2 aylık bir hazırlık sürecinden sonra Ege Üniversitesi İnşaat Mühendisliği’ne yerleştim.
‘BİZE BUNU YAPAN HALKA ATEŞ DE AÇAR’
Kara Harp Okulu'ndan ayrılmak zorunda bırakıla H.A. ise askeri liseden 2007 yılında mezun olup kara harp okuluna girdikten sonra yaşadıklarını şöyle anlattı:
-Siz ne zaman karar verdiniz asker olmaya?
H.A: Çoğu arkadaşım gibi çocukluktan itibaren asker olmaya karar vermiştim.
-Ne zaman başladınız Askeri Liseye?
2003 yılında 14 yaşında Işıklar Askeri Lisesi’ne yerleştim.
-Nasıl bir lise dönemi geçirdiniz?
Galiba o dönemde askeriyede cemaat yapılanması o kadar çok değildi çünkü başımızda ki hocalarımız bize askerliği sevdiren hocalardı. 2007’ye kadar Askeri Lise’de askerlik sevgisinden birşey kaybetmeden okudum. Liseden mezun olup, Kara Harp Okulu’na yerleşince başladı sıkıntılar.
-Siz neler yaşadınız Kara Harp Okulu’nda?
Kara Harp Okulu’nda benim taburdan 25 kişiden 12’si ayrıldı. Bu ilerleyen yıllarda daha da arttı. 2008 yılından itibaren Kara Harp Okulu’na sivil alımları başladı. Baskılar bunla beraber giderek arttı. İlk günden itibaren hedeflerine aldıkları bazı kişilere, ‘Boşuna uğraşmayın, sizi mezun etmeyeceğiz’ deniliyordu.
Ayrılmamız yönünde mobing uyguluyorlardı.
-Size bunları yapanlar arasında darbe girişiminden tutuklanan rütbeli askerler var mı?
Tabiki... Bir tanesi herkesin nefret etttiği bir isim İsmet Çehreli. Bizim devreden bir arkadaşım İsmet Çehreli’ye dava açtı ama bir sonuç alamadı. Hep bir üst mahkemeye ertelendiği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Biz İsmet Çehreli gibi komutanlar için meclis komisyonuna başvurduk. Tabiki sonuç alamadık. 70 Milyon insan şu an şaşırıyor. Bunlar halka nasıl ateş açar diye... Ben hiç şaşırmıyorum, bize bunları yapan zihniyet halka ateş açar. Ayrılmaya karar verdikten sonra kampa gelen annem halimi görünce, ‘Sen istesende ben seni bura tutmam’ dedi. Ben ayrıldıktan sonra kilit noktalara kendi adamlarını yerleştirip, onlara gayet güzel davrandıklarını duydum. Ayrıldığım için tazminat ödemek zorunda bırakıldım. 33 bin TL tazminat ödedim. Bizden alınan tazminatlar geri ödenmeli. Orduya geri dönmek isteyenler olabilir onlar için birşeyler yapılmalı. Bazı arkaşlarımız tüm çabaları ile okulu tamamlamalarına karşın, Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) doktorları tarafından sağlık durumlarına yönelik olumsuz raporlar verilmiş. Buralarda da kadrolaşarak istemedikleri insanları sağlık raporlarıyla elemeye çalışmışlar.
|