"Bize bir şey olmaz demeyin"

OECD olarak Türkiye üzerinde aktif bir şekilde çalıştıklarını ve Genel Sekreter olarak iki-üç kez ziyaret ettiği tek ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, küreselleşmenin geldiği noktada "Biz güçlüyüz, kapalıyız, bize bir şey olmaz" demenin mümkün olmadığını söyledi.

cumhuriyet.com.tr

OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, küreselleşmenin geldiği noktada "Biz güçlüyüz, kapalıyız, bize bir şey olmaz" demenin mümkün olmadığını ve bu virüsün herkese bulaştığını, etki dereceleri farklı olsa da herkesin bir şekilde hastalandığını söyledi. OECD Genel Sekreteri, Türkiye'nin ekonomik büyüme hızının yüzde 1,6 düzeyinde olmasını beklediklerini, 2009'u ise zor bir yıl olarak gördüklerini belirterek "Türkiye'de krediler diğer ülkelere göre daha iyi durumda, ama yine de dünyadan izole değil" diye konuştu.

"Küresel Ekonomi ve Türkiye" konulu toplantıda bir konuşma yapan Angel Gurria, Türkiye ile IMF arasında gündeme gelebilecek bir anlaşmanın, normalleşmeye doğru bir köprü oluşturduğunu belirterek, "IMF'nin tabii bazı şartları olacaktır. Fakat bu kurum sizindir, istifadenize açıktır. O halde bundan faydalanın" görüşünü ifade etti.

 

Gurria, IMF anlaşmasını destekliyor

Küresel kriz ortamında fon yaratmanın güçlüklerine ve mali piyasalardaki güven sorunlarına değinen Gurria şunları söyledi: "IMF şimdi bu koşullarda devreye giriyor. Meşrudur, kimseyi endişeye düşürmemelidir. Ülkenin egemenliğiyle alakası yoktur. Türkiye zaten IMF'yi çok iyi tanıyor. IMF de Türkiye'deki durumu çok iyi anlıyor. Dünyanın gözü, ülkelere yardımcı olması için IMF'ye dönmüş durumda. IMF anlaşması güveni artırmanın yanı sıra istikrarı ve gerekli likiditeyi de sağlayacaktır"

Gurria, şunları kaydetti: "Türkiye mevcut global krize bu reform olmadan, ekonomik yapılarını geliştirmeden girmiş olsaydı, gerçekten çok büyük zorluk içinde kalabilirdi. Beklenmeyeni daha hazırlıklı olarak beklediniz ki bu çok iyi. Türkiye krize girerken hazırlıklı ve güçlüydü. Reformlarımızı her şey yolundayken yapmıyoruz. Kriz çıktığı zaman, kaçınılmaz olduğunda, başka tercihimiz kalmadığında yapıyoruz. Tüm dünyada böyle. Türkiye'de, uzun dönemli yapısal konularda bir reform fırsatı var. Mali türbülans ve ekonomik yavaşlama katı kararlar gerektiriyor. Uzun dönemli zorluklara odaklanmamızdan da vazgeçmemeliyiz. Çünkü önemli olan güven. Ekonomik aktörler, yatırımcılar bugün ne yaptığınıza değil, yarın ve yarından sonra ne yapacağınıza bakıyorlar"

Krizin reel sektöre yansımasıyla sadece ABD'de 1 ayda 500 bin kişinin işini kaybettiğini belirten ve 2009 yılında tüm OECD ülkelerinin gayrı safi milli hasılasının bir şekilde azalacağını vurgulayan Gurria, "2010'da işsizlik oranı yüzde 10'lara çıkacak. OECD ülkelerinde 10 milyon, dünyada 20 milyon kişi işini kaybedecek" dedi.