Biyonik kulak ameliyatında yeni dönem: Sese kavuştular

Biyonik kulak olarak bilinen koklear implant, doğuştan olan veya sonradan gelişen çok ileri derecede işitme kayıplarında son 25 yıldır binlerce hastayı “ses”le tanıştıran bir teknoloji. Kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Çağlar Batman, hastaların yaşamlarının koklear implanttan sonra önemli ölçüde değiştiğini belirterek, “Eğer ki biz bu insanı hayatın içine sokabiliyorsak, işitsel bir hayatın içinde yer alabiliyorlarsa bu, hayat kalitesinde aslında yeterli bir yükselmedir” dedi.

Sibel Bahçetepe

Koklear implant uygulamalarını Türkiye’de çocuklarda başlatan hekimlerden Prof. Batman, söz konusu ameliyatlara ilişkin bilgi verdi. Batman “Bu yöntemle implant iç kulağa ameliyat ile yerleştirilir ve işitme sağlanır. Cihazın ameliyat ile yerleştirilen kısmından başka bir dış parçası da mevcuttur. 3-4 hafta sonra programlanarak bu şekilde hastanın işitmeye başlaması sağlanır” diye anlattı. “Öncelikle doğuştan olan işitme kayıplarında veya küçük yaşlarda, taramada tespit ettiğimiz işitme kayıplarında hastaya mümkün olduğu kadar erken, koklear implantı koyup işitmeyi kazandırmaya çalışıyoruz” diyen Batman, “1 yaş civarında başlıyoruz bu işlemlere. Halen 4 yaşın altındaki çocuklara iki kulağa birden cihazı uygulama şansımız var” diye konuştu. 

10 YILI GEÇMEMELİ

Batman, erişkin hastalarla ilgili yapılanları ise şöyle anlattı: “Aslında doğuştan işiterek doğmuş ve bu işitsel yolu kullanmış, normal konuşması olan ama ileri yaşlarda herhangi bir nedenle örneğin bir enfeksiyon ya da ilaç kullanımı sebebiyle işitmesini kaybetmiş hastaları yakaladığımız anda işitme cihazını koyabiliyoruz. Tabii ki üzerinden 10 yılı aşkın bir süre geçmemiş olmasına özellikle dikkat ediyoruz. Çünkü 10 yıllık bir süre geçtikten sonra belki hastanın işitmesini yeniden sağlıyoruz ancak konuşmada birtakım problem olabiliyor. 

Bunların dışında bir de doğuştan işitme kaybı olan, maalesef sağır dilsiz statüsüne geçmiş, belki küçük birtakım eğitimler görmüş, işitme engelliler okullarında belki bir miktar dudak okumayı öğrenmiş bir hasta grubu var ama devletimizin ödeme kriterlerine girmiyor. 

Bu hasta grubuyla ilgili yaptığımız bir çalışmada gerek hastanın, gerek ailenin yaşam kalitesinin aşağı yukarı 3-4 kat arttığını bulduk. Aslında bu hastaların da yaşam kalitesi arttığı için koklear implanta aday olduklarını ve bunların da ödenmesi gerektiğini düşünüyorum. İmplant taktığımız çocuklarımızdan 3 dil bilenler var. Fransızca, İngilizce ve Türkçeyi akıcı konuşabilen, yurtdışında doktorasını yapan hastalarım var. Artık hayatın içindeler. ”

AKRABA EVLİLİKLERİ İŞİTME KAYBI RİSKİNİ ARTIRIYOR 

Akraba evliliklerinin Türkiye’de hâlâ önemli bir sebep olduğunu anımsatan Prof. Batman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Anne-baba akrabaysa çocukta işitme kaybının ortaya çıkma riski çok yüksek. Yani toplumumuzda maalesef tanımlanmış 10’un üzerinde gen var ve bu genlerin hepsi işitme kaybı yapabiliyor. Bunun dışında genetik olarak herhangi bir işitme kaybı olmadığı durumda, kromozomların çiftleşmesi esnasında kromozomların herhangi bir kolunda kopma da işitme kaybı yapabiliyor ve bebek maalesef işitme kayıplı doğuyor. Toplumumuzda aslında var olan bu 10’un üzerindeki gen, akraba evliliği olduğunda maalesef çarpan olarak geliyor. Yani işitme engeli olasılığı iki katına hatta 4 katına çıkıyor.”