Bitmeyen taht savaşları...
“Onu gömmedik, sadece toprağa ektik” diyor Kralı Goodwill Zwelithini’nin cenaze törenine katılan Zulu kabilesi üyelerinden biri...
Elif Günsel / Güney Afrika (Cape Town)“Ukutshalwa kwenkosi”, Zulu dilinde kralın toprağa ekilme töreni demek. Gömülmek değil, ekilmek tanımını tercih ediyor kabile. Gömmek kelimesi ölümü, ekilmek kelimesi ise ölümsüzlüğü sembolize ediyor inanışlarında. Krallarının ölümlü bir varlık olduğu gerçeğini reddediyorlar. Ritüellerine göre “krallar ölmez” sadece diz çöker. Kral diz çöküyor ki taht sırası gelen ayağa kalksın.
Zulu ritüellerine göre düzenlenen “ölümsüzlük” töreni, hem yas tutulan hem de kutlanması gereken bir gündü! Bu yüzden kiminin Umblanga dansı ile kiminin hüzünlü şarkılarla kiminin kurbanlar keserek kralına veda etmesi olağandı. Ancak kabile reisinin anma töreninin bu denli farklı geçmişlere sahip şahsiyetleri bir araya getirebilmesi ise olağandışıydı. Başı siyah dantel ile örtülü Grimaldi ailesine gelin giden Monaco Prensesi Charlene, tören alanındaydı. Zimbabve doğumlu ancak Güney Afrika’da yetişmiş ve ülkesini 2000 yılında Sydney Olimpiyat Oyunları’nda milli yüzücü olarak temsil etmiş Monako Prensesi, köklerine saygısından Zulu Kralı’na son görevini yerine getirmek istemişti belli ki. Prensesin hemen önünde Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa ile biraz uzağındaki eski başkan Jacob Zuma kendilerine ayrılmış koltuklara yerleşmişti. En ön sırada yan yana oturan ve yüzleri siyah dantel örtülerle kapatılmış kralın ardından yas tutan dulları, birbirlerinden haz etmeyen kraliyet ailesi fertleri ve leopar kürklere sarılı yarı çıplak bedenleri ile geleneksel Amabutho savaşçıları...
Zulu kabilesi
50 yıl tahtta oturan Kral Zwelithini, halkı tarafından seviliyordu. Apartheid döneminde sömürgeci güçlere karşı verdiği mücadele ile ülkenin saygısını kazanmıştı. Geride 6 dul ve resmi rakamlara göre 28 çocuk bırakan kral, ölümü ile birlikte taht savaşlarının başlayacağını biliyordu. Zaten babasının ölümünün ardından 1968’de tahta halef seçilen Zwelithini, aldığı ölüm tehditlerinden dolayı 1971’e kadar saklanmak zorunda kalmıştı. Bu yüzden detaylı bir vasiyet hazırlattı. Ölümünün ardından sadece kraliyet üyelerinin katıldığı özel bir toplantıda vasiyeti açıldı.
Üç aylık yas sürecinin ardından Kraliçe Dlamini-Zulu’nun tahta geçmesini uygun görmüştü. Dlamini-Zulu, soylu bir aileden geldiği için kralın diğer eşleri içinde kendisini en yüksek statüye sahip olarak görüyordu. Güney Afrika’daki Esvatini ülkesinin şu anki Kralı III. Mswati’nin de kız kardeşiydi. “Udlunkulu” yani muhteşem eş evlenirken başlık parası olarak 300 büyükbaş hayvan verilmiş, diğer eşlerden farklı olarak resmi nikâh kıyılmıştı. “Törelerimize göre bizim evliliğimiz kralı tahta geçirmek için ayarlanmış. Ben 20 yaşındayken, kral ile evlenmek için Zulu topraklarına gelin geldim” sözleri gündeme yansımıştı. Çiftin 3 kız, 5 erkek çocukları var.
Dlamini-Zulu’nun, diğer beş dula ve varislerine karşı yasal mücadele başlattığı biliniyordu. Amaç ise resmi nikâhlı olmayan diğer eş ve çocuklarının mirastan eşit pay almalarını engellemekti. Aile içi çatışmalar ve iktidar oyunları kralın ölümü ile daha da gün yüzüne çıkmış, kimi kaynaklar aile üyelerinin birbirlerine tehditler savurduğunu, rakiplerini zehirlemekle suçladıklarını aktarıyordu. Ancak yas süreci dolmadan şoke edici bir gelişme yaşandı. Zulu kabilesinin Kraliçesi Dlamini-Zulu beklenmedik şekilde 65 yaşında hayatını kaybetti. Kraliçe, tahta henüz bir ay önce oturmuştu.
Dlamini-Zulu’nun bir süredir sağlık problemleri için memleketi Esvatini’de daha fazla zaman geçirdiği biliniyordu. Hatta Kraliçe’nin vücutta izi bulunamayan bir zehir ile hasta edildiğine dair söylentiler bir süredir ortalarda dolaşıyordu. Eşinin kız kardeşi Prenses Thembi ile arasının çok iyi olmadığı savunuluyordu. Ölüm nedeni netlik kazanmayan kraliçenin ardından Prenses Thembi, zehirleme iddialarını yalanladı. Kabile tarihinde sıradanlaşan zehirleme vakaları karşısında yapılan açıklamalar, ne kadar ikna edici oldu bilinmez. Keza Zulu kabilesinin efsanevi Kralı Shaka’nın üvey kardeşlerinin suikasta uğraması da toplumsal bellekte tazeydi.
Aslında kralın sağlığında, büyük oğlu Prens Lethukuthula’yı halef seçtiği biliniyordu. Ancak prens geçen kasım ayında halen açıklığa kavuşturulamamış bir dizi gizemli olaylar sonucu hayatını kaybetmişti. Prensin ölümünün diğer kraliyet üyeleri tarafından tezgâhlandığı öne sürüldü. Sürecin geldiği noktada, kraliçenin yerine oğlu 47 yaşındaki Prens Misuzulu tahtın bir sonraki vârisi olarak açıklandı. Kardeşleri ise karara itirazda bulundu.
Güney Afrika’nın en etkin etnik gruplarından olan 11 milyonluk Zulu kabilesi, kraliyet ailesinden barışçıl bir şekilde artık tahta geçme sürecinin tamamlanmasını bekliyor. Krallık sembolik olmasına rağmen ülkede politik olarak son derece etkili olan Zulu’da, yakın gelecekte kraliyet üyelerinin ortak kararda birleşmesi ise uzak görünüyor...
elifgunsel@yahoo.com