Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2009 Raporu

Ernst & Young'ın ''Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2009 Raporu''na göre, 2009 yılında global ekonomik krizin etkisiyle, 2008 yılına göre yüzde 70'lik azalmayla 5,7 milyar dolarlık birleşme ve satın alma toplam işlem hacmi gerçekleşti.

cumhuriyet.com.tr

Ernst & Young Türkiye Kurumsal Finansman Bölümü, ''Birleşme ve Satın Alma İşlemleri 2009 Raporu''nun sekizincisini, düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Rapora göre, 2008 yılında gerçekleşen işlem sayısı 171 iken, 2009 yılında 116 adette kaldı. 2009 yılında değeri açıklanan işlemler, 51 adet ile toplam işlemlerin yüzde 44'ünü oluşturdu. 2008 yılının son çeyreği, krizin etkilerini gösterdiği dönem olmasına rağmen, açıklanan işlemlerin toplam değeri 16,3 milyar dolar iken, bu yıl açıklanan işlemler 3,9 milyar doları buldu. Bu rakamın değeri açıklanmayan işlemlerle birlikte 5,7 milyar dolar seviyesine ulaştığı tahmin ediliyor. Rapora göre, 2009 yılında milyar dolar değerinde hiçbir işlem olmadı. Yabancı yatırımcıların gerçekleştirdiği işlemler son 5 yılın en düşük seviyesine geriledi ve 2004 yılından bu yana ilk defa yabancı yatırımcılar liderlik koltuğunu yerli yatırımcıya bıraktı.

Rapora göre, yılın son 2 ayında gerçekleştirilen Osmangazi, Yeşilırmak ve Çoruh elektrik dağıtım bölgelerine ilişkin özelleştirmeler ile Türkşeker'e ait fabrikalardan C portföyünün satış işlemleri, 1,8 milyar dolar ile toplam işlem hacminin önemli kısmını oluşturdu. 2008 yılında büyük boyutlu işlemlerin sayısında önceki yıllara göre düşüş gözlemlenirken, bu yıl neredeyse hiç büyük boyutlu işlem gerçekleşmedi. İşlem sayısı, geçen yılın yüzde 68'i seviyesinde kalırken, değeri açıklanan işlemlerin hacmi geçen yılın dörtte biri seviyesinde oldu. Bu durum, ortalama işlem değerinin, özelleştirme işlemleri hariç tutulduğunda 20 milyon dolara inmesine yol açtı. En büyük işlemin 606 milyon dolar ile Türkşeker'e ait fabrikalardan C portföyünün özelleştirmesi olduğu bu yıl, 3 elektrik dağıtım bölgesinin özelleştirmesi ikinci, üçüncü ve yedinci sıralarda yer aldı. Değeri açıklanan işlemlerden özelleştirmeler hariç en yüksek tutarlı işlem, yılın sonlarına doğru açıklanan Krom Maden, Kop Krom ve Güney Krom'un 300 milyon dolar bedelle Taiyuan Iron & Steel Group Company'e satışı idi.

Eczacıbaşı-Zentiva Sağlık ve Eczacıbaşı-Zentiva Kimyasal Ürünler'deki Eczacıbaşı hisselerinin 253,6 milyon dolara Zentiva'ya satışı, Finansbank Malta Holdingin NBG International'a 241 milyon dolara satışı ve yılın sonlarına doğru izinleri tamamlanabilen Lafarge Aslan Çimento'nun Oyak Grubu'na 218,5 milyon dolara satışı, yılın diğer büyük işlemleri oldu. Değeri açıklananlar arasında yüksek hacimli 10 işlemin toplam değeri, tüm işlemlerin yüzde 75'ine ulaşarak, son yıllarda en büyük boyutlu işlemlerin toplam işlem hacminin giderek azalan bir kısmını oluşturma yönelimini tersine çevirdi. Özelleştirmeler hariç, en büyük işlemin toplamının diğer işlemlere oranı yüzde 31 ile 2008 yılındaki yüzde 62, 2007 yılındaki yüzde 67 oranıyla kıyaslandığında azaldı.
 

Yabancı yatırımcı, küçük ölçekli şirketlere yatırım yaptı

Şirket satın alma ve birleşmelerinde limitli hareketin yaşandığı 2009 yılında, yatırımcı profilinde yaşanan değişiklik dikkat çekerken, yabancı yatırımcıların işlemleri, hem işlem adedi hem de işlem hacmi olarak, son 4 yılın en düşük seviyesine geriledi. 2005'ten itibaren Türkiye satın alma ve birleşme piyasasında ağırlığını koruyan yabancı yatırımcılar, 2009 yılında toplam işlem hacminin yüzde 39'unu gerçekleştirerek, piyasada liderliği yerli yatırımcılara bıraktı. Son 4 yılda yıllık 12 milyar-17 milyar dolar civarında yabancı yatırımcı işlemi olurken, 2009'da bu tutar, 1,5 milyar dolar seviyesine geriledi.

2009'da Türk yatırımcılar toplam 62 adet, yabancı yatırımcılar toplam 54 adet işlem yaptı. Oransal olarak incelendiğinde, yerli yatırımcıların işlem adedindeki payı, yüzde 53 ile 2005'ten bu yana en yüksek orana ulaştı. Yabancı yatırımcıların ağırlıklı olarak küçük ölçekli şirketlere yatırım yaptığı gözlenirken, ortalama yatırım hacmine bakıldığında yabancı yatırımcıların yatırım tutarları, ortalama 30 milyon dolar ile son 4 yılın en düşük seviyesinde yer aldı. Yerli yatırımcıların dahil olduğu işlemlerdeki ortalama yatırım tutarları ise 40 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.
 

Suudi Arabistan ve BAE ilk 10'a girdi

Yabancıların dahil olduğu işlemlerde, geçen yıllarda olduğu gibi, adet bazında AB ülkeleri ağırlıklarını korumakla birlikte, bu yıl en çok işlem yapan ilk 10 ülke listesine Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri girdi. İlk 10'da AB ülkeleri ve Körfez ülkelerinin yanı sıra Kuzey Amerika ülkeleri de bulundu. İşlem hacmi esas alındığında yabancı yatırımcılar içinde Çin, madencilik sektörüne yaptığı 300 milyon dolar tutarında yatırımla birinci sırada yer aldı. Kanada, Norveç, Suudi Arabistan, İngiltere ve Birleşik Arap Emirlikleri bu yıl önemli tutarlarda işlem yapan diğer ülkeler oldu.

İşlem adedi bazında yiyecek içecek sektörü ilk sırada

2005-2008 yılları arasında ivme kazanan özel sermaye fonlarının yatırımları 2009 yılında hız kesti. 2008'de toplam 26 işlem gerçekleştiren yerli ve yabancı yatırım fonları 2009'da 10 işleme imza attı. Bu düşüşe paralel olarak, özel sermaye fonlarının dahil olduğu işlemlerin toplam değeri 2008'de 2,4 milyar dolardan 2009'da 212 milyon dolara geriledi. 2008'de, özel sermaye fonlarının gerçekleştirdiği değeri açıklanan satın almaların değeri, toplam değeri açıklanan işlemlerin yüzde 15'ini oluştururken, 2009'da bu oran yüzde 5'e düştü. 2009 yılında sektörel bazda yatırımların dağılımı incelendiğinde, işlem hacmi bazında enerji sektörünün, işlem adedi bazında yiyecek ve içecek sektörü ilk sırada yer aldı. 2008'de işlem hacminde enerji sektörü birinci sırada bulunurken, işlem adedi bazında sanayi firmaları ilk sırada yer almıştı.
 

İşlem değerlerinde düşüş

Önceki yıllarda olduğu gibi 2009'da da kamu kaynaklı işlemler, işlem hacminde önemli yer tuttu. 2009 yılında toplam 1,8 milyar dolar tutarında gerçekleştirilen kamu işlemleri, değeri açıklanan işlemlerin yüzde 46'sını oluştururken, bu, son yıllardaki en yüksek oran oldu. Diğer yıllardan farklı olarak bu yıl gerçekleşen kamu kaynaklı işlemlerin tamamını özelleştirme ihaleleri oluşturdu. 2009'da özelleştirme ihalelerinde ağırlıklı olarak yerli yatırımcıların katılması dikkati çekerken, yerli yatırımcıların toplam işlem hacmindeki oranının artışı da özelleştirmelerde gösterdikleri başarıyla açıklandı.

2009 yılında ortalama işlem hacmi sadece değeri açıklanan işlemler dikkate alındığında 78 milyon dolar oldu. Bu tutar, 2008'de 181 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Geçen yıl en yüksek değerli 10 işlem açıklanan toplam tutarın yüzde 75'ini oluşturdu. Açıklanmayanlarla birlikte toplam işlem hacminin 5,7 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında bu oran yüzde 52'ye düştü. 2009 yılında işlem değerlerinde yaşanan ciddi düşüş dikkat çekti. 100 ila 500 milyon arasındaki işlem adedi 8 ve 500 ila 1.000 milyon dolar arasında değişen işlem sayısı 1 oldu. Bu, geçmiş yıllarla kıyaslandığında çarpıcı bir azalmaya işaret etti.

 

TMSF satışları konusunda hareketlilik beklentisi

Rapora göre, 2009 başında bütün piyasaya hakim olan belirsizlik hissinin, yılın ikinci yarısında gerek yurtdışı gerek yurtiçi piyasalardan gelen olumlu sinyallerle yerini temkinli iyimserlik havasına bıraktığı söylenebilir. Kriz öncesi seviyeler yakalanmasa bile, 2010 yılının 2009 yılından daha olumlu geçeceği beklentisi her sektörde hakim. 2009 yılı, birçok kurumun kendi içine dönerek süreçleri iyileştirmek, verimliliğini artırmak ve yeni pazarlar edinmek için çalışmasına yol açtı. Bu nedenle 2009 yılını başarıyla atlatmış kurumların, 2010 ve sonrası için çok daha olumlu beklentilere sahip olacakları söylenebilir. 2010'da özelleştirmelerin aynı 2009'da olduğu gibi ana gündemi belirlemesi ve TMSF satışları konusunda hareketlilik bekleniyor.

Özellikle orta büyüklükteki şirketler için 2010, birleşme ve satın alma işlemlerinin ağırlıkla gündeme geleceği bir yıl olacak. Özelleştirmeler hariç tutulduğunda, özel sektör tarafında çok büyük boyutlu işlemler görülmeyeceği öngörüsünün yer aldığı rapora göre, 2010'da daha ziyade orta boyutta, operasyonları sağlam ve büyüme potansiyeli yüksek şirketlerin birleşme ve satın alma işlemlerinin tamamlanacağı düşünülüyor. Genelde büyük boyutlu işlemlerin gerçekleştiği finans sektöründe ikinci bir konsolidasyon dalgası konuşulmaya başlamasına karşın, 2011 yılından önce ciddi bir hareketlilik beklenmiyor. Planlanan özelleştirme işlemlerinin, özellikle enerji tarafında, büyük bir kısmının tamamlanması, piyasa şartlarına ve 2010 için olumlu beklentilerin sürmesine bağlı olacak. Öngörüler çerçevesinde 2010 yılı için birleşme ve satın alma işlem hacmi beklentisi 10 milyar dolar oldu.

 

Öngörüler

Raporda 2009 yılında, diğer yatırımcı gruplar gibi küresel ekonomik krizden etkilenen özel sermaye fonlarının yatırım iştahının azalmasına rağmen, piyasaların düzelmesine paralel olarak, önümüzdeki yıllarda tekrar kendilerini göstermeleri ve Türkiye şirket birleşmeleri ve satın almaları piyasası için önemlerini sürdürmeleri öngörülüyor. 2010 yılında da enerji sektörünün yatırımcılar tarafından ilgi görmeye devam edeceği düşünülüyor. Bu yıl özelleştirme ihale sürecinde beklenen muhtemel gelişmeler, süregelen elektrik dağıtım şirketleri, şeker fabrikaları ihalelerinin tamamlanması, elektrik üretim tesisleri, belediyelere ait doğalgaz dağıtım şirketleri, Halkbank, Vakıfbank, otoyollar ve köprüler için ise ihale veya halka arz sürecinin açıklanması olarak bekleniyor. 2010 yılında da işlem değerlerindeki düşüş seyrinin devam etmesi, yüksek değerli işlemlerin azalacağı ve orta/küçük ölçekli işlemlerin daha fazla gerçekleşmesi bekleniyor.

 

Türk iş dünyası, 2009 özelleştirme programını başarısız buldu

Türk iş dünyasının önde gelen isimlerinin, 2009 yılı içerisindeki birleşme ve satın alma ortamıyla ilgili değerlendirme ve beklentilerinin belirlenmesi amacıyla hazırlanan ankette, katılımcıların yaklaşık yüzde 77'si, gerçekleşen işlem hacmini olması gerekenden düşük olarak değerlendirdi. Katılımcıların yüzde 71'i, 2009 yılında gerçekleştirilen özelleştirme programını başarısız buldu. 2009'da, önceki yılın özelleştirme programını yüzde 57 oranında başarısız değerlendirenlerin oranında artış gözlendi.

2010 yılında birleşme ve satın alma faaliyetleri açısından enerji, sağlık, gayrimenkul, hizmetler, perakende, bankacılık ile yiyecek ve içecek en çok hareketlilik göstermesi beklenen sektörler oldu. Katılımcıların yüzde yüzde 51'lik bölümü, birleşme ve satın alma işlemleriyle ilgili olarak 2009 içinde görüşmelerde bulunduğunu belirtti. Anket sonuçlarına göre, 2009 yılında birleşme ve satın alma işlemlerinde karşılaşılan en büyük sorun fiyat konusunda anlaşmak olarak gösterildi.

2009 yılında tüm dünyada yaşanan ekonomik sıkıntıların sonucu olarak katılımcılar, Türkiye'de birleşme ve satın alma işlemlerini yüzde 30 ile en çok uluslararası piyasaların etkilediğini belirtti. Anket sonuçlarına göre, iş dünyası mevcut uluslararası konjonktür etkisiyle 2010 yılında satın alma hacminin nispeten düşük seviyede olmasını bekliyor. Katılımcıların yüzde 51'i 2010 yılında 6-10 milyar dolar seviyesinde bir işlem hacmi gerçekleşmesini beklediğini aktardı. Katılımcıların yüzde 7'lik bölümü 2010 yılında da Türkiye'deki yatırım ortamının belirsiz, yaklaşık yüzde 29'luk kesim olumlu olacağını öngörüyor.


'Bence yabancı yatırım kapıda'

Ernst & Young Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Müşfik Cantekinler, bu yıl Türk yatırımcıların, hacim ve işlem sayısında yabancıların önüne geçtiğini hatırlatarak, hacimsel öne geçişin nedeninin özelleştirmeler olduğunu kaydetti ve Türk yatırımcıların ağırlıklı olarak elektrik özelleştirmelerinde satın alma yaptığı için hacim olarak yabancıların önüne geçtiğini anlattı. Bu yıl yabancı yatırımcının, yerli yatırımcının altında kalmasının ileriye dönük bir tespit ve kalıcı olduğunu düşünmediğini ifade eden Cantekinler, ''Bence, yabancı yatırımcı artan bir şekilde Türkiye'ye gelecek. Bence yabancı yatırımcı kapıda. Ben öyle düşünmek istiyorum'' diye konuştu. Cantekinler, özel sermaye fonlarının işlemlerinin azalmasına şaşırmamak gerektiğini belirterek, fonların ağırlıklı olarak borçlanarak satın alma yaptığını, dünyadaki genel borçlanma kanallarındaki sıkıntı nedeniyle bu durumun oluştuğunu söyledi.

 

'25-30 milyar dolara ulaşacak seviyede potansiyel var'

Türkiye'de birleşme ve satın alma konusunda potansiyelin daha büyük olmasına rağmen, 2010 beklentilerini 10 milyar dolar seviyesinde belirlediklerini ifade eden Cantekinler, şöyle dedi: ''Ülkemizde 25-30 milyar dolara ulaşacak seviyede potansiyel var. Otoyollar ve köprüler, 2011'e kalabilecek kamu bankaları var. Önceki yıllarda bizim danışmanlığını yaptığımız Milli Piyango işlemi var. Milli Piyango özelleştirmesi tekrar düşünülüyor. Mevzuatta toparlama yapıp gündeme getirecekler belki. Limanlar var.. İzmir, İskenderun, Galataport... şeker fabrikalarının farklı portföyleri var. Özel sektörde de sigortada hala bazı işlemler bekleniyor.''

Müşfik Cantekinler, Türk şirketlerin yurt dışında yatırım yapabilir hale geldiğini, yavaş yavaş Türkiye'den yatırımcı aradığı bilgisini verirken, ''Önümüzdeki yıllarda Türklerin bu tür yatırımları, görüntümüzü daha pozitif yapacak diye düşünüyorum'' dedi. Soruları yanıtlarken, 2010 yılı hedefinin muhafazakar olduğuna ilişkin bir yorum üzerine Cantekinler, ''Yabancının, yavaş yavaş geleceğini düşündüğüm için hedef biraz muhafazakar'' dedi.

Cantekinler, sık sık küçük ve orta ölçekli şirketlere yatırım yapmak isteyen şirketlerin geldiğini belirterek, 2010'un KOBİ'ler için de birleşme yatırım yılı olacağını düşündüğünü ifade etti. Yabancılarla ilgili yüzdesel ağırlık konusuna ilişkin olarak Cantekinler, ''Normal şartlarda yabancıların tekrar yerlilerin önüne geçmesini bekliyorum. Türkiye ilgi çekiyor, bunun için söylüyorum'' diye konuştu. Özelleştirmelerden bazılarının muhakkak gerçekleşeceğinin altını çizen Cantekinler, ''Bu sene olduğu gibi, 2 milyar dolar özelleştirme desek, 2 milyar dolar bile olsa da, özel sektörle, küçük işlemlerle rahatlıkla 10 milyar dolarlık bardağın dolacağını düşünüyorum. Özelleştirmeye 2 milyar dolar demek çok da iddialı değil'' değerlendirmesinde bulundu.

Cantekinler, Türkiye'nin notunun artırılmasının, konulan hedefte revizyona yol açıp açmayacağına ilişkin soru üzerine, not artışının önemli olduğunu belirterek, yıl içinde revizyonlar yapıldığını ancak raporda değişiklik yapılamadığını söyledi. Not artırımının portföyleri doğrudan etkileyeceğine işaret eden Cantekinler, 10 milyar dolarlık rakamın da yukarıya gidebileceğini bildirdi.

 

'Körfezin ağırlığını bekliyoruz'

Ernst & Young Kurumsal Finansman Direktörü Senem Başyurt, geçen yıllarda büyük işlemlerin ağırlığının azaldığının gözlendiğine değinerek, bu durumun, küçük boyutta işlemlerin öne çıktığının göstergesi olduğunu söyledi. Başyurt, büyük işlemlerin çoğunun yılın sonuna geldiğini hatırlatarak, bunun, beklentilerin olumluya döndüğü zamana işaret ettiğini, beklentilerdeki olumluya dönen havanın, son dönemdeki ihalelerde etkili olduğunu anlattı. Yapılan ankete değinen Başyurt, sonuçlarda gayrimenkul sektöründe de hareket beklendiği ortaya çıktığını kaydetti.

Başyurt, bu yıl için çok büyük boyutlu işlemler olacağı şeklinde beklentileri bulunmadığını dile getirerek, ''En azından geçen sene yapılan bazı görüşmelerin etkisiyle bu sene 2009'a göre daha hareketli olacak gibi görünüyor'' dedi. Bu yılki işlemlerde öne çıkan ülke olmadığını, hemen hemen her ülkeden birkaç işlem yapıldığını kaydeden Başyurt, ''Ağırlıklı Körfez bölgesinden yatırımcı görüyoruz. Bu yıl daha fazla göreceğimiz kanaatindeyiz. Enerji hariç hemen her sektörde görebiliriz. Amerika'dan ziyade Körfezin ağırlığını bekliyoruz'' diye konuştu.