Bir ‘Yol’culuğun serüveni

Kezban Arca Batıbeki’nin “Yolda II” (On The Road II) isimli solo sergisi, Artcrowdİstanbul OnlIne Galerisi’nde başladı.

Öznur Oğraş Çolak

“Yol” denilince belki hiç bu kadar heyecanlanmadık hayatımızda. Hiç bu kadar hasret kalmadık “yol”a bu süreçte kaldığımız kadar... Özgürlüğün önemini hepimiz çok iyi biliriz belki ama bu kadar çok istemedik özgürce “yol”lara gitmeyi.

Hepimiz gibi “yol”a hasret duyan fotoğraf sanatçısı Kezban Arca Batıbeki, bizleri bir “Yol”culuğa davet ediyor.

Kezban Arca Batıbeki’nin “Yolda II” (On The Road II) isimli solo sergisi, Artcrowdistanbul Online Galerisi’nde başladı. 

Küratörlüğünü Cue Art Space kurucusu Aslı Biçer’in üstlendiği online sergide; Batıbeki’nin, geçmiş dönemde hiç görülmemiş ve pandemi sürecinde sergiye özel ürettiği 28 dijital fotoğraf-kolaj eseri yer alıyor.

Sergi, 16 Kasım’a kadar gezilebilir.

Sanatçı ile “Yol”culuğun serüvenini konuştuk.

- Serginin oluşum sürecini anlatır mısınız?

Karantina döneminin başlangıcında, evde kalmaya başladığımız ilk günlerden itibaren sosyal medyada, insanların geçmiş günlerde yapılan yolculuklarına dair sıkça kullandıkları fotoğraflar ve içli altyazılar, bir şekilde benide etkilemiş olmalı ki yolculuklarımda çektiğim fotoğrafları, yepyeni bir yorumla yeniden şekillendirsem nasıl olur diye bir fikir düştü aklıma. 

- Online sergi fikri nasıl oluştu?

Amacım, öncelikle kendimi oyalamak ve ne zaman sona ereceğini bilemediğimiz karantina günlerini, kendi adıma yapıcı bir şekilde değerlendirmekti. Tam da o günlerde, Aslı Biçer (Cue Art Space) beni aradı. Onlar da Şanel Şan’la bir araya gelip (ArtcrowdIstanbul Online Gallery) benzer bir arayışa girmiş ve online galeri fikri üzerinde çalışmaya başlamışlardı bile... Bana geldiklerinde ellerinde, çok başarılı bir online galeri yazılımı da vardı. Böylece benim için bir ilk gerçekleşti ve aylar süren uzun bir çalışma dönemi sonucunda, onların ve benim ilk online fotoğraf sergimizi 15 Eylül’de açtık.

- Neden “Yol”?

Yurtdışı ve yurtiçi seyahat özgürlüğümüzün kısıtlandığı günlerde hepimizin kapıldığı yolculuk özlemi bu temanın altyapısını oluşturdu. Eşimle beraber yurtiçi seyahat yasağı kalkar kalkmaz kendimizi arabayla yollara vurduk. Sergide “2020 Yazı”na ait Şirince’den iki, Cunda Adası ve Lüleburgaz’dan da birer fotoğraf var.

- Her fotoğrafın bir hikâyesi vardır. Bu sergide yer alan ve sizin için özel olan bir yapıtın hikâyesini bizimle paylaşır mısınız?

Evet, her fotoğrafın bir hikâyesi olduğu doğrudur. Geriye dönüp baktığınızda kiminle nerede olduğunuzu hatırlar ve o anı yaşarsınız. Ancak benim gibi çok yolculuk eden ve sonsuz sayıda fotoğraf çeken biri, binlerce fotoğraf arasından 28 tanesini seçtiyse farklı bir yaklaşım içinde demektir. 

- Nasıl farklı bir yaklaşım bu bahsettiğiniz ve 28 fotoğrafı neye göre seçtiniz?

Ben bu fotoğrafları seçerken çekildikleri yerlerin yanı sıra içerdikleri görsel malzeme ve onu dönüştürebileceğim son hallerine de odaklandım. Bu noktada fotoğraf öykülerinin tek tek değil de bütün halindeyken bir anlam ifade etmesini hedefledim. 

- Fotoğraflar nerelerde çekildi?

Sergide New York City, Matera, İstanbul, Karaağaç, Cunda, Lüleburgaz, Şirince, Paris, Viyana, Lucca, St. Petersburg, Münster, Bologna, Poros ve Hydra’da çektiğim fotoğraflar yer alıyor. Fotoğraflar da çekildikleri şehrin isimleriyle anılıyor.

- Sergi için nasıl bir karma yaptınız? Nelere dikkat ettiniz?

Konu yolculuk olunca otel odaları, sokaklar, eğlence yerleri, kafeler gibi uğrak yerler üzerinden bir seçim yaptım. Ama son durak olarak, her zaman dönüp dolaşıp geri döndüğüm kendi evimden, İstanbul’dan bir fotoğraf da yer alıyor.

ÖLMEDEN ÖNCE SON FOTOĞRAF

- “28 fotoğraftan biri var ki çok özel...” Sizin için var mı böyle bir fotoğraf sergide yer alan?

Evet, ancak bu fotoğraflardan bir tanesi var ki gerek anlamı gerekse görseliyle, çektiğim anda da mükemmeldi. “Mr. Havelka” adını taşıyan bu fotoğraf; Viyana’nın ikonik kafelerinden, belki de en eskisi olan Havelka’nın sahibi Bay Havelka’nın, ölmeden önce işinin başında çekilen son fotoğraflarından biri olma özelliğini taşıyor. O gün Bay Havelka ile güzel anılar paylaştık ve kendisi, elinde artık tarih olan bir gazete kıstırma demiriyle bana poz verme zarafetini gösterdi.