‘Bir Valize Ne Sığar ki...’
Ankara Sanat Tiyatrosu yeni sezonda ‘göçmenleri’ sahneye taşıyor... Ünlü sinema ve tiyatro sanatçısı Uğur Yücel’in “Kendini mübadillerin yerine koyabilir misin? Bir gecede binlerce yıldır yaşadığın topraklardan ayrılacaksan eğer, valizine ne sığdıracaksın ki” diye sorarak tanımladığı oyunun rejisi ise Yeşim Dorman’a ait.
SELDA GÜNEYSUAnkara Sanat Tiyatrosu (AST), yeni sezonda “mübadilleri” sahneye taşıyor. Ünlü sinema ve tiyatro sanatçısı Uğur Yücel’in “Kendini mübadillerin yerine koyabilir misin? Bir gecede binlerce yıldır yaşadığın topraklardan ayrılacaksan eğer, valizine ne sığdıracaksın ki” diye sorarak tanımladığı oyunun rejisi ise Yeşim Dorman’a ait.
Oyunun tanıtım broşüründe, Prof. Dr. Cengiz Güleç, Lozan’da, Türkiye ve Yunanistan arasında, 30 Ocak 1923’te imzalanan Türk-Rum Nüfus Mübadelesi Anlaşması’yla, Yunanistan’da yaşayan yaklaşık 500 bin Müslüman topluluğun Anadolu’nun değişik bölgelerine yerleştirildiğini belirtiyor. Aynı anlaşma gereği Anadolu’da ise yine yüzyıllardır yerleşik olarak yaşayan Rum-Ortadoks nüfustan 1.5 - iki milyon insanın ağırlıklı olarak Atina ve Selanik çevresine yerleştirildiğini söyleyen Güleç, “Görünüşte ülkeler arasında yürütülen bu göç hareketi rıza dışı zorunlu bir göç, daha doğru bir ifade ile siyasi kararlar sonucu gelişen bir mübadele olarak 20. yüzyılda yaşanan en büyük ve en dramatik nüfus hareketliliği olarak anılmaktadır” diyor. Bu yönüyle bakıldığında, mübadele döneminde Türkiye’ye gelen Müslüman topluluk da Yunanistan’a giden Rum ve Ortadokslar da kendilerini ‘öteki’ hissediyor. İşte oyun, bu ‘ait olamama’ duygusunu sahneye taşıyor. Hakan Güven, Yeşim Dorman, Bülent Yıldıran, Mehmet Ulusoy, Yıldırım Şimşek, Nalan Güneş Demirel, Çağlar Deniz ve Sinem İslamoğlu’nun rol aldığı oyunun broşüründeki bir diğer yazı ise ünlü sinema ve tiyatro sanatçısı Uğur Yücel’e ait.
‘Kim mutlu oldu lanet mübadeleden?’ başlıklı yazısında şöyle diyor Yücel: “Sen bu kökleri, o tohumları yok edersen, yerinden yurdundan edersen ve onun yerine benimkiler geçsin dersen; dünya harikası bir caminin dibine gökdelen dikersin. Dünyanın en güzel zeytinlerinin olduğu yere mübadele ile gelen insanlar tütüncüydü. Zeytin ağacı hiçbir şey ifade etmiyordu onlara. Anadolu Rum’u için zeytin ağacı onun ayrılmaz parçasıydı. Ama oraya yerleştirdiğin insan, bundan hiçbir şey anlamıyordu. Kim mutlu oldu lanet mübadeleden? Ne Müslümanı ne de Hıristiyanı. Kendini mübadillerin yerine koyabilir misin? Bir gecede binlerce yıldır yaşadığın topraklardan ayrılacaksan eğer, valizine ne sığdıracaksın ki? Dünyanın her yerinde bütün işgaller, savaşlar, bütün yer değiştirmeler hayatı zehirlemiştir… Eğer Tanrı’ya inanıyor ve tapınıyorsan bu Tanrı’ya yapılmış en büyük ihanettir. Dindar olmak tapınaklarda ibadetle bitmez. Hayata da ibadet etmeli. Şükran ve saygı duymalı. Herkes başka bir dünyada daha rahat edeceği endişesiyle ibadet ediyor oysa dünya denilen yer bir cennet. Sen bu yaşadığın cennete ihanet edersen, öbür dünya seni nasıl kabul edecek?”
Oyun, sezon boyunca AST’ta izleyici ile buluşacak.