Bir Uydu Töreni...
cumhuriyet.com.tr
Geçenlerde Ankara’da Çinlilerin Göktürk uydumuzu fırlatışlarını izleme töreni düzenlendi. Başbakan, bu tören sırasında gösteri düzenleyerek demokrasi isteklerini dile getiren öğrencilere günlerce kızdı; bir konuşmasında, “Uydumuz uzaya gönderilip tarihi bir an gerçekleştirilirken şiddete dayalı protesto eylemi tam on gündür gündemimizi meşgul ediyor. Göktürk ilk gün canlı yayında verildi, ikinci gün es geçildi!” dedi.
Bizce haklıdır: Bu uyduyu ODTÜ tartışmaları nedeniyle yeterince irdeleyemedik. Şimdi bunu yapalım.
Ne işe yaradığıyla başlayalım: Fırlatılış töreninde yetkililer, “donanımının yüzde 80’inin yerli olduğunu, Silahlı Kuvvetler için keşif ve gözetleme sağlayacağını, orman yangınlarını ve kaçak yapıları vb. izleyeceğini” açıkladılar.
Göktürk’ün nerede bulunduğu her an internetle izlenilebilmektedir. İzlediği yol bellidir; genellikle okyanuslar, Kutup, Afrika ülkeleri üstünden geçmekte, Ankara’ya da belli aralıklarla yaklaşmaktadır. Dron aygıtları gibi düşmanı izlememekte, düşman ancak rastlantı olarak uydunun üstünden geçtiği okyanusta ya da kara parçalarında dolaşıyorsa onu görebilmektedir.
Küçük bir araştırma, uydunun bir İtalyan-Fransız şirketi olan Telespazio’ya 325 milyon dolara ısmarlandığını, Çin’e de fırlatılması için 20 milyon dolar ödendiğini ortaya koymuştur.
Öyleyse sormalıyız: Askeri izlemeleri, orman yangınlarını ve kaçak yapılaşmaları daha ucuza izleyemez miydik?
2011’de Nijerya da böyle bir uydu fırlattığında Nijeryalı bir gazeteci, Teslim Oyentuji ülkesinin cumhurbaşkanının bu olayı, “Ulusal sorunlarımızın uzay teknolojisi ile çözümünde bir aşama” olarak tanımlamasını kınayarak, temel sosyal ve ekonomik sorunlarını çözümleyemeyen ülkesinde uzay teknolojisinden söz açılmasını eleştirmiştir.
H. Chavez’in aday olduğu cumhurbaşkanlığı seçiminden az önce Çin’e bir Venezülla uydusu attırdığını anımsayalım: Atılışı televizyonlarla izletilen bu uydunun uyuşturucu kaçakçılarını ve su baskınlarını göstereceği söylenmişti. Chavez’in uydusu da “Bunca masraf şart mıydı?” denerek eleştirilmişti.
Öyleyse, “Göktürk için bunca masrafı göze almamızın, askeri gözleme, kaçak inşaat ve yangın izleme dışında başka gerekçeleri mi de var” diye sormalıyız.
İtalyan-Fransız firmasına, Çin’e, ayrıca gözleme sistemi satan G. Kore’ye bu kadar para ödeyip “çoğunu biz yaptık” demek, bir sürü Afrikalı, Asyalı yabancıyı milli takımımıza alıp olimpiyatlarda bunlar aracılığıyla madalya kazanmaya çalışmamızı da çağrıştırmıyor mu?