Bir moda çekiminin perde arkası
Fotoğrafçı Cahit Baha Pars ile stüdyosu Awenasa'da bir moda çekimi gerçekleştirdik.
cumhuriyet.com.trHep kataloglara baktık, üzerimize giymek istediğimiz kıyafetleri güzel
modellerin üzerinde beğendik ve üstümüzde hayal ettik.
Onlar yüzünden 'Bize yakışmaz' da dedik, zaman zaman ümitsizliğe de düştük,
kimi zaman da sinirlendik.
Neden hep onlar kataloglardaydı ve sokakta çok azına rastlıyorduk? Tüm o
görselliği yaratan sadece modeller olabilir miydi? Yoksa mucizeyi yaratan
gizli kahramanlar mı vardı?
Merak ettim ve moda çekimlerinin nasıl yapıldığını gazeteci kimliğimi bir yana
bırakıp modellik yaparak aktarmak istedim.
Rota fotoğrafçı Cahit Baha Pars'a ait Awenasa'ydı.
Biraz merak, biraz heyecan, biraz da beceriksizlik korkusu ile kapısını
çaldığım Awenasa'da kapının ardında beni karşılayan küçük ve güzel kızın
yüzünden anlamalıydım belki de tüm günün nasıl korkusuz ve sıcaklık içinde
geçeceğini.
Sarı; omuzlarında saçları, ışıl ışıl gözleriyle 'Baba' diye seslenişiyle güne
adım attım.
'Baba' yani günün asıl kahramanı Cahit Baha Pars ve günün diğer
kahramanlarından bir diğer isim Stylist Gökçe Kızıltepe ile stüdyonun mutfak
bölümünde tanıştık.
'Stüdyonun mutfak bölümü' kulağa ilk başta garip gelebilir. Ancak burası
stüdyonun ötesinde bir yer.
Awenasa, 'evim' anlamına geliyormuş. Pars, işi ile evini ortak paylaşımlarla
yaşamayı seviyor.
Belki de kapıda hissettiğim sıcaklık bundan kaynaklanıyordu. Awenasa, iş için
gittiğiniz bir yer değil de, bir arkadaşınızın evine gitmişsiniz hissi
uyandırıyor.
Yağmurlu ve soğuk bir havayla başlayan günün devamı, burnuma gelen çay kokusu
da burayı evim gibi hissetmemde bir diğer neden oldu. Cahit Baha Pars, sohbet
sırasında her stüdyonun böyle olmadığını da eklemeden edemiyordu.
Yoğun bir gün bizi bekliyordu. İyi bir başlangıç olmalıydı. Kahvaltı günün ilk
sürprizi oldu. Pars ocak başında, Gökçe Kızıltepe beyaz bardak ve tabakları
eşleştirmekte iken çalan zil bize günün bir diğer kahramanı saç ve makyaj
sorumlusu Önder Tiryaki'yi getirmişti. Görevini biliyormuş gibi soluğu ocak
başında alıyor ve elinde aldığı malzemelerle yemek pişirmeye başlıyor.
Ardından yağmurlu ve soğuk havadan üşümüş fotoğrafçı asistanı Burak Erzincanlı
katılıyor bize...
Herkes yıllardır birbirini tanıyor gibi. Tutuyorum işin ucundan, payıma düşen;
sofra hazırlamak. Peçete dağıtımı ise küçük Çağla'nın görevi...
Fotoğrafçı Pars, başarıyı yakalamak için çekimlerden önce rahatlık ve
samimiyetin kurulması için bunların gerekli adımlar olduğunu ifade ediyor.
Kahvaltıda, gün içerisinde yapılacak şeyler konuşuluyor, ufak bir toplantı
misali. Herkes zaten görevini o kadar iyi biliyor ki. O ortamda her şey kolay
gibi geldi. Pars'ın bahsettiği rahatlık ve samimiyet bunu düşünmeme en büyük
nedendi tabi. Peki başarıya yaklaşmış mıydık?
Kahvaltı ardından filmlerde gördüğümüz etrafı ışıklarla kaplı aynanın önüne
geçiyoruz Önder Tiryaki ile, önce saçlarım yapılıyor, daha sonra da makyaja
başlanıyor. Gökçe Kızıltepe ise benim için seçtiği kıyafetleri asıyor.
Kıyafetlerle bütünlük oluşturacak koyu bir makyajı tercih ediyor Tiryaki. Pars
ve Erzincanlı ise ışık ve stüdyonun hazırlanması ile ilgileniyor.
Zaman geçiyor, her aynaya bakışımda bir başka değişiklikle karşılaşıyorum.
Tiryaki, önce saçlarımı daha sonra yüzümü bir tablo yaparcasına titizlikle
boyuyor. Cildi temiz tutmak için verdiği çaba işine verdiği önemi gözler önüne
seriyor. Her bir darbede bir değişiklik daha görüyor gözlerim. İşin ehli, her
bir fırça darbesini yüzüme göre olması gereken yere dokundurdukça ifadem
keskinleşiyor.
Pars ve Tiryaki müthiş bir uyum içerisindeler. Tiryaki belirli zaman
aralıklarıyla Pars'a yarattıklarını gösteriyor ve fikir alıyor. Herkesin fikri
burada önemli. Herkesin fikrine saygı duyuluyor.
Bu işte fikir alışverişinin önemli olduğunu anlıyorum. Önder Tiryaki, Gökçe
Kızıltepe ya da Cahit Baha Pars'dan aldığı fikirleri uyguluyor ve her bir
dokunuş yüzü daha da tamamlıyor.
Makyajın bitmesiyle artık Gökçe Kızıltepe'ye emanetim. Kızıltepe,
birbirleriyle kombinleyip hazırladığı kıyafetleri bana giydiriyor. Onun için
önemli olan ise benim onun seçtiği kıyafetlerle rahat edip etmediğim. Rahatsam
Cahit Pars'a karşı daha iyi poz verebileceğimi düşünüyor.
Özel hayatımda giymediğim ancak içlerinde rahat ettiğim kıyafetlerim üzerimde,
saç ve makyajım hazır, sıra Pars'ın objektifinin karşısına çıkmaya geliyor.
Işıklar, tüm ekip ve ben hazırız. Çekimin olmazsa olmazının müzik olduğu
söyleniyor ve müzik başlıyor.
Heyecan ve merak herkesin gözlerinde, nasıl poz vermem gerektiği anlatılıyor
ve çekimler başlıyor. Pars da katılıyor fotoğraflara ara ara, o zamanlarda
objektif Burak Erzincanlı'ya teslim. Bir patronun asistanına fotoğraf
makinasını vermesi ve onun çekimlerine güvenmesi dikkatimi çekiyor.
Her bir deklanşör sesinde merak gittikçe artıyor, heyecan biraz daha azalıyor.
Pars'ın söylediklerini yapmaktan başka çareniz yok. Bu iş, özellikle internet
sayfalarında gördüğümüz tek elimizle çekip diğer elimizle poz verdiğimiz
çekimlere benzemiyor.
Her bir duruş sizi ayrı yansıtıyor. Her bir hareket de her vücut yapısına
uymuyor. Fotoğrafçı Pars'ın komutları yönlendiriyor vücudu, her bir komutta
ayrı bir duruş ayrı bir bakış karelere yansıyor.
Çekimler boyunca, 3 kıyafet değişiyorum. Kızıltepe her bir ayrıntıya
titizlikle yaklaşıyor, uyum ve benim rahatlığım onun önem verdiği ilk iki
kural. Her bir kıyafet ayrı bir saç modeli ile birleşiyor. Önder Tiryaki,
rötuşlarıyla yüzümü tazeliyor ve yeniden Pars karşısındayım.
Her bir kıyafetin çekimi ayrı ışık oyunlarıyla gerçekleşiyor. Işık yüz
şeklinize doğru yansıtıldığı sürece siz fotoğrafta doğru sonucu elde
ediyormuşsunuz. Kıyafet, mekan, saç, makyaj bu işi tamamlayan diğer koşullar.
Artık son kıyafetteyiz. Ara ara kahve molalarıyla renklenen çekimin sonuna
yaklaşıyoruz. Ben ise biraz daha rahatım artık, yabancı değilim objektife.
Öğrendiklerimi birleştiriyorum bakışlarımla, duruşlarımla.
Mesleği modellik olan, kataloglarda bize en çirkin kıyafeti bile aldıracak
kadar güzel ve çekici olan modelleri daha iyi anlıyorum artık. Her deklanşör
sesinde, bir alışkanlık kazanıyorsanız, ortamınız rahat ve samimi ise,
saçlarınıza ve yüzünüze dokunuşlar bir de objektif tutan eller bu işin ehliyse
sonuç başarıdan geçmek zorunda kalıyor.
Tıpkı Cahit Baha Pars'ın söylediği gibi bu iş bir ekip işi. Awenasa'da herkes
birbirini tamamlıyor. Sonucu değerlendirmeyi ise size bırakıyoruz.
Herkesin emeğine sağlık.
Neler yaşadığımızı fotoğraflarla görmek için tıklayınız;
FOTO GALERİ
Cahit Baha Pars'ın diğer fotoğrafları için, www.cahitbahapars.com