Bir Mahsul Mahal'de Ruhi Su
Onun sesinde Anadolu'nun her şeyi vardı, pek az ses onun kadar "kavurdu" içimizi.Türküde de söylediği gibi; mahsus bir mahaldi Ruhi Su'nun yüreklerimizde var ettiği...
cumhuriyet.com.trYaşasaydı bugünlerde bir asrı doldurmuş olacaktı. Zülfü Livaneli, Cem Karaca, Ahmet Kaya, Sadık Gürbüz gibi isimlerin ilham aldığı Türk halk müziğinin öncü seslerinden,... Binlerce, milyonlarca kişinin hüznünün, acısının, mutluluğunun, kavgasının, sesinde vücut bulduğu, Türk folklorunun çok şey borçlu olduğu bir isim.
Opera’nın Türk müziğindeki yerinin mucidi ve aydınlara türkü dinlemeyi öğreten kişi. Öksüzler Yurdu’nun dağ sesli adamı.
12 Eylül’ün acımasız yüzünün kurbanı oldu. Kendisine pasaport verilmeyerek tedavi için yurtdışına gitmesi engellendi. Ve Ruhi Su, Türk müziği, Türk siyaseti ve Türk toplumu üzerinde derin ayak izleri bırakarak aramızdan ayrıldı.
Ayrılmasaydı işte, bugün bir asırlık koca bir çınardı…
O günlerden bugünlere geldik ama Drama Köprüsü’nü kimse onun gibi söyleyemedi. Onun sesinde Anadolu’nun her şeyi vardı, pek az ses onun kadar “kavurdu” içimizi.
Türküde de söylediği gibi; mahsus bir mahaldi Ruhi Su’nun yüreklerimizde var ettiği...
10-16 Mayıs Gençlik Haftası
Engelliler için yapabileceğimiz ve yapmamız gereken çok şey var. Mahallemizde, kentimizde, ülkemizde onları gözetmeyen her yapıyı protesto etmekle başlayabiliriz işe. Evler, siteler, sokaklar, caddeler, kamu binaları, hastaneler, parklar, lokantalar…
Sağlıklı insanların günlük hayatta kullandıkları ne kadar araç ve girip çıktıkları ne kadar mekân varsa, hepsi, bugün sağlıklı da olsa insanların her an engelli bir kimse haline dönüşebileceği ya da sadece yaşlanabileceği gerçeği düşünülerek dönüştürülmeli, yeni yapılar ve alanlar da bu gerçeğe uygun olarak inşa edilmelidir.
Herhangi bir engeli olmayanların, genç insanların bile üzerinde zorlukla yürüyebildikleri kırık dökük taşlarla kaplı cadde ve kaldırımlarla dolu etrafımız. Buralarda ayakları takılmadan yürümeyi henüz engelsiz insanlar bile başaramıyorken engelli insanların rahatça dolaşabilme, normal yaşamlarını devam ettirebilme şansı olabilir mi?
Alışveriş merkezlerine, birçok restoran ve eğlence merkezine de giremiyor engelliler bugün örneğin. Bırakın alışveriş merkezlerini, ülke çapındaki birçok hastane binası bile bu konuda sınıfta kalıyor.
Mavi kapak toplamak yetmez. Onları yaşama dahil etmenin daha kalıcı çözümlerini hayata geçirmeliyiz.
Türkiye’de engelli olmak, hala hayata 1-0 mağlup başlamak demek maalesef.
Sinemada ezan sesi
Aslında ezan sesi duyduğumuz, camide namaz kılındığını seyrettiğimiz Türk filmi sayısı az değil. Böyle bir yasak da yok bildiğimiz kadarıyla…
Ancak diğer yandan, tam da muhafazakâr sanat kavgasının ayyuka çıktığı günlerde Türk sinemasında ezan sesi duyulmuyor şeklinde fikrini beyan eden Yılmaz Erdoğan’ın hemen bir “taraf”a mal edilmeye çalışılması, “onlardansın” etiketinin yapıştırılması da doğru değildir.
Hak veririz ya da vermeyiz, belki zamanlamasıyla ilgili kafamızda soru işareti oluşmuştur, “hoş görünmek üzere” böyle bir çıkış yaptığını düşündürmüştür bize ama ne olursa olsun sinemayla ilgili fikrini beyan eden, üstelik Türk tiyatro ve sinemasına onca önemli katkısı olan üretken bir sanatkârı bir anda yaftalayıp, yandaşlığa terfi ettirip, paketleyip rafa kaldırmak da yanlıştır.
Yeni 19 Mayıs'lar
CHP’li belediyeler 19 Mayıs için hazırlanıyor. Konserlerle, fener alaylarıyla, Taksim, Dolmabahçe yürüyüşleriyle kutlamalar tertip ediyorlar. 19 Mayıs’ta gençliğe yakışır bir şenlik ortamı olacak gibi görünüyor ülkede.
Resmi geçit yürüyüşlerinden, rap rap seslerinden, mecburi bir disiplin havasındansa bu türden gönüllü ve son derece sivil hal yeğdir.
Deniz Genç
20’li yaşlarda, dünyayı değiştirmek için yanıp tutuştu kendisi gibi inanan yol arkadaşlarıyla birlikte.
İpe sapa gelmez, uslanmaz hayallerinin peşinde gitmekten alıkoyamadı kimse onu. En sonunda o hayaller bir ipin ucunda sonsuzluğa karıştı…
40 yıl geçti ve hala genç Deniz.
sadik.celik.gorus@gmail.com