Bir kültür insanıydı

Uluslararası Ankara Müzik Festivali’ne verdiği emek ve Sevda Cenap And Müzik Vakfı için ortaya koyduğu çabalarla hatırlanacak olan Mehmet Başman, hayatının en önemli iki müzikal projesini de alkışlama mutluluğuna erişmişti.

Kültür Servisi

Türkiye sanat camiası bu hafta başında bir kayıp haberiyle daha sarsıldı: Kavaklıdere Şarapları Yönetim Kurulu Başkanı ve Sevda Cenap And Müzik Vakfı Başkanı Mehmet Akman Başman, 22 Ağustos’ta 87 yaşında hayata veda ederek, ailesi ve çalışanlarının Akyurt’taki Kavaklıdere tesislerinde düzenlediği mütevazı bir törenin ardından pazartesi günü Cebeci Asrî Mezarlığı And Ocağı kabristanına defnedildi.

Türkiye kültür belleğine büyük hizmeti dokunan Metin And’ı da evlâtlık edinmiş sanatsever üzerine, “Sanattan Yansımalar” isimli sosyal medya kaynağında yazan eleştirmen ve yazar Şefik Kahramankaptan, Başman’ın dolu dolu yaşamış olduğunun altını çizerek önemli bir beklentisini de günışığına çıkardı: “Aslında onun esas isteği, öldükten sonra cenazesinin bir krematoryumda yakılmasıydı. Hâtta bir kremetaryom kurulması için belediyeler nezdinde girişimlerde bulunmuştu ama mâlum burası Türkiye! Leyla Gencer öldüğünde bir sohbetimizde külleri Türkiye’ye getirilip Boğaz’a serpildiğinde ‘İyi ki dışarda öldü, böylece istediği gibi oldu her şey’ dediğini anımsıyorum.”

 

Kahramankaptan kaleme aldı

Uluslararası Ankara Müzik Festivali için büyük emek veren Mehmet Başman’ı kaleme alan Kahramankaptan, özel yazısında ayrıca, sanat âşığı işadamının tanıklık ettiği çabaları da andı: “Birincisi Ankara’nın üç orkestrasından gelen müzisyenler ve koristlerin katılımıyla çok büyük kadrolu bir Beethoven 9. Senfoni konseri yapmaktı. Nitekim Esenboğa civarında Türk- Metal’in o devasa salonunda on bin kişilik bir dinleyici önünde muazzam bir konser yapılmış, dönemin Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel açılışta yaptığı konuşmada ‘İşte laik Türkiye’ seslenişinde bulunmuştu. Bu konser sadece müzik tarihimize değil, siyasi tarihimize de geçti.

Diğer projesi de Mahler’in ‘Binler Senfonisi’ diye anılan 8. Senfonisinin gene büyük bir kadroyla Ankara’da ilk kez seslendirilmesinin gerçekleştirilmesiydi. Bu da ATO salonunda üç bin kişilik dinleyici önünde yapıldı.

Bu projeler için, bırakın Vakıf kasasını ve sponsor katkılarını, kendi cebinden de paralar harcadı. Ama en büyük mutluluğu da o yaşadı. Konser bittikten sonra gözlerinin içi gülüyordu.”

 

Başman çoksesli müziğin gelişmesine katkıda bulundu

1929’te Ankara’da doğdu. 1948’de Galatasaray Lisesi’nden ve 1953’te Istanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Genel Makina bölümünden mezun oldu. 1973’te, Sevda Cenap And Müzik Vakfı’nın da Başkanlık görevini 1988 yılından beri ablası Cevza And vefatı üzerine üstlendi. Ülkede çoksesli müziğin gelişmesine de konser, yarışma, seminer ve kurslar düzenleyerek, korolar kurarak, Uluslararası Ankara Müzik Festivali’nin kurulması ve gelişmesini sağlayarak ve Ankara’da MEB Şûra Salonu’nun, Ankaralı sanatseverlerinin katkıları ile yenilenmesini, büyük izleyici kapasiteli çok amaçlı bir konser ve gösteri salonuna dönüştürülmesini gerçekleştirerek, katkıda bulundu.