Bir halk kaçıyor

IŞİD zulmünden kaçıp, Diyarbakır’daki kamptan Edirne’ye, oradan da Avrupa’ya gitmek isteyen Ezidilere izin verilmiyor. Kampı terk eden Ezidilerin bir kısmı yol kenarında bekleşiyor, diğer kısmı Edirne’ye varmaya uğraşıyor. Ezidi kökenli milletvekili Atalan, “Bu insanlar Şengal soykırımından geldiler. Şimdi Avrupa’nın kendilerini kabul edeceğini sananlar yollara düştü” diyor.

Türey Köse/Cumhuriyet

IŞİD zulmünden kaçıp, Diyarbakır’da Yenişehir Belediyesi’nin kampından Edirne’ye, oradan da Avrupa’ya gitmek isteyen Ezidiler’e yol verilmiyor. Kampı terk eden Ezidiler, yatakları, denkleri, valizleriyle yol kenarında bekleşiyor. Ağlayarak konuşan kadınların sözleri ortak hayallerini özetliyor: “IŞİD’den en uzağa, ölümden uzağa gitmek istiyoruz.” Yenişehir Belediyesi’nin kampı “gayri resmi” bir kamp. Artık, Ezidiler için burada kalmak da zor, gitmek de zor. Kampta yaşayan 3 bin dolayındaki Ezidi “Avrupa” hayalleri kuruyor. Diğer kamplardaki Ezidiler de yollara düşmüş. Edirne’ye gidip orada toplu eylemler yapmayı planlıyorlar. Hedefleri Avrupa’nın dikkatini çekmek ve yeni bir ülkeye gitmek, özellikle de Bulgaristan’a gitmek istiyorlar.

Yenişehir’deki kampa girişimize izin verilmedi. Zaten kamptakilerin bir bölümü ayrılmış, Mardin karayolu üzerindeki Kara Köprü’nün iki yanında bekleşiyor. Jandarma yolları kesmiş. Bazıları önceki gece kamptan ayrılmış, Edirne’ye gitmeyi başarmış, bazıları ise yoldan çevrilmiş. Bir yetkili “Ellerindeki kimlikle sadece Diyarbakır’da şehir içinde dolaşabilirler. Edirne’ye gidemezler” diyor. Bir başkası “Toplu olarak Edirne’ye gidemezler, otobüs bileti alıp tek başlarına gidebilirler” diye araya giriyor.

Ezidiler saatlerdir güneşin altında bekliyorlar. Kürtçe bilmediğimizden meslektaşlarımızın yardımıyla konuşuyoruz.

 

10 ayda 4 intihar

Dehil Sılo beklentilerini özetliyor:

“10 aydır bu çadırlardayız. Çocuklarımız okumuyor, hiçbir güvencemiz yok. Vatandaşlığımız yok. Hastaneye bile gidemiyoruz. Biz kendi paramızla Edirne’ye gitmek istiyoruz, askerler izin vermiyor. Biz IŞİD’e yakın kalamayız. Şengal’e dönemeyiz, burada ölürüz daha iyi. 10 ayda 4 kişi intihar etti. Edirne’ye gittikten sonra Bulgaristan bizi alır. AB onlara para verecek.”

Sait Berces söze karışıyor: “IŞİD’den en uzağa gitmek istiyoruz. IŞİD’e sınırı olan bir ülkede yaşamak istemiyoruz. Evimize de dönemeyiz, Arap komşularımız IŞİD’li olmuş artık.”

 

‘Türkiye güzel ama...’

Erkekler jandarmayla, yetkililerle konuşurken; kadınlar ağaçların altında ağlıyor. Küçük çocuklar ellerinde “IŞİD vahşetinden kaçış” fotoğraflarıyla dolaşıyor. Hangi kadınla konuşmak istesek, önce gözyaşları geliyor. Dilvan İbrahim genç bir kadın. “Neden gitmek istiyorsunuz? “ sorumuza şu yanıtı veriyor:

“Türkiye güzel ama IŞİD’den daha uzak bir ülkeye gitmek istiyoruz.”

Cümlesini tamamlayamıyor, yeniden ağlamaya başlıyor. Beyaz başörtülü yaşlı bir kadın Sebiha Mıra, “Biz namus ve şerefine bağlı insanlarız. IŞİD kızlarımızı götürdü” diyor. Saatlerdir güneşin altında beklemekten şikayetçi. Soluklanıyor, yine konuşuyor:

“Sürekli ölüm peşimizde. Ölümün olmadığı bir yere gitmek istiyoruz.”

Genç bir kızla konuşmak istiyoruz, hyanındakiler uyarıyor. “O kalp hastası” diye. O, hep ağlıyor...

Kızgın güneş altında yüzlerce insan bekleşirken, yetkililer de Ankara’dan talimat bekliyor. Onlar Ezidilerin kampa geri dönmesini istiyor, ancak bu kez kamptan “Almıyoruz..” haberleri geldiği söyleniyor.

Ezidiler IŞİD vahşetinden kaçıp canlarını kurtardılar, şimdi IŞİD’den daha da uzağa gitmek istiyorlar. Barbarlardan kaçarken, yaşlı Ezidi kadının dediği gibi “İyi bir devlet” arıyorlar, umuyorlar...

 

Ezidi vekil, umut yolculuğunu yorumladı: Perişan olacaklar

Ezidi kökenli HDP Batman milletvekili Ali Atalan, “Ezidiler neden gitmek istiyorlar” sorumuza şu yanıtı veriyor: “Bu insanlar Şengal soykırımından geldiler. Sağolsunlar bölge halkı ve belediyeler özveriyle misafirperverlik gösterdi. Şimdi Avrupa ülkelerinin kendilerini kabul edeceğini sananlar yollara düştü. Ben Almanya’da yaşamıştım. Alman Büyükelçiliği ile görüştüm yasalar belli. Vizesiz hiç kimse AB sınırlarına giremez. Buna rağmen birileri bu insanların kötü durumunu manipüle ederek onları kamptan çıkarıyor. Perişan olacaklar. IŞİD’in onlara saldırabileceğini düşünüyorlar. Bu psikolojik birşey.” Atalan, BM’nin konuya müdahil olmasını istedi.

Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ