Bir haftalık çocuk saltanatı

Genç Cumhuriyet medeniyet yolunda emin adımlarla ilerliyor. Cumhuriyet’in ilkelerini şiar edinen gazetemiz, bir haftalığına saltanatı yeniden ilan edivermiş.

Deniz Ülkütekin

Türkiye Cumhuriyeti’nin devrimlerine bağlılık ilkesiyle yayın hayatına başlayan Cumhuriyet gazetesi, Cumhuriyetin ilk yıllarında “milli bayramlarda” yapılan etkinliklere de öncülük yapıyordu. Gazete Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk adımının atıldığı 23 Nisan’ın 11. yıldönümünde çocuklar için devrimleri bile bir süreliğine askıya almıştı. Çocuk ilavesinde yayımlanan bir ilave şu başlığı taşıyordu. “Bir haftalık çocuk saltanatının ilk günü.” Elbette genç Cumhuriyetin ilk yıllarında milli bayramlar bugün olduğu gibi geçiştirilmesi gereken bir gün olarak görülmüyor, tersine tüm haftaya yayılıyordu. Bu yüzden Cumhuriyet gazetesi de kaldırılan saltanatın yerine bir haftalık çocuk saltanatı ilan etmişti.

Gazetenin ilk sayfası

Gazetenin ilk sayfasındaki makalede ise 23 Nisan’ın öneminden ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eseri olmasından bahsediliyor ve günün çocuklar açısından anlam ve önemine değiniliyordu: “23 Nisan’ın muazzam bir ulviyatı daha var. Bugün çocuk haftası da başlıyor. Milli Hükümet tarihinin başladığı günde Cumhuriyet neslinin küçük halefleri bir haftalık bayramlarının ilkini tes’it ediyorlar. Çocuk haftası yavruların milli bünyede bir kıymet, bir kuvvet olduğunu ifade eder. Bu yedi günlük müddet, onların eğlence, zevk ve hâkimiyet devresidir.”

 

 

 

‘Vatanı korumak çocukları korumakla başlar’

Elbette Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanan yokluktan en çok da çocuklar nasibini alıyordu. Yıllarca süren savaşta anasız-babasız kalmış olanlar, yokluk içinde okuluna devam etmeye çalışanlar, ülkedeki çocuk nüfusunun çoğunluğunu oluşturuyordu. Cumhuriyet öncesinde Anadolu’daki sağlık hizmetlerinin yeterince verilmemesinden dolayı salgın hastalık tehdidi altındaydı çok sayıda çocuk. Bu konu da gazetede gündeme getiriliyor ve hiçbir çocuğun kendi bayramında perişan kıyafetler içinde olmaması gerektiği hatırlatılıyordu. Öte yandan Cumhuriyetin henüz Kurtuluş Savaşı sırasında kurulan ve Gazi Paşa’nın “Vatanı korumak çocukları korumakla başlar” sözünü ilke edinerek yurdun dört bir yanındaki çocuklara yardım için çalışan Çocuk Esirgeme Kurumu’nun faaliyetlerine de yer veriliyordu.

O günlerdeki adıyla Himayeyi Etfal Cemiyeti’nin bir senelik çalışmaları şu şekilde aktarılmıştı: “78 bin 568 çocuğa yardım etmişlerdir ki, bu miktar teşkilat olan yerlerdeki himayeye muhtaç çocukların yüzde 20’sidir. Tekmil memlekette ilk tahsil çağında bulunan 1 milyon 346 bin 281 çocuktan ancak 478 bin 886’sı mektebe gidebiliyor. Diğerlerinin devam edememesine sebep yoksulluk, gıdasızlık ve saire gibi maddi imkânsızlıklardır. Himaye-i Etfal’in tam yardımı için teşkilatı 1 buçuk milyon çocuğa göre genişletmek lazımdır. Bu vaziyet kaşısında Himaye-i Etfal’in ne kadar ağır vazife altına girdiğini takdir etmek ve ona yardım eylemek lazımdır.” Cumhuriyetin ilk yıllarında çocuk bayramı kutlamaları ve çocukların yaşadığı sorunlar böyle yanımıştı Cumhuriyet gazetesi sayfalarına. İlerleyen yıllarda, Türkiye Atatürk ilkeleri temelinde başlattığı yükselişi ileriye taşıyacak, sanayisi, ekonomisi hep bir adım ileriye gidecekti. Öte yandan çocukların yaşadığı sorunların pek azı değişim gösterecekti. Yine pek çok çocuk yoksulluğun içinde bir hayat sürmek zorunda kalacak, kimisi temel eğitime bile ulaşamayacaktı. Üstelik Cumhuriyet öncülerinin çocukların sorunlarına gösterdiği hassasiyet de ilerleyen yıllarda pek azalacak, çocuklara yönelik politikalar da siyasi rüzgârların etkisiyle bir oraya bir buraya savrulacaktı.

Cumhuriyet’e yeni müdür

Çocukların hâkimiyet haftasında da İstanbul’daki resmi kurumların başına birer çocuk tayin edilmişti. Bugüne kadar süren gelenek, daha o günlerde kendisine bürokraside yer bulmuştu anlayacağınız. “10. ilk mektep talebesinden Remzi Efendi Vali, ayni mektepten Hamdun Efendi Polis müdürü, 20’inci ilk mektepten Orhan Efendi Belediye reisi, 5. mektepten Salâhattin Efendi Fırka Heyeti İdare Reisi, 10. mektepten Zerin Hanm Hilâliahmer reisi, Besinci mektepten İlhan Efendi Tayyare Cemiyeti reisi, 20. ilk mektepten Müyesser Hanım Kadmlar Birliği reisi, 20. mektepten Bedia Hanım Dikis Yurdu müdürü, 20. mektepten Mübeccel Hanım hastabakıcı, beşinci mektepten Hüseyin ve onuncu mektepten Halit Efendiler Cumhuriyet tahrir müdürü, birinci mektepten Ekrem Efendi Yeni Gün müdürü...”

 

 

Çocuklar için 24 sayfa

Cumhuriyet gazetesi de diğer kurumlar gibi yeni görevlendirme yapmış Hüseyin ve Halit Efendiler, haber müdürü olarak görevlerine başlamıştı. Hem de bugünkü gibi 23 Nisan sabahı göstermelik bir tören olarak değil, tam bir hafta boyunca sürecekti bu görev. 1937 yılında ise gazete, 3 bin çocuğun sinemaya götüreleceğini müjdeliyordu. Bir başka müjde ise çocuklar için gazete tarafından hazırlanan 3 renkli ve 24 sayfalık ilaveydi. 23 Nisan sabahı saat 11.00’de dönemin en büyük eğlencesi için çocuklar Taksim’deki Türk Sineması ve Melek sineması ile Şehzadebaşı Ferah Sineması’nda toplanacaktı. İlavede ise “Ankara niçin ve nasıl devlet başkenti oldu” isimli makalesinin yanında, Turhan Tan’ın “Türk Tarihinde millet meclisleri”, İsmail Habib’in “23 Nisan’ın derin ve engin anlamı” başlıklı yazıları ve dünyaca ünlü yazar Stephen Zweig’ın Gizli Koleksiyon isimli kısa hikâyesi yer alıyordu.