Bir defalık gelirler düşülerek hesaplanan faiz dışı açık 109.9 milyar liraya ulaştı

Prof.Dr. Aziz Konukman, IMF’nin de dikkate aldığı program tanımlı faiz dışı açık nedeniyle “müthiş bir borçlanma trafiği” olacağına vurgu yaptı. Konukman, “Borçlanma limitini niye ikiye katladıkları şimdi daha iyi anlaşılıyor” dedi.

Mustafa Çakır

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden, iktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman, merkezi yönetim bütçesinin yeni açıklanan sonuçlarını değerlendirerek faiz dışı bütçe açığıyla ilgili farklı bir noktaya dikkat çekti. 

Uluslararası finans çevreleri tarafından da önemli bir gösterge kabul edilen faiz dışı dengenin en az bütçe açığı kadar önemli olduğunu belirten Konukman, faiz gideri dışarıda bırakılarak elde edilen giderle gelir karşılaştırıldığında eğer bir fazla elde edilirse, bunun borçların ödenebilirliği açısından önemli olacağını vurguladı. 

“Faiz dışı fazla verilmesi alacaklı açısından, borçların çevrilebilirliği için iyi bir ölçüttür” diyen Konukman, 10 ayda 25.9 milyar faiz dışı açık verildiğini, bunun daha da borçlanılacağı anlamına geldiğini vurguladı.

DÜZENLİ GELİR ÖNEMLİ

IMF’nin de özelleştirme gelirleri, Merkez Bankası kâr transferi, kamu bankalarından temettü gelirleri gibi “bir defalık gelirler” düşülerek elde edilen program tanımlı faiz dışı dengeyi dikkate aldığına işaret eden Konukman, şöyle devam etti: 

“Kural şudur: Borçlunun borcunu ödeyebileceği bir ortam var mı? Borçlu düzenli geliri varsa borçlarını ödeyebilir. Ancak bir defalık gelirleri düşünce düzenli gelir azsa sıkıntı vardır. Türkiye’de bu işi sürdürmek mümkün değil, bırak borç ödemeyi kendisi borçlanacak demektir. Bir defalık gelirler düşüldüğünde faiz dışı açık 109.9 milyar lira. Maliye’nin tanımladığı açığı 4’e katlıyor.” Yeni ekonomi programı’nda (YEP) 2020 için “birincil açık” olarak da tanımlanan faiz dışı açık tahmininin 101.8 milyar lira olduğuna hatırlatan Konukman, “Yani 10 ayda 25.9 milyar olan faiz dışı açık, tahmine göre kasım ve aralıkla birlikte 4 kat artışla 101.8 milyar liraya yükseliyor. Program tanımlı faiz dışı açık ise 179.1 milyar liraya çıkıyor. Son iki ayda hükümet müthiş bir net iç borçlanma trafiğine girecek” dedi. 

Prof. Konukman, bunun yaratacağı olumsuz etkileri de şöyle sıraladı:

DİBS’TE KUYRUK OLUR

“Devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) daha çok çıkacak. Bu da faizler üzerinde baskı kurmak demek. Faizler yükselecek. Özel sektör yatırım yapamaz hale gelecek. Buna ‘dışlanma etkisi’ de diyoruz. İş çevreleri yatırım ortamından uzaklaşacak. İş dünyası teşvik almak için kuyruğa girmektense DİBS kuyruğuna girecek. Önümüzdeki günlerde yeni bakanın işi çok zor olacak. Cumhurbaşkanı’nın ‘faiz sebep enflasyon sonuçtur’ tezi vardı. Bu teze karşın faizleri yükseltmek zorunda kalacaklar.”