Bir Başyapıt

cumhuriyet.com.tr

 

Aydınlığın Bilgesi İlhan Selçuk'un 7 Kasım 1998 tarihli yazısı:

PENCERE

Bir Başyapıt

Mélikoff' un ''Hacı Bektaş, Efsaneden Gerçeğe'' adlı kitabı yayımlandı.

Bir başyapıt bu.

Şiir, inanç, edebiyat, felsefe, toplum, insan, zaman ve uzam sarmalına dolanmış karmaşık bir konuyu ''efsaneden gerçeğe'' giden yolda kılı kırk yararak saydamlaştırmak, ancak ömrünü bu yola adamış İréne Mélikoff'un harcıydı.

Efsane nasıl başladı:

Güvercin donuyla Urum'a uçan

İmamlar evin kapusun açan

Cümle evliyalar üstünden geçen

Var mıdır hiçbir er Ali'den gayrı

Geçmiş yüzyılların gölgeliğinde tohumlanan efsane zaman ve uzamda gelişip yayılırken gerçeğe nasıl dönüştü? İnanca dayalı dünya görüşü, Tanrı'yı da kapsayan bir yaşam biçimini Orta Asya'dan Balkanlar'a nasıl oluşturdu?.. Bu soru Mélikoff'un kitabına aldığı Marguerite Yourcenar' ın bir sözünde anahtarını buluyor:

''Her dikilen anıtın kendi tarzı vardır.

Fakat yapı ülkenin taşlarıyladır.''

Anadolu insanı İslam dünyasında kendine özgü inancın hamurunu elleriyle yoğurdu; inançlar karışımında mayalandırdı.

**

Kaygusuz Abdal soruyor:

Kıldan köprü yaratmışsın

Gelsin kullar geçsin deyu

Hele biz şöyle duralım

Yiğit isen geç a Tanrı

Bektaşi, Alevi, Kızılbaş, ne derseniz deyin, insanı, doğayı, Tanrı'yı bir sayan, Tanrı'da insanı, insanı Tanrı'da gören evrensel felsefeye nasıl erişmiş?.. İnanılır gibi değil, ama, gerçek!.. Anadolu toprağının bereketi insanı tohumlamış, sevginin ürettiği bir hümanizmayı yaşam biçimine dönüştürmüş; ''...çeşitli kavimlerin yüzyıllarca birlikte var oldukları ve inançların eriyip dinler karışımı ve bilinç birikimi bir öğretide kaynaştırmış...''

Yunus' un dediği gibi:

Bir kez gönül yıktın ise

Bu kıldığın namaz değil

Yetmiş iki millet dahi

Elin yüzün yumaz değil

Alevilik-Bektaşilik yayıldığı coğrafyaya göre renklenen bir inanç karışımı, dünya görüşü, evren felsefesidir; kökü Anadolu'dadır, Hacı Bektaş'ın öğretisidir.

**

Zaman ve uzam içinde değişimin kaçınılmaz sarmalına dolanan efsanenin gerçekliğini yakalayabilmek için bir ömür yeter mi?..

Mélikoff 'yetmez' diyor.

Ancak alçakgönüllülüğünü bilimsel kuşkuculuğun doğrultusuna oturtan Sayın Mélikoff'un kitabını okuyan kişi, kafasında birbirine geçmiş bir dizi soru işaretinin çengellerinden kurtulacaktır.

Kızılbaş şairlerinden Derviş Kemal' in dizelerinde çarpıcı bir 'nefes' i duyumsuyoruz:

Özgürlüğün kutsal tacı

Âkıl isen başta gerek

Tok olan ne bilsün açı

Tokun kalbi taşta gerek

Halkı seviyorsan şaye

Ezilmişe eyle izzet

Sırrı çıksın bilmecenin

Sonu gelsin bu gecenin

Şafak yakın mı?..


(7 Kasım 1998 günlü yazısı)