Bir 23 yıllık tekerrür hikâyesi
1994’de dokunulmazlıkları kaldırılan zamanın DEP milletvekili Sırrı Sakık da Meclis’teydi. Sakık, cezaevi anılarını anlattı, HDP yöneticileri ilgiyle dinledi.
Erdem GülDün Meclis’teki en mutsuz milletvekilleri CHP’lilerdi. Dokunulmazlık oylamaları nedeniyle Meclis’e mutsuz gelmişlerdi. Oylamalar sırasında muhalefet kulisinde ilk sonuçları CHP’lilerle beraber bekledik. Salı günü yapılan oylamalarda sonuçlar referandum aralığında kalmış, en fazla 357 oy çıkmıştı. Ama referandumsuz dokunma sayısına kala kala 10 oy kalmıştı.
CHP’lilerde bu korku vardı ve AKP’den esen, “referandum” korkutmacası doğrultusunda evet oyuna yönelenler oldu. Bunlar konuşuluyordu ki ilk oylamanın sonucu geldi: 373 kabul. Referandum sayısı aşılmıştı. CHP’lilerin mutsuzlukları giderek artıyordu ama iki oylama daha yapılacaktı. Belki ikinci maddede de 367’nin üzerinde oy çıkardı ama asıl teklifin tümü üzerindeki üçüncü oylama vardı. 367’nin altında gelirse referandum aralığına düşülecekti.
CHP’lilerin kulis bahçesindeki kalabalığı ikinci madde oylamasında sürekli arttı. Bunların tümü hayır oyu kullanan CHP’lilerdi. Nitekim beklerken sonuç geldi. İkinci madde de 374 oyla geçti. Ama CHP’liler umutluydular. Daha doğrusu “Allah’tan umut kesilmezdi” ve CHP’den evet oyları geri dönerse AKP’den de fireler olursa son oylamada sayı düşecekti.
CHP’liler üçüncü oylamaya girdiler ama sonucu beklemeden Meclis’ten ayrıldılar. Meclis’ten ayrılma gerekçelerini, “Antalya’daki kampa gidecekleri, uçağa yetişecekleri” gerekçesiyle açıkladılar. Ama yüzlerinden düşen bin parçaydı. Mutsuz başladıkları günü mutsuz Antalya yolculuğuyla tamamladılar.
CHP’lilerin terkettikleri muhafet kulisinin bahçesinde bu kez Eş Genel Başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu HDP’liler göründü. 1994’de dokunulmazlıkları kaldırılan zamanın DEP milletvekili ve halen Ağrı Belediye Başkanı olan Sırrı Sakık da vardı. Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken ve başka milletvekilleriyle bahçede masa genişledi. Üçüncü oylama sonuçlarını HDP’lilerle sohbet ederek beklemeye başladık.
O sırada Sırrı Sakık, siyasi tarihe “2 Mart darbesi” olarak geçen 1994’deki dokunulmazlık sürecini anlattı. Hatta birlikte hapse gittikleri DEP’lilerle daha sonra yattıkları Ulucanlar cezaevinden fotoğraflarını paylaştı. 3 HDP yöneticisi Demirtaş, Yüksekdağ ve Baluken ilgiyle Sakık’ı dinlerken, hiç hapse girmediklerini vurguladı.
Masada şimdi AKP iktidarı tarafından yapılanın benzerinin o zamanki iktidar DYP tarafından yapıldığı da konuşuldu. Sohbette, “O zaman da dokunulmazlık meselesi CHP’ye fatura edilmişti. CHP o zaman SHP olarak iktidar ortağıydı. SHP’liler dokunulmazlık kaldırılmasına karşıydılar ama SHP, DYP ile koalisyon ortağıydı. Parti yönetimi hayır diyemiyordu. Eski liderleri Erdal İnönü, çok sıkı bir muhalefet şerhi yazmıştı. Ama parti yönetimi buna rağmen ortağına karşı çıkamadı. Ve SHP tartışıldı” diyalogları da geçti.
Ve nihai oylamanın sonuçları çıktı. Demirtaş ve Yüksekdağ sonucu gazetecilerden öğrendi. 2 oy daha fazla çıkarak 376 oyla referandumsuz sonuç alınmıştı. Demirtaş, “Biz kalkalım, kendi aramızda konuşalım. Sonra açıklama yapalım” dedi.
Onlar toplantıya girerken ben görüşü hiç merak edilmeyen bir kameraman emekçi arkadaşımla ayaküstü sohbet ettim. O da benim gibi 23 yıl önceki süreci Meclis’ten izlemişti. Şu cümleleri kurdu:
“İsimler, iktidardaki insanlar değişiyor, ama hayatımız ve kayıplarımız değişmiyor. Bu kadar bedel ödeniyor, biz bir arpa boyu yol alamıyoruz."