Binali Yıldırım: Niyetimiz 'hayr', akıbet 'hayr'
Başbakan Binali Yıldırım, CHP'nin başkanlık sistemi eleştirilerini işaret ederek, "Niyetimiz hayr, akıbet hayr. Hayırla, hayrı karıştırıyor bunlar. Hayr, biri de hayır. Onlar hayırcı, biz hayrcıyız. Birinde "ı" harfi var, birinde yok" dedi.
İHABaşbakan Binali Yıldırım, ATO Congresium'da düzenlenen AKP Ana Kademe İlçe Başkanları İstişare ve Değerlendirme Toplantısında açıklamalarda bulundu. Yıldırım, Türkiye'nin aydınlık yarınları yolunda kritik bir süreç yaşandığını belirterek, "Önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğimiz halk oylamasında öncesinde sizlerle biraraya gelmek ve bu istişareleri yapmayı uygun gördük. Halk oylamasında anayasa değişikliğinin reddedilmesini isteyenlerin kampanyalarını hayır ile hayr arasında ses benzerliği üzerine kurduklarını görüyoruz. Hayatlarında hiç bir hayırlı iş yapmamış olanların, sadece benzerliği sebebiyle bu mübarek kavrama bugünlerde nasıl sarıldıklarını görünce insanın gülesi mi geliyor ağlaması mı geliyor bir türlü karar veremiyor. Milletimiz kendisi ve ülkesi için hayırlı olanın ne olduğunu her zamanki gibi bu halk oylamasında da bütün cümle aleme gösterecek. tüm hayatı hayırla geçenlere kalanlara kalsa Türkiye bugün eserlerin tamamından mahrum olur. Rahmetli Menderes, ülkemize ilk kalkınma programını başlattığında attığı her adımda karşısında yine bu hayırcılar çıkmıştı. Türkiye o dönemde demokrasi ve ekonomide ne kazandıysa milletimizin evetleri sayesinde elde etmiştir. Ardından Rahmetli Erbakan, Rahmetli Türkeş'in içinde yer aldığı hükümetler kurulmuş, milletimiz teşvik ve desteğiyle önemli işler yapılmıştır" ifadelerini kullandı.
"Rahmetli Özal'ın da bu zihniyetlerden çok çektiğini biliyoruz" diyen Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Attığı her adımda temelini attığı her yatırım karşısında aynı hayırsızlar korosu karşısında olmuştur. Aslında, "istemezükçülüğün" ülkemizde kökleri çok eskidir ama hiçbiri Türkiye'nin bizim hükümetlerimiz döneminde geçen son 14 yıl kadar tutarsız olmamıştır. Dünyanın hangi bölgesinde kendisi hiçbir ilke, hiçbir değer, proje üretmeden sadece ve sadece iktidar partisinin yaptıklarına, söylediklerine karşı çıkarak siyaset yapan bir muhalefet var. Allah aşkına. Şahsen ben Türkiye'den başka böyle bir muhalefet örneği duymadım, bilmiyorum, hatırlamıyorum. Hatırlayan varsa söylesin. Anayasa değişikliği ile getirilen Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine karşı çıkanların, mevcut parlamento hükümet sistemi diye bir dertlerinin de olmadığını çok iyi biliyoruz. Çünkü bunlar yıllar boyunca parlamentoda hükümeti çalıştırmamak için ellerinden geleni arkalarına koymadılar."
"Cumhura saygısı olmayanların Cumhuriyetçiliği de yalandan başka birşey değildir"
Anayasa değişikliği görüşmelerinde muhalefetin seviyeyi düşürdüğünü iddia eden Yıldırım, "Anayasa değişikliği görüşmelerinde seviyeyi o kadar düşürdüler ki bacak ısırmadan, burun kırmaya, kürsüyü işgale işi vardılar. Parlamentodan çıkan hükümete en küçük saygıları olmayanların, sistemi kilitlemek için hileye başvuranların parlamento sistemi aşkını gördükçe neredeyse gözlerimiz yaşarıyor. Elbette ki bunların derdi mevcut sistemi savunmak değil, onlar sadece biz yeni bir sistem önerdiğimiz için uygulama aşamasına, milletimizin önüne, milletimizin kararına getirdiğimiz için bu mevcut sisteme can simidi gibi sarıldılar. Türkiye, monarşiyle yönetilseydi, biz buna karşılık demokratik bir sistem teklif etseydik, emin olun bunların tamamı kralcı ve kraliçeci olurlardı. Cumhura saygısı olmayanların Cumhuriyetçiliği de yalandan başka birşey değildir. Millete bidon kafalıdan, göbeğini kaşıyan adama kadar her türlü hakareti yapan, kendi oyunu milletin oyuyla bir görmekten hicap duyan bu zihniyet ne Cumhuriyetçi ne de demokrat olabilir. Bunlar dillerinden bu kavramları eksik etmeyen ama bir zamanların hayranı oldukları faşist yöntemlerin hayaliyle yanıp tutuşan iki yüzlülerdir" dedi.
"Hafızayı beşer, nisyan ile malüldür" diyen Yıldırım, "Türkiye'nin bırakalım daha öncesini son 14 yılını gözden geçirdiğimizde karşımıza çıkan manzaranın, tek başına anayasa değişikliğine neden evet denmesi gerektiğini gösterecektir. 2002 yılının Kasım ayında AK Parti tek başına iş başına geldi. Partinin kurucusu, Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Meclis'e giremedi. Milletvekili seçilemedi. Neden? Siirt'te bir şiir okudu diye. Bugün demokratikliği, Cumhuriyetçiliği kimseye bırakmayanlar o zaman bu durum karşısında ses çıkartmak bir yana artık muhtar bile olamaz diye ellerini ovuşturdular" şeklinde konuştu.
"Artık yeter, artık söz de karar da milletindir"
Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:
"Gezi olaylarının başladığı tarihe dönelim. orada olan aslında Taksim'deki 8-10 ağacın yerinin değiştirilmesi değildi. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca, yüzyıl, ilk defa faizleri yüzde 4.6'ya düşürmüş, IMF ile yolunu ayırmış dünyanın en büyük havalimanını cebinden beş para çıkmadan ihalesini yapmış, dünyanın en geniş köprüsü Yavuz Sultan Selim'in ihalesini başarıyla gerçekleştirmiş. İşte bu birilerinin canını sıkmış. Türkiye bu kadar sorunlarla uğraşırken nasıl oluyor da dünyanın en büyük havalimanını yapıyor, faizi yüzde 5'in altına düşüyor? Dikkat edelim her saldırı dalgası ülkemizin bir başka dinamiğini, toplum kesimini tahrik etmeyi, devleti ve hükümetini karşı cephe açmayı hedefledi. Aziz milletimiz bu oyunlara asla gelmedi ve gelmeyecek. Bu yakın tarih yolculuğunu yapmamın nedeni şudur, Türkiye'nin yönetim sistemi noktasında böylesine radikal bir yol ayrımına niye geldik? Bunun bir arka planı var, arka arkaya gelen birçok sebebi var. Bu noktaya hem çok daha uzun bir tarihsel arka planın tezahürü olarak, son 14 yılın gösterdiği acı tecrübelerin çıkış yolu olarak geldik. Müslüman aynı delikten iki defa ısırılmaz. Biz, aynı delikten defalarca ısırılma teşebbüsüne maruz kaldık. Darbeler, siyasi krizlerle, sosyal krizlerle, ekonomik yıkımlarla ısırıldık. Terörle aynı şeyi yaşadık. Onun için diyoruz ki, 'Artık yeter, artık söz de karar da milletindir'. Sürekli kriz üreten, milleti üzen devleti örseleyen bir sistemde ısrar etmenin anlamı yok. Cumhuriyet baki ama yönetim sisteminin biadı dolmuştur. Çözüm, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir."
Türkiye'nin rejim probleminin olmadığına dikkati çeken Başbakan Yıldırım, "Türkiye, rejimine İstiklal Savaşın'dan sonra Cumhuriyeti ilan edilerek, 1923'te karar vermiştir. Anamuhafet partisinin ikide bir 'rejim sorunu var' diye kafaları karıştırmasını anlamak mümkün değildir. Esasen millet de hiç itibar etmemektedir. Türkiye, gereken siyasi uzlaşmayı da sağlamıştır. Bizim gönlümüz bu uzlaşmaya meclis içinde ve dışında tüm siyasi partilerin katılması, anayasa değişikliğine hepsinin de katkı vermesi yönündeydi. Maalesef bizim dışımızdan kaynaklanan nedenlerle bu mümkün olmadı" dedi.
Nisan ayının ortasında yapılması planlanan halk oylamasında da yapıcı işbirliğinin devam edeceğini anlatan Yıldırım, anayasa değişikliğinin milletin kararıyla hayata geçirileceğini söyledi. Anayasa değişikliğinin 19'uncu anayasa değişikliği olduğunu kaydeden Yıldırım, 18 maddeden 14'ünün başkanlık sistemini ilgilendirdiğini, diğer 4 maddesinin yargı ve Meclis alanındaki düzenlemeleri kapsadığını ifade etti.
"İlçe başkanlarının maddeleri ezbere bilmesini istiyorum"
Anayasa değişikliği maddelerini ilçe başkanlarının ezbere bilmesi gerektiğine söyleyen Yıldırım, "İlçe başkanlarının öncelikle bu maddeleri ezbere bilmesini istiyorum. Kafanıza adınız gibi nakşedeceksiniz. Kendimiz bilmeden milletimize anlatamayız, milletimizin kafasındaki soruları cevaplayamayız. Partimizin hazırlıkları mevcut, bu notları, dökümanları bütün ayrıntıları ile okuyun, değerlendirin, kafanıza takılanları sormayı ihmal etmeyin" diye konuştu.
Muhalefetin yeni sistemle getirilen değişikliği "yalan kampanyası yaklaşımıyla" her mecrada anlattığını öne süren Yıldırım, "Adeta yalan rüzgarı. Yalanın bini bin para. Yüz kızarmıyorsa dilin zaten kemiği yok, üfürüyor da üflüyorlar. Rahmetli babamın bir lafını hatırlıyorum, genişten alan insanları gördüğü zaman şöyle derdi, 'Kaval elin yel Allah'ın üfle evladım üfle'. Şimdi bunlar da, kaval elin yel Allah'ın, üfleyin bakalım. Tek adamlıktan girip ülkenin bölünmesine kadar işi vardırıyorlar. Bizim bu yalanlar karşısındaki en büyük gücümüz doğruları anlatmaktır. Milletimizle kucaklaşmaktır. Millete doğrudan, her zaman doğruları anlatacağız. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ne olduğunu, ülkemize ne kazandıracağını, milletimize ne gibi katkılarının olacağını teker teker sabırla anlatacağız" şeklinde konuştu.
CHP'yi anayasa değişikliği konusunda aldığı tavır dolayısıyla eleştiren Yıldırım, "O gün tilki fıstığı çıkarmasaydı, 367 icadını yapmasaydı belki bunlara ihtiyacı kalmazdı. Hem ülkeyi kaosa krize sürükleyeceksiniz, ondan sonra bölünme diktatörlük teranelerini okuyacaksınız. Bu millet yemez" dedi.
Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kim hükümet olacak, kim Cumhurbaşkanı olacak ben karar vereceğim. Ben yetkiyi verdikten sonra bilmediğim tanımadığım adamlar devreye girip, benim adıma iş çevirmeyecek. Yapılan budur. CHP, hiç milletin teveccühüne ram olarak iktidar yönünde gayret göstermediği için buna karşı çıkmasını anlayabiliriz. CHP krizlerden, kaoslardan, vesayetlerden medet umarak, yarım yamalak iktidarın köşesinden kendine yer bulmuştur. Bu sistemde artık buna yer yok. Çalışan, gayret eden, milleti ikna eden herkes tek başına iktidar oluyor. İstikrar ve güven. İki sihirli kelime" ifadelerini kullandı.
"İki ayımız var. Bu iki ay, her saniyesi her anı değerli"
Türkiye'de yıllardır belediye başkan seçimlerinin olduğunu anlatan Yıldırım, "Yapacağınız seçimin yöntemi aynı. Ne yapıyoruz belediye seçiminde? Başkan için oy veriyoruz, meclis üyeleri için oy veriyoruz. Belediye başkanlığı seçimi ülkeyi böler mi? Seçim yöntemi aynı, başkanı da milletvekillerini de seçiyoruz işi bitiyoruz. Bir sürü masraf, ses kirliliği bütün bunlar ortadan kalkıyor. Halk oylaması tarihine kadar yoğun bir programımız var. İşimiz çok. Hepimize çok büyük görev düşüyor. Türkiye'nin sadece bugününü bir seçimlik dönemini değil, asırlık yol haritasını belirleyecek bir halk oylamasının anahtarı milletin elinde olacak. Ben teşkilatıma güveniyorum, sizlere güveniyorum. İnşallah, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye'yi yeni sistemle buluşturacağız. İki ayımız var. Bu iki ay, her saniyesi her anı değerli. Bu bir seçim değil. Milletvekili seçimi değil, Cumhurbaşkanı seçimi değil, belediye başkanları seçimi değil, bu bir halk oylaması. Bir anayasa değişikliği. Siyasi rakiplerimizin bunu bir seçime dönüştürme gayretleri olduğunu görüyoruz. Biz, AK Parti olarak bu konulara yabancı değiliz. geçmişte buna benzer gruplaşmaları, ittifakları hep gördük. Allah'ın izniyle, milletimizin desteğiyle bütün bu dirençleri birer birer yok ederek bugünlere geldik. Niyetimiz hayr, akıbet hayr. Hayırla, hayrı karıştırıyor bunlar. Hayr, biride hayır. Onlar hayırcı, biz hayrcıyız. Birinde "ı" harfi var, birinde yok" açıklamasında bulundu.
"Memleketin her köşesinde çalışmaya hazır mıyız?" diye soran Yıldırım, ilçe başkanlarından evet cevabını aldı. Bunun üzerine Yıldırım, "Duymadım. Evet, evet, evet" dedi.
Yıldırım, "Muasır medeniyetler seviyesindeki hedefleri gerçekleştirmeye, milletimizin arzu ve isteklerini daha kolay etmeye hazır mısınız? Biz de hazırız" şeklinde konuştu.