Binali Yıldırım HDP'lilerden oy istedi

Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Binali Yıldırım dün gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle sabah kahvaltısında buluştu, kampanya sürecini değerlendirdi. Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya’nın da katıldığı toplantıda soruları yanıtlayan Yıldırım, "İstanbul benim ortak paydam" diyerek kucaklayıcı ve kapsayıcı bir yönetim sürdüreceğini belirtti. Yıldırım'ın 'AK Parti HDP’yle birlikte bölgeden Kürt vatandaşlarımızdan en fazla destek alan partidir... HDP'nin adayı olmadığına göre' sözleriyle HDP oylarına talip olduğunu belirtti.

Aykut Küçükkaya


Binali Yıldırım, Küçükkaya’nın yönelttiği “7 Ocak’taki açıklamanızda ‘Yerel seçime gidiyoruz, genel seçimlere değil’ demiştiniz. Seçimlerin yerel seçim havasında kalmasını istediniz. 2-3 aylık süreçte meydanlarda, TV’lerde siyasi liderlerin söylemlerinde bu isteğiniz gerçekleşmedi. Bu durum sizin mi, yoksa rakibiniz Ekrem İmamoğlu’nun lehine mi oldu” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Bu şekilde değerlendirme yapmak doğru değil. Bunu pazar günü göreceğiz. Ben her şeye rağmen İstanbul yerelini ön plana çıkarmaya gayret ettim. Tüm toplantılarımda, medyada hep İstanbul’u ön plana çıkardım. Genel siyasetten anlamadığımdan değil ben bu ülkede bakanlık, başbakanlık yaptım. Bunun bir faydası olmadığına inanıyorum, hâlâ da aynı görüşteyim. 31 Mart referanduma dönüştü. Adaylar konuşulsaydı, adayları mukayese etme imkânı olsaydı çok daha farklı bir sonuç doğurabilirdi.” Yıldırım’ın diğer mesajları da özetle şöyle:

- HDP’ye eleştiri: Hep şunu söyledik: Biz bir genel seçime gitmiyoruz. İstanbul’un seçimini yapıyoruz. Siyasi görüşü ne olursa olsun, hangi partiye gönül verirse versin, İstanbul’un geleceği için, evlatlarımızın geleceği için herkesten destek istiyoruz. Buna HDP’ye oy verenler de dahil. Benim dediğim şu: HDP aday göstermediğine göre, HDP’lileri bağlayacak bir şey yok. Pekâlâ beni destekleyebilirler. Geçmişte de bugün de AK Parti HDP’yle birlikte bölgeden Kürt vatandaşlarımızdan en fazla destek alan partidir. Bu yüzden ben HDP’nin Kürtlerin oylarını pazara çıkarmasının çok dürüst bir iş olmadığını düşünüyorum. Pazarlık yapılmasının siyaseten de etik olmadığını düşünüyorum. HDP ile Kürtleri birbirinden ayırmak lazım. HDP bölücü terör örgütü ile arasına mesafeyi bugüne kadar koyamadı.

- Sandık çağrısı: Seçime katılım oranının düşeceğini tahmin etmiyorum. Böyle bir iddiada olanlar var, sandığa gidiş düşük olacak diye. Ama bizim insanımız seçimleri önemser. Batı’daki veya otokratik ülkelerdeki gibi değil. Sandığın gücüne güvenir Türk insanı. Sandığa gidecektir. Bu aynı zamanda bir çağrı. Sandığa gidilmeli. İstanbul’un geleceği, bu şehirde yaşayan ve oy kullanan 10.5 milyon hemşerimizi ilgilendiriyor. Dolayısıyla “Söyleyecek sözüm var” diyen herkes sandığa gitmeli diye düşünüyorum. Genel seçim değil bu, şehrimizle ilgili seçimimiz.

- Da Vinci ve futbol... Buluşmada Haliç gündeme geldi. Yıldırım, “Leonardo da Vinci’nin ünlü bir köprüsü var. Haliç için çizdiği söylenir. Onun bir kopyasını yapma projesi var mı?” sorusunu üzerine fotoğrafa bakıp, “köprüyü beğenmediğini” söyledi. Yıldırım, daha sonra, “Çok iyi anlaşılmıyor bu fotoğraftan. Mühendis gözüyle baktım, sanatkâr gözüyle bakmadım” sözüyle durumu kurtardı. Konu futbola gelince Yıldırım’ın, “Milli takımımız iyi başladı. Antrenmanlarına gittik, takımın seçilmesine de katkımız oldu. Sonuçlarını Şenol Hoca’yla istişare ettik. Fransa maçında da Fransız kalmayız” sözleri salonu güldürdü.