‘Bilmeden yıllarca başlarında mum yaktık’

Tunceli’nin Hozat ilçesine bağlı Karabakır (Bargini) köyüne bağlı Hıdırdamı mezrasında toplu mezarın ortaya çıkarılmasında en büyük pay sahiplerinden biri Hüseyin Baran.

Miyase İlknur/ Cumhuriyet

Kendisiyle kardeş torunları olarak ilk buluşmamız o meşum olayın olduğu tepede gerçekleşiyor. Ben onu tanımıyorum. O, “Hoş geldin Miyase Abla” diye karşılayıp kendisini tanıtınca kucaklaşıyoruz. Onun acısı iki taraflı. Çünkü hem Canan hem Baran ailesinin torunu.

Hüseyin Baran’a kemiklerin bugüne kadar nasıl olup da bulunmadığını, bu tepede yakıldıklarını herkesin bilmesine karşın neden aile mensuplarının “bir mezarları bile yok” diye dövünmek yerine gelip buraları kazmadığını soruyorum. “Bu tepede yakıldıkları biliniyor ama şu gördüğün yerlerin hepsi ev, ahır ve samanlık; hepsi yakıldığı için kemikleri bulmak için koca bir alanı kazmak lazım herhalde ondan” diyor. “Olsun” diyorum, “gerekirse bu koca tepeyi elleriyle kazıp bulabilirlerdi” diye üsteleyince bence asıl can alıcı saptamayı yapıyor: “Abla sanırım ilk yıllarda korkularından, sonraki yıllarda da küllenmiş acılarıyla bir kez daha yüzleşmekten çekindikleri için gelip kazmamışlar. Burası lanetli bir tepe olarak kabul görmüş. Kimse buraya hayvan otlatmaya bile gelmiyordu. Buradaki ağaçların yemişlerini bile kimse toplamıyordu. Şu yan tarafta akan ırmağın sularını bile hayvanlarına içirmiyordu.”

Peki sonra nasıl olup de kendisi nokta atışı yaparak bulmuştu kemikleri? Hüseyin Baran anlatıyor: Biz her yıl gelip onları anmak için bu tepede mum yakardık. Hep de kazının yapıldığı yerde bu anmayı gerçekleştirirdik. Orda yattıklarını hiç birimiz bilmiyorduk. Tamamen tesaadüf. Demek ki, ruhları bizi çağırmış. Sonra geçen yıl bir anıt mezar projesi gündeme gelince hadi mum yakıp onları andığımız yerde yapalım dendi. Biz de orayı kazdık. Kazınca kemiklere ulaştık ve avukat Cihan Söylemez’e vekâlet vererek toplu mezarın ortaya çıkarılmasını istedik.”