Bilişim suçlarında İstanbul lider

- ''Türkiye'de Bilişim Suçları 1990-2011'' çalışmasına göre, bilişim suçlarında il bazında İstanbul, Muğla ve Antalya, coğrafi bölge bazında ise Marmara, Ege ve Karadeniz bölgeleri ilk 3 sırada yer alıyor.

cumhuriyet.com.tr

CeBIT'te Adli Bilişim Uzmanı Çığır İlbaş ve Avukat Mehmet Ali Köksal tarafından hazırlanan ''Türkiye'de Bilişim Suçları 1990-2011'' çalışması, Türkiye'de mahkeme kayıtlarına geçen ilk bilişim suçunun işlendiği 1990 yılından 2011 yılının Temmuz ayına kadar yıl ve il bazında mahkemelere intikal eden 40 farklı suç maddesine ait 73 bin 185 adet ceza ve hukuk davasını içeriyor. Bu dönemde yargılanan toplam 98 bin 391 sanık bulunuyor.

Suçlara göre toplam dava dosya sayıları banka/kart yüzde 57, bilişim sistemi yüzde 17, telif hakları yüzde 13, müstehcenlik yüzde 8, çocuk istismarı yüzde 3, kişisel veriler yüzde 2 şeklinde sıralanıyor.

İllere göre nüfusa oranlı dosya sayılarına bakıldığında İstanbul, Muğla, Antalya yüzde 12'lik oranla ilk sırayı alırken, İzmir yüzde 11'lik, Aydın yüzde 10'luk, Denizli, Ankara, Bursa yüzde 9'luk, Kocaeli ve Adana yüzde 8'lik oranla bu illerin arkasından geliyor.

Bölgelere göre nüfusa oranlı dosya dağılımları Marmara yüzde 22, Ege yüzde 18, Karadeniz yüzde 17, İç Anadolu yüzde 15, Akdeniz yüzde 13, Güneydoğu Anadolu yüzde 8, Doğu Anadolu yüzde 7 olarak sıralanıyor.

Banka/kart davalarında Antalya, İzmir, Denizli, Aydın, İstanbul; bilişim sistemi davalarından Batman, İstanbul, Muğla, Antalya, Ankara; telif hakları davalarında Muğla, Antalya, Eskişehir, İstanbul, Aydın; müstehcenlik davlarında İzmir, İstanbul, Gaziantep, Kayseri, Antalya ilk 5 sırayı alıyor.

Çocuk istismarı davalarında Antalya, Çorum, İzmir, Denizli, Muğla; kişisel veriler davalarında Bayburt, Çanakkale, İstanbul, Niğde, Denizli, 5651 sayılı sayılı yasaya muhalefet davalarında Yalova, Edirne, Çanakkale, Sinop, İstanbul ilk sıralarda yer alıyor.

Artış hızı giderek azaldı

1990-2003 yılları arasında toplam bilişim suçu dava sayısı 389 adet iken, 2004 yılında bu sayının 429 olduğu ve sonraki yıllarda hızlanarak artığı görüldü.
Bu durumun temel nedenlerinden biri, Türkiye'de ilk internet bağlantısının 1993 yılında yapılması ve hanelerde internet kullanımının yaygınlaşmasının 2000'li yılları bulması oldu.
Bilişim suçları konusuna özel ilk yasal düzenlemeleri getiren Yeni Türk Ceza Kanununun 12 Ekim 2004 tarihinde kabul edilmesi ve önceki yıllarda bilişim suçları ile mücadele eden özel kolluk kuvvetlerinin bulunmayışı, 1990-2003 yılları arasındaki dosya sayısının az oluşunun nedenlerinden biri oldu.

Önceki yıllara göre dava dosyalarındaki artış hızları, 2005 yılına kadar artarak yüzde 212,82 seviyesine ulaştı. 2006 yılında yüzde 190,69 oranına gerilerken, 2007 yılında rekor bir düşüşle dört yıl önceki oranına yaklaşarak yüzde 101,41'e indi.
Sonraki yıllarda artış hızı giderek azaldı ve 2010 yılında yüzde 23,41 seviyesine kadar düştü.

2011 yılı ilk 7 aylık verilerden elde edilen aylık ortalama, 2010 yılının aylık ortalamasıyla karşılaştırıldığında, 2011 yılında değişim oranı yüzde 1,05 olarak ölçüldü.
Ocak-Temmuz 2011'de toplam dava dosya sayısı 11 bin 665, aylık ortalama dosya sayısı 1.944 olurken, 2010 yılı verileri ile 2011 yılı ilk 6 aylık verileri karşılaştırıldığında, bilişim suçu davalarının yıllık artış oranının 2011 yılında yüzde 17,96 olarak gerçekleşti.

''Bilinçlendirme çalışmalarının artması gerekiyor''

Çalışma yer alan yoruma göre, bilişim suçları ile mücadele çalışmalarının yüksek derecede etkin olduğu tespit edilirken, günümüzdeki koşulların aynı biçimde muhafaza edilmesi ve çalışmaların devamı halinde 2012 yılından itibaren bilişim suçlarındaki artışın yerini azalmaya bırakacağı görülüyor.

Bilişim suçlarında il bazında İstanbul, Muğla ve Antalya, coğrafi bölge bazında ise Marmara, Ege ve Karadeniz bölgeleri ilk 3 sırada yer alıyor.

Bilişim sistemlerine yönelik suçlar ve müstehcenlik suçları ile ilgili önlemlerin etkinliği belirgin bir biçimde görülürken, banka kredi kartı suçları, telif hakları konusundaki suçlar, kişisel verilerle ilgili suçlar ve çocuk istismarı konulu suçlarla ilgili mücadele ve bilinçlendirme çalışmalarının artması gerektiği dikkat çekiyor.