Bilirkişiden maden güzellemesi
İzmir’in içme suyu gereksiniminin önemli bölümünü karşılayan Tahtalı Baraj Havzası’nın yanı başındaki Efemçukuru’nda, TÜPRAG tarafından işletilen altın madeniyle ilgili bilirkişilerin hazırladığı son rapor, “inceldi”.
YUSUF ÖZKANİzmir’in içme suyu gereksiniminin önemli bölümünü karşılayan Tahtalı Baraj Havzası’nın yanı başındaki Efemçukuru’nda, TÜPRAG tarafından işletilen altın madeniyle ilgili bilirkişilerin hazırladığı son rapor, “inceldi”. Daha önce, madenin çevreye zarar vereceğini savunan 107 sayfalık bilirkişi raporu yerine, bu kez “maden güzellemesi” yapıldığı savlanan 7 sayfalık yenisi hazırlandı. Konuyu yargıya taşıyan çevreciler, “Yeni heyet bölgede inceleme yerine, adeta turistik seyahat yaptı” dediler.
Gerekçe tarafsızlık
Efemçukuru Altın Madeni’nin kapasite artırmasına onay veren 31.12.2012 tarihli ÇED olumlu belgesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’yle (İYTE) Dokuz Eylül Üniversitesi uzmanlarının bölgeden aldığı örnekler ve incelemelerinin ardından hazırladıkları 107 sayfalık bilirkişi raporu doğrultusunda iptal edilmişti. Ancak Danıştay, İYTE laboratuvarının akredite olmadığı, bilirkişilerin İzmir üniversitelerinden oluştuğu için tarafsız kalamayacakları gerekçesiyle kararı bozdu.
7 sayfaya düştü
Bu kez Hacettepe Üniversitesi’nden 5 akademisyenin yer aldığı yeni bilirkişi heyeti, geçen 1 Haziran’da madeni ziyaret etti. 18 Eylül’de de İzmir 1. İdare Mahkemesi’ne sundukları 7 sayfalık yeni raporda, madenin çevreye zarar vermediğini öne sürdüler. Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği’yle (EGEÇEP) yöredeki üreticilerden Ahmet Karaçam adına son rapora itiraz eden avukat Arif Ali Cangı, itiraz dilekçesinde, “Danıştay’ın bozduğu karar, sahadan alınan örneklerin analiz sonuçlarına dayandığına göre, bozmadan sonra da aynı işlemlerin tekrar edilmesi gerekmekteydi. Ancak bu yöndeki taleplerimiz yerine getirilmedi. Dolayısıyla mahallinde yapılan keşifte dava konusu ÇED raporundaki öngörülerin doğru olup olmadığı, taahhütlere uyulup uyulmadığı, ÇED olumlu belgesiyle yapılan faaliyetin çevreye etkilerinin somut biçimde tespiti yapılmamıştır. Bu haliyle yapılan keşif, amacı dışında bir tür turistik seyahate dönüşmüştür. Bu nedenle yeniden bir bilirkişi heyeti oluşturulmasını, yerinde örnekler alınarak analiz yapılmasını istiyoruz” dedi.