Bilimsel ve Laik Eğitim Hareketi'nden TEOG eylemi: Kaos büyüyor
Laik Bilimsel Eğitim Hareketi, liselere giriş sınavına 100 gün kala, “Öğrenciler deneme tahtası değildir” diyerek Kağıthane İlçe Milli Eğitim önündeydi.
cumhuriyet.com.trEylemde konuşan Nida karabağ “Açıklanan yeni sisteme dair ufak bir çalışmayla tablonun ne olduğunu göstermek için, çocukları bekleyen geleceksizliği, sorunları, çocuklarımızın hayatlarının kararmasına sebep olacak yeni sınav sisteminin nasıl bir tabloyla karşımızda durduğunu 100 gün önceden uyarmak içingeldik buraya” dedi.
Basın açıklamasını ise bu çalışmayı yapan velilerden biri olan Orhan Üstündağ okudu.
15 Eylül 2017 tarihinde Cumhurbaşkanının“Ben TEOG olayını istemiyorum ve bunu da artık yanlış buluyorum.” demesinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı jet hızıyla sınavı kaldıracağını açıkladığını hatırlatan Üsttündağ, “Son 15 yılda 6 milli eğitim bakanı tarafından değiştirilerek yamalı bohçaya dönüştürülen sınav sistemi bu kez de bir gecede değiştirildi. Milyonlarca öğrencinin geleceğini etkileyen bu kadar önemli bir konuda alınan bu karara ilişkin ilk günden beri kaygılarımızı, itirazlarımızı dile getirmiştik” dedi.
TEOG yerine yapılması planlanan Liselere Giriş Sınavı’na bugün itibariyle yüz gün kaldığına dikkat çeken Üstündağ yeni sitemin ilan edilmesinin üzerinden aylar geçmesine rağmen bütün sorunlar ortada durduğunu söyledi.
6 bin ortaokul öğrencisinin mezun olacağı ilçede bulunan Anadolu Liseleri’nin alacağı öğrenci sayısı 408
Bugün de yeni sınav sistemine ilişkin bir çok belirsizliğin olduğu Kağıthane İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün önünden sorularını sorarak taleplerini açıkladıklarını ifade eden üstündağ şöyle konuştu:
Kağıthane örneği bile yeni sınav sisteminin ne kadar dayanaksız olduğunu ortaya koymaktadır. 6000 ortaokul öğrencisinin mezun olacağı ilçede bulunan Anadolu Liseleri’nin alacağı öğrenci sayısı sadece 408’dir. Çocuklarını İmam Hatip Liseleri ya da Meslek Liselerine göndermek istemeyen veliler “en yakın okul” sistemiyle seçeneksiz bırakılmaktadır. Okul türü dayatması olmayacak diyen Bakanlığın “İmam Hatip dayatmasını” engellemeye yönelik bir çözümü var mıdır?
Kağıthane ile ortak sınırları bulunan Eyüp, Şişli, Sarıyer ve Beşiktaş ilçelerinde yer alan Anadolu Liseleri’nin kontenjanların bu ilçelerde mezun olacak öğrencilerin ihtiyaçlarını dahi karşılamazken Kağıthaneli öğrenciler taşımalı sisteme mi mahkum edilecek yoksa sınıflarda balık istifi mi yapılacak yoksa okullara kaçak kat mı çıkılacak?
İkamete dayalı eğitim sistemi dolayısıyla veliler, civardaki bölgelere kısmi süreyle taşınma ya da ikametini aldırma yoluyla çözümler bulmaya çalışmaktadırlar. Okul yönetimleri ise “zorunlu” olarak bağış toplayarak bu durumdan istifade etmektedirler. Binlerce öğrencinin kayıt yaptırmak istediği ancak kontenjanı yüzlerle sınırlı olan Anadolu Liseleri için bu tablonun daha da yaygınlaşacağı ortada değil midir?
Açıklamanın devamında yeni sınav sisteminde “nitelikli” olarak belirtilen liselerin %10’u merkezi bir sınavla öğrenci kabul edeceğini söyleyen Üstündağ “Sınava 100 gün kalmasına rağmen hangi liselerin bu kapsama alındığı neden açıklanmadı? Bu liseler hangi kriterlere göre belirlenecek? Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevi okulları nitelikli-niteliksiz olarak bölmek mi yoksa eğitimin niteliğini tüm okullarda artırmak mıdır?” diye sordu.
Üstündağ açıklamasını şöyle sonlandırdı:
Liyakata dayanmayan yöneticiler tarafından kapalı kapılara ardında, bilimsel dayanaklardan yoksun hazırlanan eğitim politikalarının sonucu ortadır. Bu sistemin sorunları saymakla bitmiyor. Bilimsel ve Laik Eğitim Hareketi olarak tekrar yineliyoruz, çocuklarımızın geleceği bizler için son derece önemlidir. Eğitim sistemini değiştirmek size yap-boz gibi eğlenceli gelebilir ama biz bu rezaletin bir an önce son bulmasını istiyoruz.
Her öğrencinin hayallerini gerçekleştirebileceği okullara gitmesi hepimizin talebidir. Her öğrencinin eşit bir eğitim alması ve sınavlarla hayatlarının hasar görmemesi hepimizin talebidir. Çocuklarda merakı ve yetenekleri açığa çıkartan; du¨şünen, sorgulayan öğrenciler yetiştiren eğitim esas olmalıdır. Bu ise tu¨m çocuklar için eşit, bilimsel ve laik bir eğitim olduğu koşullarda mu¨mku¨n olacaktır. Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için bilimsel ve laik eğitim için mücadele etmeye devam edeceğiz.