Bilgi, insan ve çevre üstüne bir sergi...
Türkiye’nin dört bir yanından yeni nesil sanatçıların yapıtlarının yer aldığı sergi, Galata Rum Okulu’nda sanatseverlerle buluşuyor. Genç yetenekler ile sergide yer alan yapıtları üzerine sohbet ettik. Serginin küratörü Derya Yücel ile de sergi sürecini konuştuk.
Öznur Oğraş ÇolakYeni sanat buluşması BASE bugün açıldı. Türkiye’nin dört bir yanından yeni nesil sanatçıların yapıtlarının yer aldığı sergi Galata Rum Okulu’nda sanatseverlerle buluşuyor. 24 Aralık’a kadar devam edecek sergide 20 şehirden, 31 üniversiteden mezun, 108 sanatçıya ait 116 yapıt yer alıyor. Ayrıca sergi kapsamında, Alev Ebuzziya, Ali Kazma, Gülsün Karamustafa, Hale Tenger, Mehmet Güleryüz, Murat Germen, Refik Anadol, Taner Ceylan gibi isimlerin de arasında olduğu 75 konuşmacı ile 30 panel gerçekleşecek. Sergide, baskı, cam, enstalasyon, fotoğraf, görsel iletişim tasarımı, grafik tasarımı, heykel, resim, seramik, Türk el sanatları ve video gibi farklı kategorilerden işler bulunuyor. BASE’nin kürasyonu ise Derya Yücel’e ait. Bilgi, İnsan ve Çevre olarak üç ana başlıkta ve üç ayrı bölümde planlanan sergide, birbirinden farklı disiplinlerin, yaratıcı ifadeler aracılığıyla görsel dile aktarıldığı üretimler izleniyor. Sergiyi, Kayseri, Erzincan, Samsun, Bartın, Mersin, İzmir ve İstanbul’dan gelen yaklaşık otuz genç sanatçı adayıyla birlikte gezdik. Yapıtları üzerine konuştuğumuz genç yeteneklerin toplumsal olaylara son derece duyarlı olduklarını gördüm. Yapıtlarında da terörden, şiddete ve çevre kirliliğine kadar günümüz sorunlarını kendi iç dünyalarıyla birleştiren sanatçı adayları böyle bir projeye dahil oldukları için çok heyecanlıydı. Genç yetenekler ile sergide yer alan yapıtları üzerine sohbet ettik. Serginin Küratörü Derya Yücel ile de sergi sürecini konuştuk.
-Projenin oluşum sürecinden bahseder misiniz?
Derya Yücel: Sanat eğitimi almış olan yeni mezun genç sanatçılara görünürlük kazandırmayı amaçlayan BASE, Ali Kerem Bilge, İdil Berkant Bilge ve Aslı Boduroğlu’nun şekillendirdiği bir proje olarak başladı. Projenin olgunlaşma sürecinde katıldığım ve küratörlüğünü üstlendiğim BASE’nin oluşum sürecinde ise sanat alanından profesyonellerle yoğun bir düşünce, paylaşım ve işbirliği ile geliştiğini söyleyebilirim. En başından itibaren şahit olma şansı yakaladığım sürece baktığımda, proje ekibinden seçici kurula, küratörsanatçı iletişiminden destekçilere, işbirliği yapılan profesyonellerden etkinlik katılımcılarına tüm süreçte kolektif, katılımcı, şeffaf ve bağımsız bir süreci hep birlikte paylaştık.
-Seçilen eserler neye göre belirlendi?
BASE seçici kurulu yerel ve uluslararası sanat profesyonellerinden oluşuyor. Akademisyen, sanatçı, sanat tarihçi, küratör, koleksiyoner ve galeri yöneticilerinden oluşan 23 kişilik seçici kurul, farklı perspektiflere sahip aktörlerin bakışı ve seçim sürecine katılımı açısından son derece zenginleştirici oldu. Üniversitelerin güzel sanatlar fakültelerinden ancak birbirinden farklı bölümlerinden, dolayısıyla farklı yaratıcı pratiklerin ve birbirinden farklı disiplinlerinden katılım söz konusuydu. Bu çeşitlilik içinden yapılan seçkinin de ortak bir sanatsal olgunluğa sahip olsalar da birbirinden farklı bakış açılarına sahip olan bir seçici kurulun üstlenmiş olması da ayrıca önemliydi.
-Türkiye’de ilk kez yapılan bu buluşma için neler söylemek istersiniz?
Mezuniyet sonrasında iletişim kanallarını genişletmek ve sanat alanında aktif olarak rol alan profesyonellerle tanışmanın genç sanatçıların kariyerleri açısından önemli bir şans olduğunu söylemem gerekir. Ve gençler için bu çok değerli. Bu nedenle, ilk kez gerçekleşecek olan BASE’nin küratörlüğünü üstlenmek benim için de ayrıca gurur ve heyecan verici. Sanatçı adaylarının BASE sergisi sonrasında da yakından takip edilmesi gerekiyor. Motivasyonlarının sürekliliği adına mezuniyet sonrasında da görünürlüklerine destek olmak çok önemli. Bu anlamda, süreç devam edecek.