Bilal'i kurtaran düzenleme iptal
17 Aralık operasyonundan 4 gün sonra yürürlüğe konulan ve Bilal Erdoğan’ın gözaltına alınacağı 25 Aralık’ı deşifre eden Adli Kolluk Yönetmeliği’ndeki tüm değişiklikler yargıdan döndü.
Alican Uludağ / CumhuriyetDanıştay 10. Dairesi, 17 Aralık gözaltılarından 4 gün sonra gizli soruşturmalarda savcıların başsavcıları, adli kolluğun ise mülki idare amirini bilgilendirmesi uygulaması getiren, bu yolla Bilal Erdoğan’ın gözaltına alınacağı 25 Aralık operasyonunu deşifre eden Adli Kolluk Yönetmeliği’nde yapılan tüm değişikliklerin yürütmesini durdurdu. Böylece 17 Aralık’ın yıldönümüne sayılı günler kala, soruşturma ve operasyonlarda polisin AKP iktidarını bilgilendirmesine olanak tanıyan Adli Kolluk Yönetmeliği’ndeki düzenlemeler yürürlükten kalkmış oldu. Adli makamların yargı sürecine ilişkin görev ve yetki alanına “herhangi bir şekilde müdahale bulunulamayacağı”nı vurgulayan Danıştay, gerekçeli kararında adli kolluk hizmetlerinde cumhuriyet savcısının başında olduğu hiyerarşik düzeni bozan hükümlerin “açıkça hukuka aykırı” olduğunu bildirdi.
Hükümet, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonucunda bakan çocukları ve Rıza Sarraf gözaltına alınınca, yeni dalgalardan haberdar olmak için 21 Aralık 2013’te Adli Kolluk Yönetmeliği’ni değiştirdi. Bu yolla üç gün sonra, yani 25 Aralık’ta Bilal Erdoğan ve çok sayıda işadamını kapsayan yolsuzluk operasyonu deşifre oldu, iktidarın müdahalesi sonucu polis, savcının gözaltı talimatını uygulamadı. İstanbul Barosu adına avukatAtilla Özen’in, yönetmelik değişikliklerine karşı açtığı davayı görüşen Danıştay 10. Dairesi, davalı İçişleri ve Adalet Bakanlıkları’nın savunması alınıp yeniden bir karar verilinceye kadar yönetmeliğin bazı maddelerinin yürütmesini geçici olarak durdurmuştu. Bakanlıkların 9 Ocak 2013 tarihli bu karara yaptığı itiraz da Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu reddetmişti.
Danıştay 10. Dairesi’nin, İstanbul Barosu’nun yönetmeliğin tamamının yürütmesinin durdurulması talebini ise 22 Ekim’de esastan görüşerek, karara bağladığı ortaya çıktı. Cumhuriyet’in ulaştığı karara göre Danıştay, yönetmelikte geçen yıl yapılan tüm değişikliklerin yürütmesini durdurdu.
Durdurulan maddeler neydi?
İptal edilen yönetmelik maddeleri mülki idare amirine yani valiye adli kolluk sorumlusunu belirleyeme yetkisi veriyordu. Yine en üst dereceli kolluk amirinin ise; il emniyet müdürü veya jandarma komutanı olduğu da düzenliyordu. Yönetmelikle, adli kolluk görevlerine ilişkin emir ve talimatları savcının değil Cumhuriyet Başsavcısının vermesi uygulaması getirilmişti. Aynı zamanda yönetmelik uyarınca en üst dereceli kolluk amiri adlî olayları, mülki idare amirine derhal bildiriyordu. Telefon dinlemesi yapılan gizli soruşturmaların aşamaları hakkında cumhuriyet savcısının Cumhuriyet başsavcısına yazılı olarak bilgi vermesi zorunluluğu da getiren düzenleme, en üst dereceli kolluk amirine, adlî kolluk görevlileri üzerinde “gözetim, denetim, planlama ve gerektiğinde diğer idari tedbirleri alma ve iş bölümünü yapma” yetkisi veriyordu. Yani bu yönetmelik, emniyet müdürünün polisleri görevden almasına imkan veriyordu.
Danıştay: Açıkça hukuka aykırı
Danıştay’ın yönetmeliğe verdiği yürütmeyi durdurma kararının gerekçesinde bu düzenlemelerin “açıkça hukuka aykırı” olduğu vurgulandı. Ceza Muhakemesi Yasası’nda; adli kolluk görevinin düzenlendiği, buna karşın bu görevi yerine getirecek teşkilatın bu zamana kadar kurulmadığı belirtilen kararda, adli kolluk görevinin, idare alanında görev yapan ve “idare ajanı” olan güvenlik görevlilerine verildiğine dikkat çekildi. Bu nedenle adli makamların emir ve talimatlarını uygulayacak bu görevlilerin sorumluluklarının belirlenmesinin zorunlu olduğu belirtilen kararda, “Yapılacak böyle bir düzenlemede adli makamların yargı sürecine ilişkin görev ve yetki alanına herhangi bir şekilde müdahale bulunulamayacağı açıktır. (...) Esasen yargı alanının, kuvvetler ayrılığı ilkesi gereği ancak yasayla düzenlenmesi mümkündür” denildi. Son yönetmelikle adli kolluk hizmetlerinde uyulacak hiyerarşik düzenin değiştirildiğine vurgu yapılan kararda, şunlar kaydedildi:
“Adli kolluk hizmetlerinde cumhuriyet savcısının başında olduğu hiyerarşik düzeni, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası’na aykırı biçimde değiştiren yukarıda içeriği aktarılan yönetmelik hükümleri; davalı idarelere yasayla tanınan idari düzenleme yetkisinin aşılması suretiyle yargı alınını düzenlemeleri nedeniyle yetki yönünden açıkça hukuka aykırı bulunmaktadır. ...yönetmelik hükümleri, telafisi güç veya imkansız zararlara yol açabileceği sonucuna varılması nedeniyle yürütülmelerinin durdurulmaları gerekmektedir.”