Biber gazında vali ve emniyet müdürü kusurlu

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde, "17 Aralık 2009 tarihinde Ankara Sıhhiye Meydanında, toplanan göstericilere ve onlara destek vermek üzere meydanda bulunan milletvekillerine yönelik olarak göstericilerin dağıtılması esnasında kullanmış olduğu zor kullanma yetkisinin aşılıp-aşılmadığı ve diğer hak ihlallerine neden olunup-olunmadığının incelenmesi" amacıyla oluşturulan alt komisyon çalışmalarını tamamlayarak raporunu hazırladı.
 

"TEKEL eylemleri kanuna aykırı"

Komisyonun raporunda Ankara'da gerek 15 Aralık 2009'da AKP Genel Merkezi yakınında gerek 16-17 Aralık 2009 günü Sıhhiye Meydanında ve sonraki günlerde Türk- İş Genel Merkezi önünde yapılan toplantı ve gösterilerin Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa aykırı olduğu ifade edildi. Olaylara ilişkin görüntülerin incelenmesi sonucunda, 17 Aralık 2009'da polisin göstericilerin dağılması için öğle saatlerine kadar beklediği, dağılmalarının teminine yönelik anonsların yapıldığı ancak gösterilerin devam ettiği ve topluluğun dağılmadığı, milletvekillerinin de bulunduğu topluluğa karşı güç kullanmaya başlandığının görüldüğü kaydedildi. Raporda "Ankara Sıhhiye meydanında meydana gelen olaylarda göstericilerin herhangi bir bildirimde bulunmadan ve Kanunen belirlenmiş olan Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü yapılacak yerler ve meydanların dışında toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılması toplantının kanuna aykırı olduğu ile polisin görevini yerine getirirken göstericilerin dağılmayarak direniş gösterdikleri ve polisin zor kullanma yetkisinin doğduğunu kabul etmek gerekecektir" denildi.

"Eski vali ve emniyet müdürü kusurlu"

Raporda, gerek dönemin Ankara Valisi Kemal Önal gerekse Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir'in Tek Gıda İş Sendikası'nın 7 Aralık 2009'da kamuoyuna yaptığı duyurunun sonunda yer alan "Sonuç alıncaya kadar Ankara'da kalmakta kararlıyız."şeklindeki ifadelerin ve sendikaların kararlılığının Ankara eski Valisi Kemal Önal ve Emniyet Müdürü Orhan Özdemir tarafından yeterince dikkate alınmadığı belirtildi. Raporda şu görüşler dile getirildi:

"Kanunsuz toplantı ve gösteri yürüyüşünün dağıtılması emrini veren İl Valisi İ. Kemal Önal ve bu emri uygulama görevi olan İl Emniyet Müdürü Orhan Özdemir alanda milletvekillerinin olduğunu bilmesine karşın bu emri vermiş ve emrin uygulanmasını istemişlerdir. Dağıtılma emri için Milletvekillerinin güvenliklerinin alınmasından sonra dağıtılma emri uygulanabilirdi. Çetin Soysal'a yapılan gaz sıkma olayı Alt Komisyonda olan milletvekillerince, Çetin Soysal'ın hem kendi temsil ettiği kişiliği itibarıyla hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi sıfatıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinin tamamına bir hakaret olarak algılanmıştır. Polislerin göstericileri etkisiz hale getirmesine yönelik görüntülerde, Çetin Soysal ve diğer milletvekillerinin kaçmaya ve direnmeye yönelik bir davranışının olmamasına karşın, polisin doğrudan Milletvekili Çetin Soysal'a ve diğer göstericilere karşı kullandıkları göz yaşartıcı gazın miktarı ve kullanım şekli, kanunun verdiği zor kullanma yetkisinin sınırları içinde olmayıp, bu yetkinin aşılmasıdır. Çetin Soysal gerekse diğer milletvekillerinin aktif olarak polise direnmeleri söz konusu değildir. Polislerin alanda bulunan milletvekillerine ve göstericilere karşı, aşırı ve orantısız güç kullanması şeklinde Türkiye'yi dünya kamuoyu önünde de zor duruma sokacak davranışlarda bulunmalarının önüne geçilmelidir. Yönetim ile denetim yetki ve görevinde ihmal ve kusuru olan Ankara eski Valisi Kemal Önal ve Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir başta olmak üzere olaylarda ihmal ve kusuru bulunanlar hakkında gerekli hukuki işlemler ilgili mevzuat gereğince başlatılmalı ve sonucundan komisyonumuz bilgilendirilmelidir."