Biat etmemenin bedelini ödüyor

F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın dik başlılığı nedeniyle zarar gördüğü konuşuluyor.

cumhuriyet.com.tr

“Eğer biat etseydi, siyasetin kulübe sızmasına izin verseydi, Aziz Yıldırım bedel ödemek zorunda kalmaz, her kapı ona ardına kadar açılırdı...”

Bu sözler Fenerbahçe Kulübü’ne son 20 yılında önemli hizmetlerde bulunan tanınmış bir isme ait. Kendisi Başkan Aziz Yıldırım’ın her dönem destekçisi olmuş önemli Fenerbahçeli, bir Kadıköylü. Özel nedenler yüzünden adının açıklanmasını istemiyor.

Ancak yaptığı açıklamalar oldukça iddialı. Her Fenerbahçeli gibi 3 Temmuz 2011’den bu yana, sistemin Sarı-Lacivertli camiaya cephe aldığını düşünenlerden. Özetle Fenerbahçe’nin ‘dik başlılığı’ nedeniyle zarar gördüğüne dikkat çekiyor. O anlatıyor, biz dinliyoruz:

“3 Temmuz, tutukluluk günleri, şahsa özel yasa çıkarıp verilen hapis cezaları, polis fezlekesi ile gelen Avrupa’dan men cezaları 2000’li yılların başına dayanıyor.”

‘F.Bahçe Atatürk’ün kulübü’

“O günlerde aracılar Aziz Yıldırım’a, ‘Eğer siyasi otorite ile geçinirseniz sıkıntı yaşamazsınız’ mesajı vermişti. Ancak başkan daha ilk gün, ‘Ben varken bu kulübün kapısından içeri siyaset giremez, Fenerbahçe, Atatürk’ün kulübüdür, laiktir, demokrattır, siyasete uzaktır’ uyarısında bulundu. Aracılardan gelen bu ret yanıtı sonrası dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Fenerbahçeli olduğu halde, kulüpten ve Aziz Yıldırım’dan uzak durdu. Yine bir yerel seçimler öncesi aynı rüzgâr esti, Aziz Başkan yine biat etmedi. Sonra da yaşananlar ortada.”

3 Temmuz süreci

“3 Temmuz sürecinde Fenerbahçe ve Yıldırım için yasa yokken, suç kurgulandı, sonradan yasa çıkarıldı. Şimdi ise okul arazisi üzerinden Fenerbahçe’nin üzerine gidiliyor. Oysa o konuda Fenerbahçe haklı. Arada bir protokol var. Fenerbahçe okul arazisine karşılık 3 tesis sözü vermiş ve taahhütlerini yerine getirmiş. Ama şimdi bakanlık bahane arıyor. Amaç Fenerbahçe’yi bezdirmek.

Ne o, söz verilen tesisler gecikmiş, projesinde sıkıntı varmış. Miş ile, mış ile protokolü iptal etmek istiyorlar. Bu krizi çözmek için de Milli Eğitim Bakanlığı’na gidiliyor, bu kez Aziz Yıldırım’a iftira atılıyor. Ne o küfretmiş, devlete. Bakanlığa sövmüş. Böyle bir şey mümkün mü? Aziz Yıldırım, sokaktaki sıradan biri mi, oturup kalkmasını bilmiyor mu? Ama işte nereden yıpratırsak o kadar iyi olayı...”

Bir rivayet daha

Bir başka Fenerbahçeli ise Sarı-Lacivertli kulüple AKP iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan’ın arasının açılmasının 2 önceki seçimlere dayandığını iddia etti. Yine rivayete göre, o dönemde Recep Tayyip Erdoğan, Kadıköy’deki CHP üstünlüğünü kırmak için kulüpteki bağlantılarından destek istiyor. Ama, yönetimden “Biz siyasete karışmayız” cevabı gelip, Kadıköy’de Fenerbahçe’ye yakınlığıyla bilinen Selami Öztürk başkanlığı kazanınca Aziz Yıldırım ile Erdoğan’ın arası düzelmemek üzere bozuluyor.

Bir başka iddia ise daha büyük ölçekli bir proje. O yıllarda Kalamış sahiline Dubai Marina benzeri bir yatırım yapmak isteniyor. Projenin olmazsa olmazı da Kalamış tesisleri ile stat. Bu iki arazi karşılığında Fenerbahçe’ye Pendik civarında 60 bin kişilik ultra modern bir stat sözü veriliyor ama yönetim kabul etmeyince milyarlarca dolarlık proje çizimde kalıyor ve Sarı-Lacivertliler ile husumet başlıyor. Fenerbahçe’nin marina ve banka projesine Cumhurbaşkanı’nın başbakanken gösterdiği tepki de bu yüzden..