'Bi' cisim' yaklaşıyor
Kurukafa biçimindeki bir asteroit, 300 metrelik yarıçapıyla Dünya’ya doğru yaklaşıyor. Peki, korkmamızı gerektiren bir tehlike söz konusu mu?
Cumhuriyet- Bilim ve TeknolojiYüzeyine inilen Asteroitler
Buna benzer yakınlaşmaları zaman zaman yaşıyoruz. Hatta Dünya’ya yaklaşan asteroitlerden ikisi uzay gemileriyle ziyaret bile edildi. Bunlardan biri, NASA’nın Rendezvous sondaj aracının ziyaret ettiği 433 Eros, diğeri ise Japonya Uzay Araştırma Ajansı’nın (JAXA) Hayabusa misyonuyla ziyaret ettiği 25143 Itokawa asteroidiydi. 25143 Itokawa, ilk olarak 1998’de LINEAR tarafından (LNCOLN- Yere Yakın Asteroid Araştırmaları) keşfedilirken, Itokawa’dan örnek toplamak için tasarlanan Hayabusa uzay sondası, 2005 yılında asteroidin yörüngesine girmiş, Dünya’ya dönüşü ise 2010 yılını bulmuştu. İsmini Japon roket mühendisi Hideo Itokawa’dan (1912-1999) alan asteroitten alınan parçalar, Osaka Üniversitesi’nde değerlendirilmiş ve Itokawa’nın ana gövdesinin, yaklaşık 4,6 milyon yaşında olduğu ve 1.5 milyar yıl önce başka bir asteroitle çarpışarak dağıldığı keşfedilmişti. 433 Eros ise ilk defa 13 Ağustos 1898’de gökbilimci Gustav Witt tarafından gözlemlenirken bir uzay aracının onun için havalanması 23 Aralık 1998 tarihine rastlamıştı. Bu uzay misyonu sırasında asteroidin düşünüldüğünden daha küçük olduğu ve Dünya yüzeyiyle benzer özellikler taşıdığı bulunmuştu.
Binlercesi dünyayı teğet geçiyor
Dünya’ya yaklaşan, teğet ya da yakın geçen asteroit sayısı bugün bini bulmuş durumda. NASA, 17 bin büyük asteroidin daha tespit bile edilemediğini söylüyor. Asteroitlerin en az 10 milyon yıldır uzaydaki yörüngelerinde döndükleri düşünülüyor. Boyutu 30-40 kilometre aralığındaki (1036 Ganymed) bir asteroit bile tespit edildi. Milyonlarca yıldır birbiriyle çarpışmaya ve uzayda salınmaya devam eden bu uzay cisimleri, kavga ve gürültüyle geçirdiğimiz ömrümüzü sadece bir göz kırpışı zaman olarak görüyor. Yakın zamanda dünyanın yaşadığı en büyük göktaşı çarpması olayı 1908’de Sibirya’da gerçekleşmişti. Göktaşı, kilometrekarelik bir ormanı yakıp kül etmişti. Ancak göktaşının yere çarptığına ilişkin bir kanıt bulunamadı, çünkü yere çarptığına ilişkin biriz, örneğin büyük bir çukur yoktu. Bilim insanları bu konuyu hâlâ tartışıyor. Göktaşının atmosfere girdiğinde parçalandığı, ancak yaydığı büyük ısı vb. gibi etkilerinin binlerce kilometrelik ormanı yakıp kül ettiği görüşü genel kabul görüyor.
Derleyen: Batuhan Sarıcan